Bu yazımızda Amasya Genelgesi konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Kökeninden bugünkü önemine kadar, Amasya Genelgesi'in farklı bağlamlardaki önemini anlamamızı sağlayacak farklı yönleri analiz edeceğiz. Multidisipliner bir yaklaşımla hem tarihsel hem de güncel yönleri, bunların kültür, toplum ve teknoloji gibi alanlara etkilerini ele alacağız. Bu sayfalarda yeni bakış açıları keşfetmeye ve Amasya Genelgesi'in günümüz dünyasındaki önemi üzerine düşünmeye çalışacağız.
Amasya Genelgesi veya Amasya Tamimi, ulusal egemenliğe dayanan, tam bağımsız Türkiye Cumhuriyeti'nin temellerini oluşturan ilk kuruluş belgesi olması nedeniyle Türk tarihinde önemi olan metin.
İlk kez ulusal egemenlikten bahsedilmiştir. Bir ihtilal bildirisi niteliği taşımaktadır, çünkü İstanbul Hükümeti'ni hiçe saymakta; hükûmetin düşman devletlerin esiri olduğunu söylemekte ve milleti yine milletin kendisinin azmi ve kararlılığının kurtaracağını söylemektedir. Maddenin yorumu Türk Kurtuluş Savaşı'nın amacı ve yönetim şeklinin halk tarafından yapılması ve seçilmesidir.[1] Mustafa Kemal kendisinin hazırladığı Amasya Tamimi'ni, 9. Ordu Müfettişi sıfatı ile imzalamıştır.
Sivas'ta bir kongrenin toplanacağı, Amasya Genelgesi'nde belirtilmiştir.
Esaslar, Mustafa Kemal tarafından yaveri Cevat Abbas Bey'e 21-22 Haziran 1919 gecesi Amasya'da yazdırılmıştır.[2]
Mustafa Kemal tarafından Cevat Abbas Bey'e yazdırılan temel esaslar şunlardır:[2]
Nutuk'un aynı bölümünde ifade edilir ki aslında bu taslak, dört maddelik bir müsvedde olarak dikte edilmiştir. Amasya Genelgesi'nin sonuç bildirgesi bu taslak doğrultusunda gerçekleşmiştir. Bu taslak metnin sonunda, Mustafa Kemal'in, Kurmay Başkanı Albay Kâzım Bey'in, kurmay heyetinden tebliğ işlerinden sorumlu memur Hüsrev Bey'in, askeri makamlara şifre yayan diğer bir yaver Muzaffer Bey'in ve sivil makamlara şifreleyen fakat Nutuk'ta adı açıklanmayan bir sivil memurun imzaları vardır ve Nutuk'ta ifade edildiğine göre bunlardan başka imzalar da vardır.
Hazırlanan bildirideki bu diğer imzalar, bahsi geçen ilk imzalardan sonra müsveddede yerini almıştır. Atatürk'ün Nutuk'ta, isimlerinden bahsetmediği bu imzaların sahipleri; İstiklal Savaşı'nı başlatan diğer komutanlar olan fakat Millî Mücadele sonrasında Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası adlı muhalefet partisi kurmak istedikleri için "gözden düşen" Rauf Orbay, Refet Bele ve Ali Fuat Paşa'dır.[3]
Bildiri, Erzurum'da 15. Kolordu Komutanı Kâzım Karabekir'e ve Cemal Mersinli Paşalar'a da sunuldu.[1] Onların onayının alınmasından sonra, bildiri, 22 Haziran 1919'da ülkenin en batısındakinden en doğusundakine kadar tüm mülki amir ve askeri komutanlara telgrafla Abdurrahman Rahmi Efendi tarafından ulaştırıldı.
Bu Tamimin yayınlandığı gün, Anadolu İhtilâlinin gerçek başlangıç tarihidir. Pek çok bilim adamı bu genelgeyi açıkça bir ihtilâl beyannamesi olarak kabul etmektedir.