Bugünlerde Numan Çelebicihan herkesin dilinde olan bir konu. Numan Çelebicihan, toplumdaki ortaya çıkışından günlük hayata olan etkisine kadar çeşitli topluluklarda büyük ilgi uyandırdı. Bu olgu, önemi, sonuçları ve modern dünyadaki rolü hakkında çok sayıda tartışmaya ve düşünceye yol açtı. Bu makale boyunca Numan Çelebicihan ile ilgili farklı yönleri keşfederek kültür, teknoloji, politika ve kişisel yaşam üzerindeki etkisini analiz edeceğiz. Benzer şekilde, Numan Çelebicihan'in günümüz toplumu üzerindeki etkisini anlamamıza olanak tanıyan geniş ve zenginleştirici bir vizyon sunarak, Numan Çelebicihan çevresinde var olan çeşitli perspektifleri araştıracağız.
Numan Çelebicihan | |
---|---|
![]() | |
Kırım Halk Cumhuriyeti Başkanı | |
Görev süresi 9 Aralık 1917 - 23 Şubat 1918 | |
Yerine geldiği | Yeni makam |
Yerine gelen | Makam kaldırıldı |
Kişisel bilgiler | |
Doğum | Noman İbraim оğlu Çelebicihan 1885 Orkapı |
Ölüm | 23 Şubat 1918 (33 yaşında)[1] |
Partisi | Milli Fırka |
Bitirdiği okul | Vefa Lisesi |
Mesleği | Şair · siyasetçi · avukat |
Dini | Sünni İslam-Hanefilik |
Numan Çelebicihan (Rusça: Нома́н Челебиджиха́н, Kırım Tatarca: Noman İbraim оğlu Çelebicihan, نعمان ابراهيم اوغلى چلبى جهان; 1885 - 23 Şubat 1918), Kırım Tatarı politikacı, avukat, şair ve yazar. 9 Aralık 1917 tarihinde kurulan kısa ömürlü Kırım Halk Cumhuriyeti'nin ilk başkanıdır. Kırım Tatarlarının ulusal marşı Ant Etkenmen'in şairidir.
Numan Çelebicihan 1885'te Kırım'ın kuzeyindeki Orkapı'da Büyük Sonak köyünde doğdu. Babası İbrahim Çelebi,[2] Annesi Cihanşah'ın kızı[3] Eğitim için İstanbul'a gitti. Vefa Lisesi'nde okurken ilk olarak "Yaş Tatar Yazıcılar Cıyını" adında Tatar gençlik örgütünü kurdu. Daha sonra Kırım Tatar Öğrenci Birliği ve Vatan'ın kurulmasında rol aldı.
Hukuk eğitiminin ardından bağımsızlık hareketinde yer almak için Kırım'a geri döndü. Kırım Tatar Kurultayı'na Orkapı temsilcisi seçildi. 1917 yılında Millî Fırka'yı kurdu.
Kırım Tatar Kurultayı'nın başkanı seçilmesinden iki ay sonra, Ocak 1918'de Bolşevik güçlerinin Kırım'ı ele geçirmesinin ardından tutuklandı ve idam edildi. Cesedi de Karadeniz'e atıldı.[4] Bugün, sembolik mezarı; Gözleve şehrinin Eskisaray Camii'sinde, babası Abdülkerim Çelebi ve dedesi Ali İbrahim Çelebi'nin yanında bulunmaktadır.[5]