Aşağıdaki makale Zeynep Aksu'in çağdaş toplum üzerindeki etkisini araştıracaktır. Zeynep Aksu, yıllar boyunca ilgi ve tartışma konusu olmuş, uzmanlar ve kamuoyu arasında çelişkili görüşlere yol açmıştır. Bu figür/kişi/tema popüler kültür, siyaset, ekonomi ve modern toplumun diğer birçok yönü üzerinde silinmez bir iz bıraktı. Ayrıntılı bir analiz aracılığıyla Zeynep Aksu'in farklı alanlardaki etkisine ışık tutmaya ve mevcut bağlamdaki ilgisini incelemeye çalışacağız. Çeşitli bakış açıları ele alınacak ve bu konu üzerinde düşünmeye ve tartışmaya davet eden argümanlar sunulacaktır.
Zeynep Aksu | |
---|---|
Doğum | Füsun Demiroğlu 1 Kasım 1949 İstanbul, Türkiye |
Meslek | Oyuncu |
Etkin yıllar | 1967-1973 |
Zeynep Aksu, doğum adıyla Füsun Demiroğlu, (d. 1 Kasım 1949,[1] İstanbul), Türk oyuncudur.[2] Türk sinemasında 1960'ların sonlarıyla 1970'lerin başlarında oynadığı başrollerle tanınır. 5 yılın sonunda sinemayı bıraktı. 2003 yılında bir TV dizisiyle setlere döndü.
İstanbul Üniversitesi rektörü Cem'i Demiroğlu'nun kardeşi işadamı Cudi bey ile ressam Nesrin Subaşı'nın kızı olarak 1949 yılında Füsun Demiroğlu adıyla dünyaya gelen Aksu, annesiyle babası ayrıldıktan sonra babasıyla yaşamaya başladı. İlkokuldan itibaren yatılı okulda okudu. Işık Lisesi'ne devam etti. Çok tutucu olan babası söz vermesine rağmen kendisini okutmak için İsviçre'ye göndermekten vazgeçti. Bunun üzerine onu kızdırmak için güzellik yarışmalarına katıldı.
Önce Füsun Arda ismiyle Ses dergisi yarışmasına başvurdu ancak geç kaldı. Daha sonra Hürriyet Gazetesi'nin düzenlediği yarışmaya sinemada kullanacağı Zeynep Aksu ismiyle girdi ve 18 yaşında "sinema güzeli" seçildi. 20 filmlik bir anlaşmanın ardından Cüneyt Arkın ile rol aldığı Namus Borcu filmiyle sinemaya başladı.[3]
Kısa bir dönem filmlerde oynamasına rağmen, oynadığı başrollerle akıllarda yer etti. O dönemde basın tarafından Türkân Şoray'a rakip gösterildi. 1972'de Üvey Ana filmindeki rolüyle, Antalya Altın Portakal Film Festivalinde En İyi Kadın Oyuncu ödülünü kazandı.
Kendisinden habersiz yarışmaya katıldığı için kendisiyle 5 yıl boyunca görüşmeyen babasıyla barıştı. Babasıyla tekneyle açıldıkları bir gün bütün resimlerini, ödüllerini ve sinemayla ilgili diğer her şeyini Büyükada'ya gidene kadar yırtarak Marmara Denizine attı ve sinema kariyerini sonlandırdı. Bir süre babasıyla yaşadıktan sonra evlendi. Bu evliliği iki yıl sürdü. İkinci evliliğinden bir oğlu oldu. On dört yıl süren bu evliliğini de boşanmayla sonuçlandı.
Annesinin sonraki evliliğinden olan iki erkek kardeşinden küçüğü, yönetmen Ferzan Özpetek'tir.
Ayfer Tunç, Aksu'nun sinemaya başlama öyküsüne, Ömür Diyorlar Buna adlı kitabında yer vermiştir. Tunç, öyküde Aksu'nun adını "Efsun" olarak değiştirmiştir.
2015'te ilk romanı Asalet Budalası'nı yayımladı.[4]