Piyano

Piyano konusu günümüz toplumunda geniş çapta tartışılmaktadır ve birçok araştırma ve tartışmanın konusudur. Uzun yıllardır Piyano birçok kişi için ilham ve düşünce kaynağı olmuştur ve önemi zamanla azalmamıştır. Bu makalede Piyano ile ilgili farklı yönleri ele alarak günlük yaşam üzerindeki etkisini, akademideki ilgisini ve popüler kültür üzerindeki etkisini araştıracağız. Bu sayfalarda, bu konuya ışık tutmak ve konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla Piyano hakkındaki farklı bakış açılarını ve görüşleri analiz edeceğiz.

Piyano
Bir kuyruklu piyano (solda) ve dik bir piyano (sağda)
Diğer adlarıfortepiano(f-no)
TürüKlavyeli çalgılar
Hornbostel-Sachs sınıfı314.122-4-8
YaratıcısıBartolomeo Cristofori
Geliştirilmesi18. yüzyılın başları
ÜreticilerSteinway & Sons, Fazioli, Bechstein
Henriëtte Ronner-Knip (1897)

Piyano, İtalya'da Bartolomeo Cristofori tarafından 1700 yılı civarında icat edilmiş (tam olarak yıl belirsizdir) akustik, tuşlu bir müzik aletidir.[1] Piyanoda ses, teller vasıtasıyla elde edilir. Piyanonun tuşlarına basıldığında içindeki tahta çekiç tellere vurarak sesi oluşturur. Tahta çekicin tellere vurmasından dolayı piyano bazen vurmalı telli çalgı olarak da sınıflandırılır. Piyano klasik ve caz müzikte yaygın olarak kullanılır. Solo performanslar, ansambl, oda müziği, eşlik, bestecilik ve prova için oldukça uygun bir enstrümandır. Piyano taşınabilir bir enstrüman olmamasına ve genelde pahalı olmasına rağmen çok yönlülüğü ve aynı anda birçok yerde bulunma özelliği ile dünyada en yaygın olarak kullanılan enstrümanlardan biri olmayı başarmıştır

Akustik piyanolar genellikle ses tahtasını ve metal telleri çevreleyen aynı zamanda koruyan ahşap kasadan oluşmakla birlikte 88 tuşa (52 beyaz tuş, 36 siyah tuş) sahiptir. Piyano, tuşlarına basıldığında içerisindeki teller aracılığıyla ses çıkarır, tuş bırakıldığında ise teller damper (titreşim azaltan parça) yoluyla susturulur. Fakat pedallar yardımıyla tuşlardan parmaklar kaldırmasına rağmen sesi uzatmak mümkündür.

Piyanoda herhangi bir tuşa bastığımızda keçe ile kaplanmış çekiç o tuşa ait tellere vurur, ardından geri gelir ve çekiç eski konumuna gelmesine rağmen teller titreşmeye devam eder. Bu titreşme bridge (köprü) yoluyla ses tahtasına iletilir ve ses tahtası sesi yükselttikten sonra havaya yayar. Parmak tuştan çekildiğinde damper (titreşim azaltan parça) tellerin titreşmesini durdurur ve sesi keser. Yukarıda bahsedildiği gibi akustik piyano içerisinde bolca tel bulundurmasına rağmen vurmalı çalgı olarak sınıflandırılır çünkü teller çekme yoluyla (harpsikord ya da epinet) gibi değil vuruş yoluyla ses çıkartır. Hornbostel-Sachs enstrüman sınıflandırma sistemine göre piyano chordophone (telleri ve onu ileten gövdeleri olan enstrümanlar) olarak sınıflandırılmıştır. Örneğin arp telleri çekme yoluyla çalınan, gitar telleri tıngırdatma yoluyla çalınan, keman yayı (arşe) tellere sürtme yoluyla çalınan, piyano da tellere çekiç ile vurulması yoluyla çalınan chordophone bir enstrümandır. Teknolojik gelişmelerle birlikte chordophone bir enstrüman olan piyano akustik olmasının yanı sıra elektrikli, elektronik ve dijital olacak şekillerde de geliştirilmiştir.

"Piyano" sözcüğü, çalgının 1700'lü yıllarda kullanılan eski versiyonlarının İtalyanca adı olan "pianoforte" sözcüğünün kısaltılmış hâlidir.

Tarihçe

İlk piyano 1700'lü yıllarda İtalya, Floransa'da Bartolomeo Cristofori tarafından yapıldı. Cristofori'nin en büyük başarısı, piyanonun temel mekanik sorunu olan, çekicin tellere vurması anında sesin çekicin etkisi ile sönümlenmemesi ve çekicin çok çabuk bir şekilde tellerden ayrılarak notanın yeniden çalınabilmesi sorununa bir çözüm üretmesidir. Öldüğü 1732 yılına dek 20 civarında piyano üretti.

