Bu yazımızda son yıllarda ilgi ve tartışma konusu olan Zanaat konusuna değineceğiz. Zanaat, uzmanlar ve kamuoyu arasında farklı görüş ve konumların oluşmasına neden olan, son derece önemli bir konudur. Bu makale boyunca Zanaat ile ilgili tarihsel kökeninden bugünkü sonuçlarına kadar farklı yönleri inceleyeceğiz. Ayrıca, bu önemli konuya kapsamlı ve güncel bir vizyon sunmak amacıyla Zanaat ile ilgili çeşitli çalışmaları ve yaklaşımları analiz edeceğiz. Hiç şüphesiz Zanaat kimseyi kayıtsız bırakmayacak bir konudur ve bu nedenle anlayışının ve analizinin derinleştirilmesi büyük önem taşımaktadır.
Zanaat, varlık amacı yararlı olmak olan ve ürettiği eserlerden maddi kazanç sağlayan, günlük ihtiyaçları karşılamaya yarayan ürünler meydana getiren meslektir. Zanaat, sermayeden çok nitelikli emeğe dayalıdır; öğrenimin yanı sıra el becerisi ve ustalık gerektirir.[1] Bu tür mesleklerin erbâbına zanaatkâr denir.
Zanaat ürünleri tek ve öznel olmayabilir; bir zanaatkâr bir eserin benzerlerini çok kez yapılabilir.
Marangozluk, ayakkabıcılık, kuyumculuk (takı üreten), kumaş boyama, çömlekçilik, berberlik, bakırcılık gibi mesleklerin hepsi birer zanaattir. Bir kimsenin zanaatkâr olması için el becerisi gerektiren bir malı veya hizmeti sadece satması değil, bilfiil üretmesi gerekir.
Zanaatkârlar, el becerileri nedeniyle tarih boyunca pek çok toplumda saygın bir yere sahip olmuşlardır. Sanayi devrimi ile birlikte birçok zanaat yok olmuş, yerini endüstriyel üretime bırakmıştır; diğerleri ise şekil değiştirerek değişen koşullara ayak uydurmuştur.