Teslis

Hristiyanlık diğer monoteist dinlerin aksine herşeye gücü yeten Tanrı'nın hayatta örnek olarak günahkar insanlığın kurtuluşu için kendi arzusuyla ete kemiğe bürünüp dünyaya indiği inancına sahiptir. (Yuhanna 1:1-3,14, Yuhanna 3:16-21). Teslis'i betimleyen bir freskte yukarıdan aşağıya Baba (insan bedenine bürünmemiş olmasına rağmen yaşlı bir adam ya da kral olarak tasvir edilir), Kutsal Ruh (Elçilerin İşleri 2:3, Matta 3:16 ayetlerinde geçen beznetmeler doğrultusunda tasvirlerde ateşten diller ya da güvercin motifiyle resmedilir) ve Oğul (İsa Mesih) tasvir edilmektedir.

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

Bu doktrine Teslisçilik veya Üçlü Birlikçilik denir ve inananları Teslisçiler, inanmayanlar ise Teslis Karşıtı veya Üçlü Birlikçi Olmayanlar olarak adlandırılır. Teslis inancına dayalı olmayan Hristiyan görüşler arasında Üniteryencilik, Binitarianizm ve Modalizm yer alır.

Teslisçi Hristiyan teolojisine göre bu üçleme birbirinden ayrılmaz ve Tanrı'nın özünde tek ve aynı olan üç farklı hipostazı olarak görülür. Bu açıdan monoteist teoloji çizgisindedir. Diğer tek tanrılı İbrahimî dinlerden Yahudilik ve İslam ise Teslis inancını reddeder.

Teslis inancını açıklayan bir diyagram.

Tanım

Teslis ya da Kutsal Üçleme öğretisinde Hristiyan inancına göre Tanrı'nın kendini insanlara bildirdiği üç hipostazı vardır ancak bu üç hipostaz üç ayrı Tanrı oluşturmaz aksi takdirde Hristiyanlık tek tanrılı değil üç tanrılı bir din olurdu. Öğretiye göre üç farklı hipostazla da olsa Kutsal Üçleme'deki üç hipostazın özünde tek ve bir olmasının nedeni Tanrı'nın mekân ve zaman ile kısıtlı olmamasından gelmektedir. Mekan ve zaman insan hallerini birbirinden ayırır öyle ki farklı kişiler farklı insanları oluşturur. Fakat mekan ve zaman yaratıldığı için (Tanrı'nın yaratması), Tanrı onlara bağımlı değildir. Böylece Üçlü Birliğin mekan ve zaman odaklı düşünen insan aklı için anlaşılmaz gizemi de buradan kaynaklanmaktadır.

Önce Baba'nın sonra Oğul'un ve daha sonra ise Kutsal Ruh'un adlarının bir sıra içerisinde anılması birinin diğerine üstünlüğü olduğu anlamına gelmemektedir. Bu okuma sıralaması insan dilinin doğasından (Baba kelimesinin üstünlüğü) kaynaklanmaktadır.

Üç hipostazın üstünlükte birbirleriyle eşit konumda, geçici bir başlangıcı olmayan eşit derecede ezeli ve ebedi, benzersiz ve değişmez bir ilişkisi bulunmaktadır. Aynı zamanda üç hipostaz özünde tektir. (Homoousia)

Aziz Augustinus Vaazlar adlı eserinde şöyle söylemektedir:

Kardeşler Tanrı hakkında size ne söyleyeyim ? Eğer gerçekten O'nun doğası hakkında söylemek istediğinizi aklınızla kavrayabiliyorsanız bahsettiğiniz Tanrı değildir. Eğer aklınızla kavrayabiliyorsanız Tanrı'dan başka bir şeyi aklınızla kavramışsınızdır. Eğer aklınla kavrayabildiysen o Tanrı değildir. Ancak eğer aklınla kavrayamıyorsan Tanrı'dır. O zaman nedir bu beyhude çene çalmak ? Gerçek şudur ki Tanrı'nın doğası insan aklı ile kavranamaz.

Teslis Hipostazları

Hristiyanlıkda Tanrı'nın doğası insan aklıyla tam olarak kavranamayacak bir gizem teşkil eder ancak kutsal yazılarda Tanrı'nın insanlara bildirdiği ölçüde açıklanmaktadır. (Eyüp 11:7; 42:2-6; Mezmur 145:3; Yeşaya 40:13; 55:8-9; Romalılar 11:33) İncil’de tek olan Tanrı (1.Korintliler 8:4), kendini üç benlikte (hipostaz) açıklamaktadır. Tanrı’nın kendisi bu üç benliğe ‘Baba’, ‘Oğul’ ve ‘Kutsal Ruh’ isimlerini verir. Hristiyanlıkda insansal babalık ile tanrısal olan farklıdır. Baba-Oğul terimleri cinsellikten doğan bir ilişkiyi anlatmak için değil, yakınlığı ve bağlılığı anlatmak için kullanılan terimlerdir.

Baba Tanrı

Hristiyanlığa göre evren ve insan bir tesadüf sonucu değil Baba Tanrı'nın yaratması sonucu var olmuştur. Yaratılış kitabında Tanrı'nın herşeyi yarattığı yazmaktadır. (Eski Ahit, Yaratılış 1) (Yeni Ahit Yuhanna 1). Tanrı hem görünen hem de görünmeyen dünyayı yarattı. Görünen dünya, doğayı, hayvanları, insanları ve görünmeyen dünya iyi ve kötü ruhları içerir. Ancak Tanrı'nın yaratma işi altı günde bitmemiş, insanların eseriyle sürekli yeni şeyler yaratmaktadır. Ayrıca, kainattaki herşeyin varlığını kendi gücüyle sürdürmektedir.

