Bu makalede Transponder (havacılık)'in farklı bağlamlardaki önemini ve günümüz toplumundaki önemini araştıracağız. Transponder (havacılık) tarih boyunca bir çalışma ve ilgi konusu olmuştur ve etkisi ekonomiden siyasete, bilim ve kültür de dahil olmak üzere çeşitli alanlara kadar uzanmaktadır. Sonraki birkaç satırda Transponder (havacılık)'in düşünme ve hareket etme biçimimizi nasıl şekillendirdiğini ve günlük yaşamlarımızı nasıl etkilemeye devam ettiğini analiz edeceğiz. Transponder (havacılık), kökeninden çağdaş evrimine kadar etrafımızdaki dünyayı daha iyi anlamak isteyen herkesin ilgisini çeken bir konu olmaya devam edecek.
Transponder, hava araçlarında bulunan, radar sorgulamasına cevap vermek için tasarlanmış; hava aracının yer, hız gibi temel bilgilerini radyo frekanslarına yanıt olarak trafik kontrolörlerine ileten, uçağın en önemli iletişim sistemini oluşturan elektronik cihazdır. Bir hava aracının transponderi devre dışı olduğu zaman o hava aracına dair hiçbir bilgi alınamaz ve iletişim kurulamaz. Bazı kaynaklarda XPDR, XPNDR, TPDR veya TP şeklinde kısaltılır. Hava aracındaki transponder yerdeki ikincil radarlarla ve diğer uçaklardaki çarpışmayı önleyici sistemlerle sinyaller vasıtasıyla haberleşir. Mode C ve Mode S transponderler basınç altimetresinden aldıkları irtifa bilgisini de yayınlayabilirler.
Transponder kavramı 1940'larda İngilizce transmitter (verici) ve responder (yanıtlayıcı) sözcüklerinden türetilmiştir.[1]
Havacılık transponderı ilk olarak İkinci Dünya Savaşında Amerikan ve İngiliz Ordusu tarafından radarda dost ve düşman uçakları birbirinden ayırabilecek bir sistem (Dost veya Düşman Tanımlama Sistemi - IFF) olarak geliştirilmiştir. Konsept Soğuk Savaş sırasında Kuzey Amerika'nın savunulmasında kullanılan NORAD teknolojisinin temelini oluşturmuştur.
Aynı konsept sivil hava trafiği kontrolü tarafından 1950'lerde uyarlanarak genel ve ticari havacılık için trafik hizmeti vermek amacıyla ikincil sürveyans radarı (işaret radarı) sistemlerinde kullanılmıştır.
Hava aracındaki transpondere kumanda paneli vasıtasıyla çeşitli kodlar girilebilir. Bu fonksiyona Mod 3A veya kısaca Mod A denir. Örneğin 7700 kodu "uçakta acil durum var" anlamına gelir. Benzer şekilde 7600 "telsiz arızası var", 7500 "uçak kaçırıldı" anlamına gelir ve bu kodlar tüm dünyada geçerlidir.[2]
ATC üniteleri pilotlardan çeşitli transponder kodlarını girmelerini talep edebilirler. Bu kodlar uçağın ATC radar ekranında tespit edilmesini kolaylaştırır. Örneğin ATC ünitesi "squawk 7421" anonsu yaptığında pilot transpondere bu kodu bağlar. "Kuş çığlığı" anlamına gelen squawk sözcüğünün[3] kullanımı 2. Dünya Savaşı'nda kod adı parrot (papağan) olan ve dost-düşman ayrımı yapan IFF (Identification Friend or Foe) sistemine dayanır.[4]
Kod değişimi esnasında -anlık da olsa- acil durum vs. kodlarını yayınlamamak için cihazın stand by konumuna alınması veya rezerve edilmiş kodlara uğramayacak şekilde squawk kodu değiştirilmesi gerekir.
![]() | Havacılık ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |