Sofya (Gnostisizm)

Günümüz dünyasında Sofya (Gnostisizm) büyük önem ve ilgi kazanmış bir konudur. Ortaya çıkışından bu yana tartışma ve tartışmalara yol açarak farklı alanlarda önemli bir noktaya dönüştü. Etkisi o kadar büyük oldu ki sınırları aşmayı ve hem yerel hem de küresel olarak çeşitli sektörlerin dikkatine ulaşmayı başardı. Zamanla, Sofya (Gnostisizm) gelişerek farklı çağrışımlar kazandı ve bu da onu son derece karmaşık ve çok boyutlu bir konu haline getirdi. Bu nedenle, Sofya (Gnostisizm)'i kapsamlı bir şekilde analiz etmek ve anlamak, bilinçli ve açık bir şekilde ele alabilmek ve böylece bu ilgili konu etrafındaki bilginin zenginleşmesine ve genişlemesine izin vermek çok önemlidir.

Sofya, Gnostisizm'de tanrının yüksek kademelerinden alt kademelere düşen dişi bir tanrıdır. Onun yüksek kademelerden düşüşü, materyal dünyanın yaratılmasına sebep olacaktır.[1]

Ruha denk sayılan aynı zamanda da tanrının dişil unsurlarından biri olarak kabul edilen Sofya figürü, Gnostikler tarafından üçlü teslisteki kutsal ruh olarak da görülmüştür. Nag Hammadi metinlerinde aktarıldığına göre Sofya, Eonların en düşük seviyelisidir. Gnostik mitolojinin en önemli karakterlerinden birisi olan Sofya ve onunla bağlantılı olan anlatılar, Arkonların Tabiatı ve Yuhanna'nın Gizli Kitabı gibi eserlerde geçmektedir.

İçerik

Nag Hammadi metinlerinde yer alan Sofya miti, yaratılışla ilgili bir hikâye anlatır. Buna göre dişi tanrı Sofya, normal bir tanrıymışçasına bir şeyler yaratmaya çalışır. Yaratmak istediği eser başarısız olmakla kalmaz, Sofya'yı bir felakete sürükler. Sofya'nın tanrısallığı, büyük tanrının bir kademe aşağısındadır. Böylece mükemmellikten yoksun maddi bir dünya ortaya çıkar.

Sofya, eşi olmaksızın tek başına bir şey yaratmak istedi ve onun oluşturduğu şey ilahi bir şeydi. Yukarıdaki dünyayla aşağıdaki alemler arasında bir perde mevcuttur. Bu perde altında gölge oluştu ve bu gölge madde haline geldi. Ve bu gölge ayrı şekilde tasarlandı. Ve onun (Sofya'nın) yaratmış olduğu şey, tıpkı bir düşük cenin gibi madde içinde bir ürün haline geldi. Ve o, gölgeden biçimlendirilen plastik bir şekil halini aldı ve bir aslana benzeyen mağrur bir canavar oldu. O, halihazırda söylediğim gibi çift cinsiyetliydi, zira o çıktığı maddeye aitti.[2]

Kaynakça

  1. ^ Hans Jonas, Gnosis, S. 352 ff.
  2. ^ Arkonların Tabiatı adlı gnostik metnin Şinasi Gündüz tarafından İngilizce üzerinden yapılan çevirisi. (94.2-19)