Oğul Tanrı

Tanrı'nın Kuzusu

Oğul (Logos-Söz) İsa Mesih Hristiyan inancının temelindeki şahıstır. İnanca göre İsa ezelden beri Babası Tanrı’yla birlikte olup özbeöz Tanrı’dır. Dünyaya gelişi ve hizmeti yüzlerce sene önce Eski Antlaşmada peygamberler aracılığıyla birçok ayrıntılarıyla bildirilmiştir. (Luka 24:25-27) Tanrı’nın Oğlu olan İsa Mesih insan bedenine bürünerek bakire Meryem’den doğup Beytlehem kasabasında dünyaya geldi. (Luka 1:26-38) Yeryüzünde yaşarken İsa tam Tanrı ve tam insan olarak birçok mucizelerle ve günahsız hayatını sergileyerek, vadedilen Mesih olduğunu ispatladı. (Yuhanna 14:6-11) Özellikle bu iddiasından dolayı İsrail’in ileri gelenleri onu çarmıha mahkûm ettiler. (Matta 26:62-68) Dolayısıyla İsa Mesih günahsız ve suçsuz olduğu halde çarmıha gerildi, öldü ve gömüldü. Fakat üç gün sonra ölüm ve günah üzerindeki zaferini ispatlayarak Baba Tanrı onu ölümden diriltti. (1. Korintliler 15:3-8). Dirildikten 40 gün sonra Tanrı’nın yanına alındı. İncil’in öğretilerine göre İsa Mesih sadece bir âlim ya da peygamber değildi, O dünyanın günahını ortadan kaldıran Tanrı kuzusudur. (Yuhanna 1:29) O çarmıhta dünyanın bütün günah yükünü üstlenerek kendisini insanlığın yerine feda etti. (Romalılar 5:6-8) İncil öğretisine göre İsa Mesih dünyanın tek kurtarıcısıdır ve onun dışında kurtuluş mümkün değildir. (1. Timoteos 2:5-6, Elçilerin İşleri 4:12) Hristiyanlık inancına göre İsa Mesih göğe yükseldikten sonra Tanrı’nın huzurunda diridir ve yakında kendisine inananları kurtarmak üzere dünyaya dönecektir. (Vahiy 19:11-16) Ve sonra kendisinin tahtta oturup bütün insanları yargılayacağına inanılmaktadır. (Vahiy 20:11-15)

Kutsal Ruh

İsa'nın vaftizi ve Kutsal Ruh (Matta 3:16)

Baba'nın, İsa'nın havarilerine vahyedilen gerçekleri anlamalarını ve onlara tanıklık etmelerini sağlamak için gönderdiği Kutsal Ruh (Yuhanna 16). Tanrı’nın Kutsal Ruh’u, Hristiyan olan insanın ruhsal olarak yeniden doğmasını sağlar ve sonsuz kurtuluşunun güvencesi olarak onu mühürler (Yuhanna 3:3-8; Efesliler 1:13-14). Kutsal Ruh her bir Hristiyanın içinde yaşar (Yuhanna 14:16; Romalılar 8:9), onu Tanrı’yla beraberlik içinde kutsal bir yaşam sürmesi için her yönden güçlendirir (Galatyalılar 5:22-23) ve ruhsal armağanlarla donatarak Hristiyan topluluğunda ruhsal bir hizmet görmesi için yeterli kılar (1. Korintliler 12:4-7,11).

Eski Ahit

Hristiyanlar, Eski Ahit'in birçok ayetinde Teslis'in anlatıldığını iddia ederler. Bu ayetler arasında Yeşaya 9 pasajının Hristiyanlar tarafından İsa'nın Tanrılığı'nın bir kanıtı olduğuna inanılmaktadır. Yeşaya 9 pasajında Mesih anlatılmakta ve Harika Öğütçü, Güçlü Tanrı, Ebedi Baba ve Esenlik Önderi olarak tanımlanmaktadır. Bazı Hristiyanlar tarafından bu pasaj Mesih'in yeryüzünde Teslis'i temsil ettiği yönünde yorumlanmaktadır. Çünkü Harika Öğütçü Kutsal Ruh'un (Yuhanna 14:26), Teslis Tanrı'nın, Baba Baba Tanrı'nın ve Esenlik Önderi Oğul Tanrı'nın sıfatıdır. Eski Ahit'te İsa'nın Tanrılığı'nın desteklendiğinin iddia edildiği bir ayet şudur :

Bu pasajda İsa'nın Tanrılığı şu şekilde izah edilmektedir : Hem "Eskiden Beri Var Olan" (Baba Tanrı) hem de "İnsanoğlu"nun (İsa, Matta 16:13) sonsuz egemenliğe sahip olması Eski Ahitte'ki Mezmurlar 145:13 pasajında Tanrı'nın sonsuz egemenliğe sahip olduğundan bahsedilmesi ile örtüşmektedir.

Kutsal Kitap Eski Antlaşma ve Yeni Antlaşma'da Tanrı'nın ezeli ve ebedi olmasından bahseder. İsa Mesih'in ezeli ve ebedi olduğu Alfa ve Omega harfleri benzetmesi üzerinden ayetlerde şöyle buyrulmaktadır;



Bazıları ise Teslisçiler olarak

ayetinde cennetteki Tanrı'nın dünyada İbrâhim'e görünen Tanrı'dan özde aynı hususiyeten (hipostaz) farklı olduğunu iddia eder.

Hristiyanlar ayrıca Eski Ahit'te geçen RAB’bin sözü (Zebur 33:6), RAB'bin Ruhu (Yeşeya 61:1), Bilgelik (Süleyman'ın Özdeyişler 9:1) ve ayrıca İbrahim'e görünen 3 adam gibi anlatılarda Teslis'in anlatıldığını iddia ederler. Bununla birlikte, bu kavramları doğrudan daha sonraki Teslis öğretisi ile ilişkilendirmenin Eski Ahit'in niyetinin ve ruhunun ötesine geçeceği konusunda Teslisçi Hristiyan alimleri genellikle hemfikirdir.

Bazı Kilise Babaları, Eski Ahit'in peygamberlerine ve azizlerine gizemin bir bilgisinin verildiğini ve Yaratılış 16:7, Yaratılış 21:17, Yaratılış 31:11, Çıkış 3:2 ayetlerindeki ilahi haberci ve İncil'in şiirsel kitapları olarak adlandırılan bölümlerinde geçen Bilgeliği Oğul ile, "Tanrı'nın Ruhu"nu Kutsal ruh ile eşleştirdiklerine inanmaktadırlar. Nenizili Gregorios gibi diğer Kilise Babaları, Söylev kitabında vahyin kademeli olduğunu, Baba'nın Eski Ahit'te açıkça ilan edildiğini, ancak Oğul'un yalnızca belirsiz bir şekilde ilan edildiğini iddia ettiler çünkü "Baba'nın Tanrılığı henüz kabul edilmediğinden açıkça Oğul'u ilan etmek güvenli değildi".

Yaratılış 18–19, Hristiyanlar tarafından Teslis metni olarak yorumlanır. Ayetler üç adam tarafından ziyaret edilen İbrahim'e Tanrı'nın göründüğünü anlatır. Yaratılış 19 Lut'u Sodom'da iki meleğin ziyaret ettiğini anlatır. Bir yanda İbrahim ile diğer yanda Rab/üç adam/iki melek arasındaki etkileşim, tek bir Tanrı'ya Üçlü Birlik şeklinde inananlar için ilgi çekici bir metindir. Aziz Iustinus ve Jean Calvin de benzer şekilde bunu, İbrahim'in iki melek eşliğindeki Tanrı tarafından ziyaret edildiği şeklinde yorumladılar. Iustinus, İbrahim'i ziyaret eden Tanrı'nın, göklerde kalan Tanrı'dan ayırt edilebilir olduğunu ancak yine de (tek tanrılı) Tanrı olarak tanımlandığını varsaydı. Iustinus, İbrahim'i ziyaret eden Tanrı'yı Üçlübirlik'in ikinci benliği olan İsa olarak yorumladı.