Fransız Marius'un bu çalgıya katkısı, tokmaklı klavseni bulmak oldu. Saksonyalı Silbermann ise, Schröter' in çekiç sistemini geliştirdi ve Bach'ın da değerli öğütlerinden yararlanarak, klavyenin tüm ses genişliğinde eşit bir ötüm elde etmeyi başardı. Augsburg' da org yapımcısı Johann Andreas Stein Alman veya Viyana usulü denen mekanizmalı piyanolar meydana getirdi. 1789'da Stein, ayrıntıları belirtmek için kullanılmakta olan dizliklerin yerine pedal koydu. Andreas ve torunu Johann Baptist Streicher, piyanonun yapısını (Beethoven'in arzusu üzerine)

Piyanonun çekiç mekanizması: 1) Tuş, 2) tuş ayarı, 3) şövale, 4) eşapman ayarı, 5) eşapman kolu, 6) çekiç kenar vidası, 7) tekrarlama vidası, 8) çekiç sapı, 9) tekrarlama kolu, 10) çekiç başı, 11) çekiç yakalayıcı, 12) susturucu kiriş çatalı, 13) susturucu kirişi, 14) susturucu kaşığı, 15) susturucu, 16) tel, 17) madenî plaka, 18) zımba, 19) akort çivisi, 20) çivi yatağı.

daha sağlamlaştırdı ve ikinci bir otum kapağı ekleyerek daha dolgun bir ses sağladı. Piyano sanayinin gerçek kurucusu Alman Zumpe'dir, "kılavuzlu" denen mekanik piyanoyu gerçekleştirdi. İlk düz piyanoyu, 1789'da İrlandalı William Southwell yaptı. Sebastian Erard 1822'de piyano yapım tekniğini geniş ölçüde etkileyen bir yenilik getirdi (ikili itme dilleri). Henri Pape, çapraz tel ve keçeli çekici buldu. James Thom, ekleme demir çatıyı kurdu.

Bu çalgı, büyük bestecilerin en yakını olmuştur, dolayısıyla bu çalgı için verilen bestelerin sayısı ciltler tutar. "Piyanistler, diğer çalgıları çalanlara nazaran, çıkaracakları sesleri piyano üzerinde hazır bulurlar" gerekçesiyle, küçük yaştan (altı-on) başlayarak, öğrenebilecek çalgılardan birisidir. Hatta günümüzde çok daha küçük yaşlara yönelik piyano eğitimi verilebilmektedir.

Ünlü piyanist Sigismund Thalberg: "Çalarken, sesleri uzatmayı, iyi bir ses çıkarmayı ve ses çıkarırken gerekli olan değişiklikleri yapabilmek için, zorunlu olan ilk şartlardan biri her türlü sertlikten uzak bulunmaktır. Kolda, elde ve parmaklarda yetenekli bir şarkıcının sesinde sahip olduğu incelik ve bükülmeler bulunmalıdır" diyor ve şöyle devam ediyor: "İhmal edemeyeceğimiz bir konu varsa, o da, çalarken vücudun hareketlerinde büyük bir ölçü olmasının; kolları, elleri büyük bir sükunetle yönetmenin, piyanoya çok yüksekten vurmamanın; kendi kendini dinleyebilmenin ve hüküm verebilmenin gerekliliğidir. Genellikle, parmaklarla fazla çalışılmakta, fakat kafa ile yeter derecede çalışılmamaktadır."

Piyano pedallarının kullanılması hakkında, Antoine Marmontel şöyle diyor: "Pedalları kullanmasına izin verilen öğrencilerin büyük bir kısmı onları usulleri saymak için kullanırlar veya ayaklarını pedalın üzerine basarlar ve bir daha çekmezler. Şüphesiz ki, her ikisi de kusur sayılan bu alışkanlıklara sahip olmamak gerekir." Lavignac ise: "Pedal sanatı ayağın nasıl konulacağını değil, nasıl çekileceğini bilmektir" diyerek, gerekli öğüdü vermiştir.

Türler

Modern piyanoların iki temel türü vardır; kuyruklu piyano ve dik piyano. Ayrıca özel piyanolar, elektromekanik tasarımlı elektrikli piyanolar, osilatör kullanan akustik piyano seslerinin piyano benzeri tonlarını sentezleyen elektronik piyanolar ve dijital örnekleri kullanan dijital piyanolar da vardır.

Kuyruklu Piyano

Steinway & Sons Beyaz Saray’daki kuyruklu piyano

Kuyruklu piyanoların kasası ve telleri yataydır ve teller klavyeden geriye doğru uzanır. Kuyruklu piyanoların uzunlukları yaklaşık 1,5 m ile 3 m arasındadır.

