Bu yazımızda son zamanlarda oldukça ilgi çeken ve tartışılan bir konu olan Yalova Atatürk Köşkü konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Yalova Atatürk Köşkü, toplum üzerindeki etkisinden günlük yaşamdaki etkilerine kadar farklı alanları ve yönleri kapsayan geniş bir kavramdır. Bu sayfalar boyunca, Yalova Atatürk Köşkü'i çeşitli yaklaşımlardan analiz ederek, günümüzde bu kadar alakalı olan bu konunun eksiksiz ve ayrıntılı bir vizyonunu sunacağız. Aynı şekilde Yalova Atatürk Köşkü'in tarihsel gelişimini, geleceğe olası yansımalarını ve alanında uzman kişilerin görüşlerini inceleyeceğiz. Yalova Atatürk Köşkü hakkındaki bilgi düzeyiniz ne olursa olsun, bu makale size değerli bilgiler sağlayacak ve sizi onun günümüz dünyasındaki önemi ve geçerliliği üzerinde düşünmeye davet edecektir.
Yalova Atatürk Köşkü | |
---|---|
![]() | |
![]() | |
Açılış | 1929 |
Konum | Termal, Yalova (il), Türkiye |
Koordinatlar | 40°36′13″K 29°10′29″D / 40.60361°K 29.17472°D |
Tür | Tarih müzesi |
Yönetici | Millî Saraylar İdaresi Başkanlığı |
Resmî site | Yalova Atatürk Köşkü - Milli Saraylar |
Yalova Atatürk Köşkü, 1929 yılında Mustafa Kemal Atatürk'ün isteğiyle Yalova'nın 12 kilometre güneyindeki Termal ilçesine yapılan iki katlı köşk.
Bir yerleşim merkezi olarak tarihi, Roma ve Bizans dönemlerine dayanan Yalova Termal, şifalı sularıyla Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde de dikkatleri üzerinde toplayarak küçük oranda yapılaşmalara ve onarımlara sahne oldu. Tedavi edici doğal kaynakları ve yeşil çevresiyle Yalova ve Termal, Atatürk'ün de beğenisini kazanmıştı.
Yalova'yı çok sevdiği bilinen Mustafa Kemal Atatürk'e bu kentte önce Baltacı Çiftliği'ndeki köşkte, daha sonra Millet Çiftliği'ndeki köşkte kaldı. Mustafa Kemal ve arkadaşları 1929 yılında İran Şahı Rıza Pehlevi'nin ağırlanması için Termal'de bugün köşkün bulunduğu yeri seçtiler. 38 günde tamamlanan inşaatla 1929 yılı yazında köşk tamamlandı ve cumhurbaşkanlığının hizmetine verildi.
Köşkün mobilyalarının büyük kısmı Dolmabahçe Sarayı'ndan getirtildi. Kullanılan halılar Hereke Halı Fabrikası, porselenler de Yıldız Porselen yapımıdır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin siyasi ve sosyal yapısını etkileyen çok partili sisteme geçiş, Yerli Malı Haftası, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu'nun kurulması, Kur'an'ın Türkçeleştirilmesi çalışmaları gibi zamanın birçok önemli kararları kararlar Yalova Atatürk Köşkü'nde alındı.[1]
Köşk 1981 yılına kadar Cumhurbaşkanlığı konutu olarak kullanıldı. O sene cumhurbaşkanı Kenan Evren, köşkü bakıma aldırdı ve onarttı. Aynı yıl tamamlanan onarımdan sonra köşk, resmi konut döneminde kullanılan eşyasıyla birlikte müze olarak açıldı.
Cumhuriyet Dönemi Türk mimarlığının erken örneklerinden biri olan iki katlı ahşap yapı 245 metrekarelik alana kuruludur. Köşkte 3 kabul salonu ve banyolar ile yatak odaları, çalışma odalarını da içeren toplan 11 oda bulunur. Köşkün ahşap olması nedeniyle içinde mutfak yoktur. Köşkün resmi konut olarak kullanıldığı dönemde yemekler de köşkün dışında geçici mutfaklar oluşturularak pişirilir ve hazırlanan yemekler köşke getirilirdi. Servisler daha sonra yapının bodrum katındaki bulaşıkhanede yıkanırdı.
Köşk sadece yaz mevsiminde kullanıldığı için ısıtma sistemi bulunmaz. Zemin katın giriş kısmındaki kabul salonunda Nurettin Niyazi'nin Kurşunlu banyo ve kadınlar tablosu, Alman yapımı piyano, Japon yapımı vazolar ve Mısır yapımı hiyeroglif yazılarla süslü pirinç ve abanoz ağacından yapılmış tütsülük bulunur. Girişin solundaki salon aynı zamanda toplantı salonudur. Toplantı salonunun içinde toplantı masası ve ceylan derisinden sandalyelerle beraber bilardo masası, Atatürk'e hediye edilen Fransız yapımı bir piyano, Atatürk'e ait Amerikan yapımı RMC marka bir radyo da yer alır.
Köşkün dışında biraz ilerisinde bulunan antik tünel ve sunağın önünde yer alan eski ahşap sinema binası onarılarak sinema-kafeterya olarak işlev kazandırıldı. Gündüzleri kafeterya hizmeti verilen iki katlı yapıda akşam saatlerinde film gösterimleri yapılır. Atatürk Evi'nin hemen yakınındaki ahşap bina, Sultan II. Abdülhamid döneminde bir dinlenme köşkü olarak yapıldı ve Cumhuriyet Dönemi'nde de Yaverân Köşkü olarak kullanıldı. Geçirdiği onarımdan sonra Yaverân Köşkü protokole hizmet veren bir konuk evi olarak işlev görmeye başladı.[2]