Augustinus ise farklı bir yorumla İbrahim'i ziyaret eden üç kişinin, Teslis inancının üç benliği olduğuna karar verdi. Ancak Iustinus'un okumasında olduğu gibi, ziyaretçilerin eşit olmadığına dair hiçbir belirti görmedi. Sonra Yaratılış 19'da, ziyaretçilerden ikisine Lut tekil olarak hitap etti: "Lut onlara, 'Aman, efendim' dedi" (Yaratılış 19:18). Augustinus, bu ayeti birden fazla sayıda kişiye rağmen, tek bir öze sahip oldukları için Lut'un onlara tek olarak hitap edebileceği şeklinde yorumlar.

Hristiyan görüşüne göre aşağıdaki pasajlar Üçlü Birlik'ten üstü kapalı olarak bahsetmektedir:

Yeşaya peygamberin kitabının altıncı bölümünde Teslis'e dair şöyle işaretler bulunmaktadır:

Meleklerin Rabbi övdüğü pasaj:

Eski Ahit'in diğer kitaplarında Rahiplerin kutsaması pasajları da Teslis'e işaret etmektedir:

Yeni Ahit

Teslis inancı, Yeni Ahit'i oluşturan kitaplarda "Üçlü Birlik" ya da "Teslis" adıyla açıkça yazılı olmasa da, Yeni Ahit, Matta 28:19, 2. Korintliler 13:14, 1. Korintliler 12:4–5, Efesliler 4:4–6, 1. Petrus 1:2, Vahiy 1:4–5 ayetleri dahil olmak üzere birçok Teslis formülü içermektedir. İlk Hristiyanların Büyük Görev : "Bu nedenle gidin, bütün ulusları öğrencilerim olarak yetiştirin; onları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin" ve Havari Pavlus'un kutsanması : "Rab İsa Mesih'in lütfu, Tanrı'nın sevgisi ve Kutsal Ruh'un paydaşlığı hepinizle birlikte olsun." gibi pasajlar üzerine düşünceleri tarih boyunca ilahiyatçıları Baba, Oğul ve Kutsal Ruh arasındaki ilişkiyi ifade etmeye yöneltmiştir. Sonunda, Yeni Ahit'te bulunan Tanrı, İsa ve Ruh hakkında yazan çeşitli ayetlerin hepsi Tek olan Tanrı'nın, üç kişilik (hipostaz) ve tek bir öz olduğu Teslis doktrinini oluşturmak için bir araya getirildi. Üçlü Birlik doktrini, Baba, Oğul ve Kutsal Ruh arasındaki ilişkinin nasıl olduğuna dair öne sürülen alternatif görüşlere karşı çıkmak ve kiliseyi iki veya üç tanrıya ibadet etme şeklindeki suçlamalara karşı savunmak için kullanıldı.

Yeni Ahit'te İsa

İsa Mesih'in enkarnasyonunu resmeden bir tablo. Markos İncili’nin başında Yeşaya’nın şu sözleri yer alır: Markos bu ayetin, Vaftizci Yahya’nın, İsa’nın yolunu hazırlamasıyla gerçekleştiğini belirtmiştir (Markos 1:2-4; Yuhanna 1:23).

Yeni Ahit'te İsa Mesih'e dua edilir (1 Korintliler 1:2; 2 Korintliler 12:8–9), İsa Mesih'in adına iman edilir (1 Korintliler 16:22; Romalılar 10:9-13; Filipeliler 2:10-11), İsa Mesih'in adıyla vaftiz olunur (1 Korintliler 6:11; Romalılar 6:3), İsa Mesih'in bedeni ekmek kanı şarap olarak Hristiyan kardeşliğinde anılmaktadır (Rabbin Sofrası; 1 Korintliler 11:17-34), İsa Tanrı ile aynı öze sahiptir (Filipeliler 2:6), Tanrılığın bütün doluluğu bedence Mesih'te bulunmaktadır (Koloseliler 2:9), bazı ayetlerde İsa direkt olarak Tanrı olarak tanımlanır (Romalılar 9:5, Titus 2:13, 2 Petrus 1:1).

İncillerde İsa'nın günahları bağışlayan biri olarak anlatılması, bazı ilahiyatçıların İsa'nın Tanrı olarak tasvir edildiğine inanmalarına yol açmıştır. Bunun nedeni, İsa'nın başkaları adına günahları bağışlamasıdır, insanlar normalde yalnızca kendilerine karşı suçları bağışlarlar. İsa'nın yanındaki din bilginleri bunu fark ettiler ve şöyle dediler:

Rab'bin su üzerinde yürüyerek öğrencilerinden zayıf imanı yüzünden suya düşen Simun Petrus'u kurtardığını gören havariler İsa Mesih'e tapındılar. Matta 14:22-33

Matta 28:16-20 ayetlerinde İsa Mesih ölümden dirildikten sonra gökte ve yerde yetki sahibi olduğunu ilan eder ve öğrencilere ona tapınır. İsa dünyanın sonuna dek iman edenlerle birlikte olacağını söyler bu söylem Eski Ahit boyunca İsrail'in Tanrısı'nın iman edenlerle birlikte olmasını (Yaratılış 28:15; Tesniye 20:1) ima eden ve Matta İncili'nin başında İsa'ya verilen İmmanuel (Tanrı bizimle demektir) ismi ile bağlantılıdır. Bazıları, Matta 28:19 ayetinin ilk birkaç yüzyıllık ilk dönem Hristiyan alıntılarında bahsedilmemesi nedeniyle bir ekleme olduğunu iddia etse de, bilim adamları, destekleyici el yazması kanıtları ve Didache'de bahsedilmesi nedeniyle pasajı büyük ölçüde gerçek olarak kabul etmektedir. Diriliş sonrasını anlatan ayetlerde İsa'ya tapınılması Luka 24:52 ayetinde daha fazla görülmektedir. Elçilerin İşleri, ilk Hristiyan hareketini birkaç pasajda İsa merkezli bir halk kültü olarak tasvir eder. Eski Ahit'te YHVH'nin adı anılarak dua edilmesi gibi Yeni Ahit'teki Elçilerin İşleri bölümünde Hristiyanların bireysel olarak İsa'nın adını "anmaları" (9:14, 21; 22:16) yaygındır. İstefanos'un öyküsü, İstefan'ın hayatının son anlarında ruhunu alması için İsa'ya yalvarıp yakarışını tasvir eder (7:59-60). Elçilerin İşleri ayrıca, yeni iman edenlerin İsa'nın adıyla vaftiz edilmeleri uygulamasını çokça anlatmaktadır (2:38; 8:16; 10:48; 19:5). Dale Allison'a göre Yeni Ahit'teki Elçilerin İşleri bölümünde İsa'nın Pavlus'a görünüşü Eski Ahit'te Tanrı'nın Hezekiel'e görünüşüne benzemektedir.