Kuyruklu piyanoların boyuna, zamanına ve yerine göre değişen şu geleneksel isimleri vardır:

  • Bebek kuyruklu piyano – yaklaşık 1,5 m
  • Kuyruklu salon piyanosu (Parlor grand) veya kuyruklu yatak oda piyanosu (boudoir grand)– 1,7 ila 2,2 metre (5 ft 7 in-7 ft 3 in)
  • Kuyruklu konser piyanosu (Concert grand) – 2,2 ve 3 metre (7 ft 3 in-9 ft 10 in) arasındadır

Her şeyi aynıyken daha uzun telli ve daha uzun piyanoların daha yüksek, daha zengin sesleri ve tellerinin daha az uyumsuzluğuna vardır. Uyumsuzluk, aşırı tonların (harmonik) frekanslarının, temel frekansların tam katlarına göre keskin ses çıkarma derecesidir. Bu, piyanonun tel sertliğinden kaynaklanır. Vurulan bir telin sesi susarken harmonikleri telin sonlarından değil telin merkezine (veya daha esnek kısmına) doğru çok yakın bir noktadan titreşir. Harmonik ne kadar yüksekse tel o kadar keskin çalar. Daha kısa ve daha kalın telli piyanoların (yani kısa tel dizili küçük piyanolar) daha fazla uyumsuzluğu vardır. Uyumsuzluk ne kadar çoksa kulak sesi o kadar çok sert tonda algılar.

Piyano tellerinin uyumsuzluğu, oktavların uzatılmış olmasını veya teorik olarak doğru oktav yerine daha alçak oktava denk gelen keskin tonuna ayarlanmasını gerektirir. Oktavlar uzatılmazsa tek oktavlar uyumlu ses çıkarır ancak çift ve özellikle üçlü oktavlar kabul edilemeyecek kadar kısadır. Küçük bir piyanonun oktavlarını, doğasındaki uyumsuzluk seviyesine uyacak şekilde uzatmak, enstrümanın tüm aralıklı ilişkileri arasında dengesizlik yaratır. Ancak kuyruklu bir konser piyanosunda oktav "esnemesi", tiz notaları alttaki üç oktavdan üretilen bir harmoniğe hizalarken bile harmonik dengeyi korur. Bu ise yakın oktavların saf ses çıkarmasını sağlayarak neredeyse ritimsiz mükemmel beşli sesler üretir. Bu, kuyruklu konser piyanosuna konser salonunda tam boy kuyruklu piyano kullanılmasının başlıca nedenlerinden biri olan berrak ve kalıcı bir ton kalitesi kazandırır. Daha küçük kuyruklu piyanolarsa kapladığı alanı ve maliyeti açısından evde, küçük eğitim stüdyolarında ve küçük konser mekanlarında kullanılır.

Dikey piyano

August Förster dikey piano

Dikey piyanolar olarak da adlandırılan dik piyanolar, kasanın ve tellerinin dikey yapısı nedeniyle daha küçüktür. Dik piyanonun mekanik yapısı 1826'da Londra, İngiltere'de Robert Wornum tarafından icat edildi ve dik modeller evde kullanım için popüler model oldu.[2]

Dikey piyano kuyruklu piyanodan daha az yer kaplar ve bu nedenle evde müzik yapmak için idealdir. Çekiçler yatay hareket eder ve bozulmaya duyarlı yaylar aracılığıyla dinlenme pozisyonlarına geri dönerler.

Dik piyanolar genellikle kuyruklu piyanolardan daha ucuzdur.

Dik piyanolar evlerde, kiliselerde, toplum merkezlerinde, okullarda, müzik kurslarında, müzik konservatuvarlarında yaygın kullanılır.

  • Spinet modelinin üstü klavyenin üzerinden nadiren yüksektir. Diğer tüm piyanoların aksine spinet mekanizması tuşların altında, tuşların arkasına bağlı dikey tellerle çalıştırılır.
  • Küçük mekanizmalı konsol piyanoları (büyük dik piyanodan daha kısa çekiçleri vardır), ancak konsolun mekanizması spinet'te olduğu gibi onlardan ziyade tuşların üstünde olduğundan, konsol neredeyse her zaman spinetten daha iyi çalar. Konsol piyanoları stüdyo modellerinden birkaç inç daha kısadır.
  • Studio piyanoları 107 ila 114 cm (42-45 in) boyundadır. Bu, klavyenin üzerinde bulunan tam boyutlu mekanizmayı barındırabilen en kısa mobilyadır.
  • Stüdyo piyanodan daha uzununa dik piyano denir. (Teknik olarak dikey ses tahtalı herhangi bir piyanoya dik piyano denebilir ancak bu kelime genellikle tam boyutlu modeller için kullanılır.)

Galeri

Kaynakça

  1. ^ Sadie, Stanley (2021). The new Grove dictionary of music and musicians (5. bas.). New York: Grove. ISBN 978-0195170672. 
  2. ^ Palmieri, Robert, (Ed.) (2003). Encyclopedia of keyboard instruments, Volume 2. Routledge. s. 437. ISBN 978-0-415-93796-2. 

Dış bağlantılar