Yuhanna İncili özellikle İsa'nın Tanrılığını vurgulamaktadır. İsa, Yuhanna İncili'nin ilk ayetlerinde Logos (Söz) olarak ezelden beri var olan ve ilahi şekilde bahsedilmektedir: Başlangıçta Söz vardı. Söz Tanrı'yla birlikteydi ve Söz Tanrı'ydı. (Yuhanna 1:1). Yuhanna İncili havari Tomas'ın İsa'nın Tanrılığı'na iman ettiğini ilan etmesiyle sonlanır Tomas O'nu, “Rabbim ve Tanrım!” diye yanıtladı. (Yuhanna 20:28). Modern akademisyenler arasında Yuhanna 1:1 ve Yuhanna 20:28 ayetlerinin İsa'yı Tanrı ile özdeşleştirdiğini reddetme yönünde önemli bir eğilim yoktur. Yuhanna İncili ayrıca İsa'yı evrenin yaratılışının temsilcisi olarak tasvir eder.

İsa'nın Tanrı doğasından bahseden pasajlardan bazıları şunlardır:

Yeni Ahit'te Kutsal Ruh

Kutsal Ruh İsa Mesih'in müjdesini yaymaları için Pentikost günü imanlılar topluluğunun üzerine indi. (Elçilerin İşleri 2:1-4) İsa Mesih insan ve Tanrı doğasına sahiptir. (Yuhanna 1:14) İnsan doğası hayattaki zorluklarımızda İsa Mesih'te örnek bulmamıza vesile olur. (İbraniler 2:18, Filipililer 2:6-11) İsa Mesih Kutsal Ruh'un yönlendirmesi ile çölde dolaştırılarak kötü olan tarafından sınandığı 40 gün boyunca hiçbir şey yemedi ve nihayetinde kötü olana karşı galip geldi. (Luka 4:1-13)

Yeni Ahit'te Kutsal Ruh'dan bahseden pasajlardan bazıları şunlardır;

Yahudi teolojisine göre Ruh sadece Tanrı'nın ilahi mevcudiyetini ifade ederken Hristiyan teolojisinde Kutsal Ruh Tanrı'nın Üçlü Birlik'teki hipostazlarından biri olarak kabul edilir.

Yeni Ahit'te Tanrı'nın Ruhu hakkında daha önceki Yahudi yazılarında olduğundan çok daha fazla vurgu ve açıklama mevcuttur. Kutsal Ruh hakkında Eski Ahit'te 75 ve İncil dışı Ölü Deniz Yazmalarında 35 atıf bulunurken Yeni Ahit önemli ölçüde daha kısa olmasına rağmen Kutsal Ruh'tan 275 kez bahseder. Yeni Ahit'te Eski Antlaşma'ya nazaran Ruh'a verilen daha fazla vurgu ve öneme ek olarak Ruh aynı zamanda öncekinden çok daha fazla kişiselleştirilmiş ve bireyselleştirilmiş terimlerle anlatılmıştır. Larry Hurtado şu şekilde bahsetmektedir;

Dahası, Yeni Ahit'teki ayetler, Ruh'a, muhtemelen Eski Ahit veya eski Yahudi metinlerinde bahsedilenden daha fazla ve yoğun bir şekilde kişisel bir nitelik veriyor gibi görünen eylemleri tasvir etmektedir. Örneğin ayetlerde Kutsal Ruh İsa'yı çöle yönlendirir (Luka 4:1-2, Matta 4:1, Markos 1:12), inanlara aracılık eder (Romalılar 8:26-27) ve inananlara Tanrı'nın nezdindeki evlatlık durumları hakkında tanıklık eder (Romalılar 8:14-16). Diğer örneklerden alıntı yapmak gerekirse Elçilerin İşleri'nde Ruh, Simun Petrus'u Kornelius'tan ziyaretçilerin geldiği konusunda uyarır. (10:19) Antakya'daki kiliseye Barnabas ve Saul'u göndermeleri emrini verir (13:2-4) Kudüs konseyini Yahudi olmayan din değiştirenler hakkında bir karara yönlendirir (15:28) Pavlus'un Asya'da misyonerlik yapmasını yasaklar ve başka bir pasajda Pavlus'u (peygamberlik kehanetleri aracılığıyla) Yeruşalim'de çıkacak bir sorun hakkında uyarmaktadır (21:11).

Elçilerin İşleri kitabında Kutsal Ruh Tanrı olarak tanımlanır.

Petrus ona, “Hananya, nasıl oldu da Şeytan'a uydun, Kutsal Ruh'a yalan söyleyip mülkün parasının bir kısmını kendine sakladın?” dedi. “Mülk satılmadan önce sana ait değil miydi? Sen onu sattıktan sonra da parayı dilediğin gibi kullanamaz mıydın? Neden yüreğinde böyle bir düzen kurdun? Sen insanlara değil, Tanrı'ya yalan söylemiş oldun.” Elçilerin İşleri 5:3-4

Petrus önce Hananya'nın Kutsal Ruh'a yalan söylediğini söyler ve daha sonra da Tanrı'ya yalan söylediğini söyler. Petrus bu pasajda Kutsal Ruh'a yalan söylemenin Tanrı'ya yalan söylemekle eşit olduğunu belirtir.

Matta kitabında Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edilmesi emredilir.

Efesliler mektubunda Kutsal Ruh'un işlenen günahlardan kederlenebileceği ve kurtuluşun Kutsal Ruh tarafından geldiği bildirilmektedir.

1. Korintliler mektubunda Kutsal Ruh'un ruhsal armağanları dilediğine dilediği şekilde bahşettiği anlatılmaktadır.

Bir başka pasajda Kutsal Ruh hakkında Baba Tanrı ve Oğul Tanrı ile birlikte şöyle bahsedilmektedir;

Kutsal Ruh'un Tanrılığı'ndan bahseden bir başka pasaj şudur;

Teoloji

Üç Benlik'te Tek Tanrı

Teslis öğretisinde Tanrı üç benliktir ancak tektir, üç benlik tek bir ilahi öze sahiptir. Teslis'in benlikleri yücelikte, ezeli ve ebedi olmada eşittir; her birinin özü, doğası, gücü, eylemi ve iradesi tekdir. Atanasyus İnanç Bildirgesi'nde belirtildiği gibi Baba yaratılmamıştır, Oğul yaratılmamıştır ve Kutsal Ruh yaratılmamıştır ve Üçü de başlangıçsız olarak ebedidir. "Baba, Oğul ve Kutsal Ruh", Tanrı'nın farklı bölümlerinin isimleri değildir, Tanrı'nın tek adıdır çünkü Tanrı'da tek bir varlık olarak üç benlik vardır. Birbirlerinden ayrı olamazlar. Her benliğin benzer doğalara değil aynı öze veya aynı doğaya sahip olduğu anlaşılmaktadır.

Onbirinci Toledo Konsili'ne göre (675) "Çünkü, Baba olan Oğul değildir dediğimizde benliklerin farklılığından bahsediyoruz ; ama Baba, Oğul neyse O'dur, Baba olan Oğul'dur. Baba Tanrı ve Oğul Tanrı olan da Kutsal Ruh'tur, işbu ifadede ise açıkça doğadan veya özden bahsediyoruz".

Dördüncü Laterano Konsili (1215) şunu ekler: "Bu nedenle Tanrı'da yalnızca tek Üçlü Birlik vardır, bir dörlü birlik değil, çünkü üç benliğin her biri o gerçekliktir (yani töz, öz veya ilahi doğadır) ki tek başına her şeyin yaratıcısıdır onun dışında başka bir yaratıcı bulunamaz. Bu ilahi öz ne doğurur, ne doğmuştur ne de ilerler; Baba doğurur, Oğul doğar ve Kutsal Ruh ilerler. Böylece benlikler arasında bir ayrım olduğu ortaya çıkar ancak bir doğa/öz birliği vardır. Bu nedenle Baba bir benliktir, Oğul başka bir benlik ve Kutsal Ruh başka bir benliktir, bunlar farklı gerçeklikler değildir, aksine Baba olan Oğul ve Kutsal Ruh'tur, onunla tamamen aynıdır; böylece Ortodoks ve Katolik inanışa göre aynı özden olduklarına inanılır."

Tek İrade

Eski İznik ilahiyatçıları, Kutsal Üçleme'nin yaptığı her şeyin Baba, Oğul ve Kutsal Ruh tarafından tek bir iradeyle birlik içinde gerçekleştirildiğini savundu. Teslis'in üç kişisi her zaman ayrılmaz bir şekilde çalışır çünkü Onların işi her zaman tek Tanrı'nın işidir. Oğul'un iradesi Baba'nınkinden farklı olamaz çünkü o Baba'nındır. Tek varlıkları olduğu gibi tek iradeleri vardır. Aksi halde tek Tanrı olmazlardı. Bu noktada Kayserili Aziz Basil şunları söyledi:

O zaman O, "Çünkü ben kendiliğimden konuşmadım" ve yine, "Beni gönderen Baba'nın kendisi ne söylemem ve ne konuşmam gerektiğini bana buyurdu" ve "İşittiğiniz söz benim değil, beni gönderen " dediğinde ve başka bir yerde, "Baba'nın bana buyurduğu her şeyi yerine getirdiğimi" dediğinde ne bir tasarıdan veya gerçekleştirme gücünden yoksun olduğu için ne de önceden ayarlanmış bir zamanı beklemek zorunda olduğu için bu tür bir dil kullanmaktadır, O'nun amacı kendi iradesinin Baba ile çözülmez bir birlik içinde bağlantılı olduğunu açıklığa kavuşturmaktır. Öyleyse, "emir" denilen şeyle, konuşma organları tarafından verilen kesin bir yetkiyi ve bir ast olarak Baba'nın Oğul'a ne yapması gerektiğine dair emirler verdiğini anlamamıza izin vermeyin. Bunun yerine, Tanrılığa yakışır bir anlamda, bir nesnenin aynadaki yansıması gibi Baba'dan Oğul'a zaman farketmeksizin geçen bir irade aktarımını algılayalım."

Üçlü Birlikçi Vaftiz Formülü

Vaftiz genel olarak "Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla" şeklindeki Teslisçi formül ile birlikte anılır. Teslisçiler bu formülü vaftizin resmi bir başlangıç olduğu Hristiyan inancının iman esası olarak kabul ederler. Aziz Kayserili Basil şöyle demektedir: "İnandığımız iman esaslarına göre vaftiz olmak ve vaftiz olduğumuz iman esaslarına göre yaşamakla yükümlüyüz." Birinci İstanbul Konsili (381) ayrıca şöyle söylemektedir: "Bu, bize Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adına iman etmeyi öğreten vaftizimizin inancıdır. Bu İnanca göre tek bir Tanrı, tek bir Güç ve tek bir Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un varlığı vardır." Matta 28:19 vaftizin Kilise'nin varlığının ilk yıllarından beri Teslisçi formülle ilişkilendirildiğini belirtmek için kullanılabilir. Yeni Ahit'te bulunan diğer Teslis formülleri arasında 2. Korintliler 13:14, 1. Korintliler 12:4–6, Efesliler 4:4–6, 1. Petrus 1:2 ve Vahiy 1:4–5 yer alır.

Gerhard Kittel, Matta 28:19 hakkında yorumunda şunları söylüyor:

Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un bu üçlü ilişkisi 2. Korintliler 13:14 ve 1. Korintliler 12:4–6 gibi Teslis formülü içeren ayetlerde sabit bir ifade olarak geçmektedir. Bu sabit ifade tarihsel olarak ilk Matta 28:19'daki vaftiz formülünde görülür. Bu ayetlerin kendisi Baba, Oğul ve Ruh'un çözülmez üçlü bir ilişkiyle birbirine bağlı olduğunun kanıtıdır.

İlk Hristiyanlar Dönemi

Hristiyanlık insanoğlunun ilk işlediği asli günahtan bu yana günaha meyilli bir doğayla dünyaya geldiğini söylemektedir. (Romalılar 5:12-21) Musa'ya verilen yasa ile günahkar olduğu aşikar olan insanoğlunun (Galatyalılar 3:19) kurtuluş için kendi işleriyle sonsuz ödül olan Tanrı'nın Egemenliği'ni talep etmesi mümkün değildir. Bu yüzden kurtuluş sadece iman ile aklanarak Tanrı'nın lütfu ve merhameti ile gelmektedir. (Efesliler 2:8–9) (Yuhanna 1:16–17) (E. İşleri 15:10–11) (Romalılar 6:14) İsa Mesih'in günahsız olduğu (1 Yuhanna 3:5) halde çarmıhta insanlığın günahlarının kefareti için acı çekip insanoğlunu bağışlaması hakkında Kutsal Kitap şöyle buyurmaktadır;

İznik Konsili'nden Önce

Üçlü Birlik ya da Teslis kelimesi Yeni Ahit'i oluşturan kitaplarda kelime olarak geçmemesine rağmen Üçlü Birlik doktirini ilk Hristiyanların İsa Mesih ve Baba arasındaki ilişkiyi yazılı kaynaklar ve aktarılan sözlü kaynaklar vasıtasıyla anlamaya çalışmaları ile formülize edildi.

İleriki dönemde ortaya konan Teslisçi doktrinin üç benliğine yapılan atıflardan biri I. yüzyılın sonuna doğru Aziz I. Clemens'in dönemin Hristiyan toplumu içindeki bazı yozlaşmış kişileri eleştirdiği mektubunda rastlanır "Hepimiz tek Tanrı'ya, tek İsa'ya ve üzerimize inen tek Kutsal Ruh'a ve İsa Mesih'teki tek çağrıya sahip değil miyiz ?"(1 Clement 46:6). Benzer bir örnek 1. yüzyılda yazılmış olan ve Hristiyanları "Baba, Oğul ve Kutsal Ruh'un adıyla vaftiz edin" şeklinde yönlendiren Didache eserinde de görülmektedir. Antakyalı İgnatius benzer şekilde MS 110 civarında üç benliğe de atıfta bulunur ve "Mesih'e, Baba'ya ve Ruh'a" itaati teşvik eder. Bu ilk kaynakların tümü, Üçlü Birlik'in üç şahsına atıfta bulunsa da, hiçbiri, daha sonraki yüzyıllarda Üçlü Birlikçiler tarafından detaylandırıldığı gibi tam tanrısallığı, eşit statüyü veya paylaşılan özden bahsetmiyordu.

1. yüzyılın sonu ile 3. yüzyılın başı arasında bir zamanda yazılmış olan İşaya'nın Yükselişi, altıncı cennetin sakinlerinin "Baba ve onun Sevgili Mesih'i ve Kutsal Ruh" için övgülerini anlatan anlatısında olduğu gibi "proto-Teslisçi" bir görüşe sahiptir.

Şehit Iustinus (MS 100 – 165) da ayrıca şöyle yazmaktadır "Tanrı'nın, Baba'nın, kahinatın efendisi ve kurtarıcımız İsa Mesih'in ve Kutsal Ruh'un adıyla". Şehit Iustinus, daha sonra ilan edilmiş Teslis teolojisinde yaygınlaşacak olan terminolojinin çoğunluğunu ilk kullanan kişidir. Örneğin, Oğul ve Baba'nın aynı "varlık" (ousia) olduğunu ve yine de ayrı yüzler (prosopa) olduklarını, Tertullianus ve ondan sonraki azizlerle birlikte geliştirilen üç benliği (hipostazlar) öngörerek açıklar. Iustinus, Oğul İsa'nın nasıl Baba'dan ayırt edilebildiğini ancak aynı zamanda Baba'dan türediğini, kaynağından yanan bir ateş (Oğul'u temsil eden) ve bir meşale (Baba'yı temsil eden) benzetmesini kullanarak açıklar.

Teslis sözcüğünü ilk kez kullanan kişi Antakyalı Teofilos'tur (ö. 181). Bugüne kadar gelmiş ve birkaç kitaptan meydana gelen tek eseri olan Apologia ad Autolycum’da putperest arkadaşına hakkı anlatmaya çalışırken Grekçe: τριας kelimesini Baba, Oğul ve Rûh yerine "Tanrı, Kelimesi ve Hikmeti (Eski Yunanca Grekçe: logos ve Grekçe: sophia)" için kullanmıştır. Batı kilisesinde teslis kelimesi bu yazıdan birkaç on yıl sonra Tertullianus tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Bunun için Latincedeki Latince: tres (üç) ve Latince: unitas (birlik) kelimelerinden yeni bir kelime olan Latince: trinitası üretmiştir. Hukukçu olan Tertulianus, iş hayatındaki kavramları dine aktararak Roma Hukûku'ndan alınmış ifâdeleri dine almıştır. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh için Latince: personae (şahıslar - hukuktaki taraf için kullanılmaktadır), üçünün birliği için Latince: substantia (cevher) kelimeleri gibi. O zaman dînî kavramlara eklenen bu kelimelerle Hristiyan teslîsi ifade edilecek olursa Tanrı cevherde birdir, fakat Latince: monarchia, yâni hükmetmede üç şahıs vardır. Bugünkü Avrupâi dillerde Latince: persona ile karıştırılmaması için Latince: personae yerine Yunancadan alınan Grekçe: hypostasa (gerçek, huy, varlık, kişisel tabiat) kelimesi tercih edilmektedir.

Kilise Babalarının Sözlerinde Teslis

Hristiyanlar arasında birer direk sayılan havarilerin öğrencileri bazı eğitici yazılar yazmışlar. Onlara “Kilise Babaları” adı verilmiştir. Bazılarının isimleri şunlardır: Klement ve Barnabas (Pavlus’un emektaşları), İgnatius ve Polikarp (Yuhanna’nın öğrencileri). İlk dönemde yaşamış Kilise Babaları Teslis konusunda kendilerini şöyle ifade etmektedirler:

Konsil öncesi ortaya çıkan karşıt akımlar

Hristiyanlık geniş kitlelere yayıldıkça Tanrı'nın doğası hakkında ana akım inanca ters olarak başka fikirler ortaya çıkmaya başlamıştı. Birinci İznik Konsili'nde hali hazırda var olan ve inanılan Üçlü Birlik inancı resmi şekilde formülize edilerek ortaya çıkan Teslis karşıtı görüşlere karşı savunuldu. İznik Konsili'nden önce ortaya çıkan Teslis karşıtı akımlar şunlardı;

Diğerlerine nazaran daha geniş çapta yayılan Ariusçuluk hakkında R.C. Sproul şöyle yazmaktadır;

Birinci İznik Konsili (325)

Birinci İznik Konsili'ni tasvir eden Doğu Ortodoks ikonası

4. yüzyılda ortaya çıkan Ariusçuluk akımı, akımın geleneksel olarak bilinen şekliyle Baba'nın, Oğul İsa'dan önce var olduğu ve Oğul'un, Tanrı olmaktan ziyade "Tanrı'nın Oğlu" olma şerefine nail olmuş sonradan yaratılmış bir varlık olduğu anlayışını iddia ediyordu. Bu iddiaya cevap olarak 325 yılında İznik Simgesi'ni ilan eden Birinci İznik Konsili İsa Mesih'i "Tanrı’dan Tanrı, ışıktan ışık, gerçek Tanrı’dan gelen gerçek Tanrı, yaratılmış değil, doğurulmuş, (Kutsal Ruh ve) Baba’nın aynı öz varlığına sahip olan", "Kutsal Ruh’un kudretiyle vücut bulmuş Bakire Meryem’den doğmuştur." şeklinde tarif etti. ("Söz, insan olup aramızda yaşadı..." Yuhanna 1:14) Tanrı Baba ve Oğul İsa hakkında Baba ve Oğul arasındaki ilişkiyi tanımlamak için konsil homoousia (aynı öz) terimini kullandı. Elli yılı aşkın bir tartışmadan sonra, homoousia ortodoks inancın ayırt edici özelliği olarak kabul edildi ve daha sonra "üç benlik, tek Tanrı" formülüne dönüştürüldü.

Birinci İznik Konsili'nin kararı olan İznik Simgesi, Kutsal Ruh hakkında çok az şey söylemiştir. Birinci İznik Konsili'nde (325) tüm dikkatler, Kutsal Ruh hakkında benzer bir açıklama yapılmadan Baba ve Oğul arasındaki ilişkiye odaklandı. Konsilin sözleriyle:

Birinci İstanbul Konsili (381)

Daha sonra, Birinci İstanbul Konsili'nde (381), Kutsal Ruh'a Baba ve Oğul ile birlikte tapınıldığı ve yüceltildiği ve aynı öze sahip olduğu (συμπροσκυνούμενον καὶ συνδοξαζόμενον) inancı resmi hale getirilip ilan edilerek, İznik-İstanbul Simgesi olarak bilinen İznik Simgesi'nin (İznik İnanç Bildirgesi) kapsamı genişletilecektir.

Kutsal Ruh'un tanrısallığı ve doğası doktrini, yaşamının son yıllarında Atanasius tarafından geliştirildi. İznik doktirinini savundu ve geliştirdi yani öğretiyi yeni inananların anlayabilmesi için kelimelere döktü. 4. yüzyılın sonunda, Kayserili Basil, Nissalı Gregor ve Nenizili Gregorios'un (Kapadokyalı Babalar) önderliğinde, doktrin büyük ölçüde şimdiki biçimine ulaşmıştır.

Athanasios

Athanasios İnanç Bildirgesi adını M.S. 300’lerde yaşamış olan kilise babası Athanasios’tan (295-373) almıştır. 4. yüzyılda yazılmış "Athanasios İnanç Bildirgesi"nde Teslis şu şekilde açıklanmaktadır :

Orta Çağ

6. yüzyılın sonunda bazı Latin dilli kiliseler Ortodoks mezhebinden farklı olarak Kutsal Ruh'un sadece Baba'dan değil Baba ve Oğuldan geldiğini yorumladılar (Filioque). Bu yorum İznik veya İstanbul ekümenik konsillerinde geçmiyordu. 1014 yılında Roma'nın litürjik uygulamasına dahil edildi. Filioque sonunda 1054'te Doğu ve Batı kiliselerinin ayrılması ve tekrarlanan birleşme girişimlerinin başarısızlıklarının ana nedenlerinden biri haline geldi.

Nenizili Gregorios Teslis hakkında şöyle demektedir: “Birini düşünür düşünmez, Üçünün görkemi çevremi sarar; düşüncelerim Üçünü ayırt eder etmez, yine Birine geri döner. Üçünden herhangi Birini düşündüğüm zaman Onu Üçün tamamı olarak düşünüyorum ve gözlerim doluyor ve düşündüklerimin büyüklüğü beni alıp götürüyor. Diğerlerine daha büyük bir büyüklük atfetmek için o Birin büyüklüğünü kavrayamam. Üçünü birlikte düşünürken, sadece bir meşale görüyorum ve bölünmez ışığı bölemiyor veya ölçemiyorum."

Teslis'i reddeden Hristiyan inançlar

Tarihte Kitab-ı Mukaddes'i kabul eden cemaatlerin çoğu teslis öğretisine uymuşlardır. Hem Batılı (Katolik ve Protestanlar), hem de Doğulu (Ortodoks, Monofizit ve Nasturî) kiliselerin hepsi, M.S. 4. yüzyılın sonundan itibaren teslisi savunmuşlardır.

Hristiyanlık içinde de teslis inancını reddeden ve İsa'nın hem tanrısal, hem de insânî doğasına karşı çıkan akımlar tarih boyunca ortaya çıkmıştır. Bu akımları ortaya çıkaran önemli felsefî akım Kuzey İtalya'dan gelen aydın dönem Hümanizm'idir. Teslisi reddedenler arasında tarihsel ve modern akımlar veya gruplar vardır. Tarihsel akımlar ve gruplar:

Modern akımlar ve gruplar:

Ayrıca teslisi kabul eden dinî cemaatlerde bu doktrine karşı tek tük de olsa bu cemaatlerin din adamlarınca Kitab-ı Mukaddes'le bağdaşmadığı görüşleri ileri sürülmüş ve sürülmektedir. Meselâ Alexander Hislop, Adolph Ernst Knoch veya Karl-Heinz Ohlig gibi.

Tasvir

Ortodoks Kilisesinde, Baba ve Kutsal Ruh’u resmetmek caiz değildir, çünkü Kutsal Kitap pek çok ayette gözle görülemeyen Uluhiyet’in tasvirini yasaklar. Ortodoks Kilisesine göre, Kelam’ın (İsa Mesih) vücut bulması, sadece Oğul’un tasvir edilmesine izin verir, o da sadece insan tabiatıyla. Zamanla, son Bizans döneminden itibaren, ezeli Baba’nın, artık resmedilmesi gerektiği görüşü desteklenmeye başlandı çünkü Baba, Peygamber Daniel Kitabında 7:9, “Eskiden beri var olan (günleri kadim olan) yüceler yücesi” olarak belirmişti.

Kutsal Ruh’un bir güvercin olarak tasvir edilmesine yalnızca, Kutsal Ruh’un “güvercin biçimince” göründüğü “Epifani” (Teofani) ikonasında izin verilir. (Luka 3:21-22) Ayrıca, Pentekost günü ateşten imiş gibi bölünen diller gelip Elçilerin başlarında durduğunda inen Kutsal Ruh’un tasvirinde izin verilir (Elçilerin işleri 2,3).

Ortodoks Kilisesi’nde, Kutsal Teslis’in üç tasviri vardır (Baba, Oğul, Kutsal Ruh): Biri “Kutsal Teslis” ya da “İbrahim’in misafirperverliği” adını taşıyan üç Meleğin tasviridir. Kutsal Teslis’in bu tasviri, geleneksel olan ve genel olarak daha çok kabul görendir.

İkinci tasvir ise, Kutsal Teslis’in üç ilahi varlığının, yani beyaz saçlı ve sakallı bir yaşlı adam olarak Baba’nın, O’nun sağında oturan Oğul’un ve ikisinin arasında güvercin biçiminde uçan Kutsal Ruh’un ikonasıdır. Kutsal Teslis’in bu tasvirini içeren ikonalar, Batı teolojinin (Katolik) etkisi yüzünden, Bizans sonrası zamanlarda görülür.

Üçüncü olarak, Kutsal Teslis’in tasvirinin belki de en temsili olanı, Kutsal Teslis’nin tamamının resmedildiği Rab’bin vaftizinin tasviridir.

Resim galerisi

Ayrıca bakınız

Notlar

Kaynakça

  1. ^ a b Daley 2009, ss. 323–350.
  2. ^ a b Ramelli 2012.
  3. ^ a b Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; def-lateran1 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  4. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; thelogy-sanity isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  5. ^ Sheed, Frank J. (11 Ocak 1978). Theology & Sanity. Bloomsbury Publishing (1978 tarihinde yayınlandı). ISBN 9780826438829. Erişim tarihi: 21 Aralık 2021. Nature answers the question what we are; person answers the question who we are. Nature is the source of our operations, person does them. 
  6. ^ "«Catechism of the Catholic Church, 253–267: The dogma of the Holy Trinity»". 4 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mayıs 2023. 
  7. ^ Madde (değiştir|tartışma|geçmiş|bağlantılar|izle|kayıtlar) Agostino di Ippona, Sermo 52, 6.16; PL 38, 359.
  8. ^ Valen-Sendstad: Kristillinen dogmatiikka, s. 167–172
  9. ^ Gustavsson: Mihin uskomme perustuu, s. 124
  10. ^ "For to Us a Child Is Born: The Meaning of Isaiah 9:6". Zondervan Academic (İngilizce). 19 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  11. ^ "Doctrine of the Last Things (Part 1): The Second Coming of Christ". Reasonable Faith (İngilizce). 15 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  12. ^ "Bible Gateway passage: Psalm 145:13 - New International Version". Bible Gateway (İngilizce). 12 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Temmuz 2022. 
  13. ^ "The "Heavenly" and "Earthly" Yahweh: A Trinitarian Interpretation of Genesis 19:24". Answering Islam (İngilizce). 15 Mayıs 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  14. ^ Cross & Livingstone 2005, s. 1652.
  15. ^ a b Joyce 1912.
  16. ^ Gregory Nazianzen, Orations, 31.26
  17. ^ Genesis 18:1-2
  18. ^ Genesis 19
  19. ^ a b Watson, Francis. Abraham's Visitors: Prolegomena to a Christian Theological Exegesis of Genesis 18-19 2 Aralık 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  20. ^ a b Januariy 2013, s. 99.
  21. ^ a b Fee 2002, s. 52.
  22. ^ a b Metzger & Coogan 1993, ss. 782–783.
  23. ^ Hurtado 2005, ss. 134–152.
  24. ^ "Is Jesus God? (Romans 9:5)". billmounce.com (İngilizce). 23 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Temmuz 2022. 
  25. ^ CS Lewis (2001). Mere Christianity. HarperCollins. ss. 51-52. 
  26. ^ Hays 2014, ss. 44–45.
  27. ^ Hurtado 2005, ss. 337–338.
  28. ^ Ferguson 2009, ss. 134–135.
  29. ^ Sim & Repschinski 2008, ss. 124–125.
  30. ^ a b Hurtado 2005, s. 345.
  31. ^ Bauckham 2017, ss. 516–519.
  32. ^ Hurtado 2005, ss. 194–206.
  33. ^ Allison 2016, ss. 807–826.
  34. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; bbc-john isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  35. ^ Brown 1970, ss. 1026, 1032.
  36. ^ Hoskyns 1967, s. 142.
  37. ^ YUHANNA 10:30-33 Ben ve Baba biriz.” Yahudi yetkililer O'nu taşlamak için yerden yine taş aldılar. İsa onlara, “Size Baba'dan kaynaklanan birçok iyi işler gösterdim” dedi. “Bu işlerden hangisi için beni taşlıyorsunuz? | Kutsal Kitap Yeni Çeviri 2001, 2008 (TCL02) | Download The Bible App Now (İngilizce). 
  38. ^ Goodman & Blumberg 2002, s. 36.
  39. ^ a b Hurtado 2018, s. 62.
  40. ^ Grudem 1994, s. 226.
  41. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; athanasian-creed isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  42. ^ Barth 1975, ss. 348–349.
  43. ^ Pegis 1997, ss. 307–309.
  44. ^ De Smet 2010.
  45. ^ The Eleventh Council of Toledo (675). 6 Ocak 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Ocak 2019. 
  46. ^ Fourth Lateran Council (1215) List of Constitutions: 2. On the error of abbot Joachim. 7 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2019. 
  47. ^ Fathers, Council (11 Kasım 1215). Fourth Lateran Council : 1215 Council Fathers (İngilizce). 24 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 24 Aralık 2022. 
  48. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; despiritu isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  49. ^ Mt 28:19
  50. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; kittel3 isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  51. ^ Hurtado 2005, ss. 644–648.
  52. ^ Ehrman, Bart D. The Apostolic Fathers. Vol. 1. Loeb Classical Library, 2003, 119. Ehrman further notes (fn. 97) Clement is alluding to Ephesians 4:4–6. Also see 1 Clement 58:2.
  53. ^ Ehrman, Bart. The Apostolic Fathers, Vol. 1. Harvard University Press, 2003, pp. 411, 429.
  54. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; ignatius isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  55. ^ Hurtado 2005, ss. 595–599.
  56. ^ Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; first-apology isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  57. ^ Hurtado 2005, ss. 646.
  58. ^ Cross & Livingstone 2005, s. 100.
  59. ^ "Creeds of Christendom, with a History and Critical notes". Christian Classics Ethereal Library. 6 Aralık 2003 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  60. ^ Anderson, Michael. "The Nicaeno-Constantinopolitan Creed". creeds.net. 27 Ocak 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  61. ^ a b c Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi; BEoWR isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
  62. ^ See Creeds of Christendom 27 Ağustos 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi..
  63. ^ Hornblower, Spawforth & Eidinow 2012, s. 193.
  64. ^ For a different view, see e.g. Excursus on the Words πίστιν ἑτέραν 21 Temmuz 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  65. ^ Greek and Latin Traditions on Holy Spirit. 3 Eylül 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ocak 2019. 
  66. ^ Gregory of Nazianzus, Orations 40.41
  67. ^ Σχετικά εδάφια: “ούκ είδετε ομοίωμα εν τη ημέρα, ή ελάλησε Κύριος πρός υμάς εκ μέσου του πυρός” (Δευτ. δ΄: 15-17). “Γένος ούν υπάρχοντες του Θεού ουκ οφείλομεν νομίζειν χρυσώ ή αργύρω ή λίθω, χαράγματι τέχνης και ενθυμήσεως ανθρώπου, το θείον είναι όμοιον” (Πράξεις ιζ΄: 29) “Τίνι ωμοιώσατε Κύριον και τίνι ομοιώματι ωμοιώσατε αυτόν;” (Ησαϊα μ΄: 18). “Ουχ ότι τον Πατέρα τις εώρακεν”. (Ιω. στ΄: 46). “Τις εώρακεν αυτόν και εκδιηγήσεται;” (Σοφία Σειράχ μγ΄: 31). “Όν είδεν ουδείς ανθρώπων ουδέ ιδείν δύναται”. (Τιμ. Α΄, στ΄: 16). “Θεόν ουδείς εώρακε πόποτε”. (Ιω. α΄: 18).