Mahmudiye tecavüz ve cinayetleri'in teması her yaştan ve her kökenden insanın dikkatini çeken bir temadır. Modern toplumdaki öneminden tarih üzerindeki etkisine kadar Mahmudiye tecavüz ve cinayetleri birçok alanda tartışma ve düşünce konusu olmuştur. Yıllar geçtikçe, Mahmudiye tecavüz ve cinayetleri'in anlaşılmasını ve takdir edilmesini zenginleştiren farklı bakış açıları ve yaklaşımlar ortaya çıktı. Bu makalede, bu büyüleyici konuya geniş ve eksiksiz bir genel bakış sağlamak amacıyla Mahmudiye tecavüz ve cinayetleri'in kökeninden mevcut etkisine kadar çeşitli yönlerini inceleyeceğiz.
Mahmudiye Cinayetleri | |
---|---|
Bölge | Yusufiye, Bağdat, Irak |
Koordinatlar | 33°04′N 44°13′E / 33.06°K 44.22°D |
Tarih | 12 Mart 2006 |
Hedef | Abeer Kasım Hamza El Cenabi |
Saldırı türü | tecavüz, katliam |
Ölü | 4 |
İşleyenler | 5 ABD Ordusu askeri |
Mahmudiye tecavüz ve cinayetleri 12 Mart 2006 tarihinde, ABD ordusuna mensup 5 askerin, 14 yaşındaki Iraklı kız çocuğu Abir Kasım Hamza El Cenabi'ye çoklu tecavüz edip, bedenini ateşe vermeleri ve evde bulunan ailesini öldürmelerini içeren savaş suçlarını ifade eder. Olay, ailenin Mahmudiye kasabasına bağlı Yusufiye köyündeki evlerinde gerçekleşti. El Cenabi'nin 34 yaşındaki annesi Fahriye Taha Muhasen, 45 yaşındaki babası Kasım Hamza Rahim ve 6 yaşındaki kız kardeşi Hadel Kasım Hamza El Cenabi, yaşadıkları evde Amerikalılar tarafından öldürüldü.[1] Ailenin geri kalan iki üyesi, 9 yaşındaki Ahmet ve 11 yaşındaki Muhammed, katliam sırasında okulda oldukları için katliamdan kurtuldular.
Cinayet ve tecavüz suçuyla yargılanan beş ABD askerinin isimleri, 502. Piyade Alayı'na bağlı; Çavuş Paul E. Cortez, Uzman James P. Barker, Er Jesse V. Spielman, Er Brian L. Howard ve Er Steven D. Green'dir.[2] Er Green, işlediği suç ortaya çıkmadan önce akli dengesizlik sebebiyle ordudan ihraç edildiği için, ABD sivil mahkemesinde yargılanarak, tecavüz ve dört cinayet suçundan müebbet hapis cezasına çarptırıldı.[3] Buna karşılık, Çavuş Paul E. Cortez, Uzman James P. Barker, Er Jesse V. Spielman, Er Brian L. Howard ABD Yüksek Askeri Mahkemesi'nde yargılanıp suçlu bulunarak, müebbet hapis cezasına çarptırıldılar.[2]
Abir Kasım Hamza El Cenabi (Arapça: عبير قاسم حمزة الجنابي ‘Abīr Qāssim Ḥamza al-Janābī; 19 Ağustos 1991 – 12 Mart 2006)[4][5] 34 yaşındaki annesi Fahriye Taha Muhasen, 45 yaşındaki babası Kasım Hamza Rahim ve 3 küçük kardeşi; 6 yaşındaki kız kardeşi Hadel, 9 yaşındaki erkek kardeşi Ahmet ve 11 yaşındaki erkek kardeşi Muhammed ile beraber yaşıyordu. Abir'in ailesi, Yusufiye köyünde bulundan, kendilerine ait olmayan bir odalı evlerinde, kiralık mobilyaları ile oldukça mütevazı bir hayat sürüyorlardı.[6] O tarihte, Baba Kasım, bir meyve bahçesinde güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Abir'in annesi Fahriye ise ev hanımıydı. Sağ kurtulan kardeşlerin aktardığına göre; Abir'in 6 yaşındaki kız kardeşi Hadel, arka bahçelerinde yetişen bitkilerle uğraşmayı ve kardeşleri ile saklambaç oynamayı çok seven, çok oyuncu ama yaramaz olmayan biriydi. Baba Kasım ailesini çok seviyordu ve bir gün ailesini bu sefaletten ve kötü yaşamdan kurtaracağını, ailesine bir ev alacağını ve herkes gibi yaşacayacaklarını umuyordu. Katliamın gerçekleştiği zamanda, Abir güvenlik gerekçesiyle okula gönderilmiyordu ve bu yüzden zamanının büyük çoğunluğu evinde geçiyordu. Abir, Körfez Savaşı'nın başlamasından aylar sonra doğmuş, 2003 yılında Irak'ın işgalini yaşamış, bütün hayatı zorluklar ile geçmiş bir kızdı.
Henüz 14 yaşında olmasına rağmen, bölgedeki ABD askerlerinin sürekli cinsel tacizlerine maruz kalıyordu. Abir'in evi, altı kişilik ABD trafik kontrol noktasından 200 metre uzaklıkta, köyün güneybatısındaydı.[7][8] Kontrol noktasındaki askerler, Abir'i evde şarkı söylerken veya bahçeyle uğraşırken sıklıkla dikizliyorlardı. Komşular Abir'in babasını bu husus hakkında uyardıklarında ise babası "Abir sadece küçük bir kız, sorun olmaz" diye cevap vermişti.[8] Abir'in, okulda olduğu için katliamdan kurtulan erkek kardeşi Muhammed, askerlerin sık sık evlerinde arama yaptıklarını söyledi. Muhammed bu aramaların birinde, Er Steven Green'in işaret parmağını, Abir'in yanaklarında gezdirdiğini ve bunun Abir'i çok korkuttuğunu söyledi.[9] Katliamdan önce Abir'in annesi, ABD askerlerinin kızını dikizlediğinden komşularına bahsetmiş ve dikizlerken yakaladığı her seferinde ABD askerlerinin kendisine "çok iyi, çok iyi" (İngilizce: very good, very good) dediğini komşularına söylemişti. Bu durum annesini oldukça endişelendirdiği için Abir'i, gece yatmak için amcası Ahmet Kasım'ın evine gönderme planları yapıyordu.[9][10] FBI tarafından dosyalanan yeminli ifade tutanağına göre, Er Steven Green, olaydan günler önce Abir'e tecavüz etmeyi düşünüyordu.
12 Mart 2006 tarihinde, kontrol noktasında görevli askerler Barker, Cortez, Green ve Spielman kart oynuyorlar, illegal içki içiyorlar ve Abir'e tecavüz ederek "birkaç Iraklıyı öldürmeyi" konuşuyorlardı.[11] Er Steven Green, "birkaç Iraklı öldürme" öldürme konusunda oldukça ısrarcıydı ve konuyu sürekli açıyordu. Abir'in günün önceki saatlerinde kontrol noktasından geçtiğini gören bu askerler, bir noktada Abir'in evine gitmeye karar verdiler. Kontrol noktasından sorumlu altı askerden dördü, Barker, Cortez, Green ve Spielman, kontrol noktasını terk ederek Abir'in evine doğru gittiler. Kontrol noktasında Er Bryan Howard ve diğer bir asker kalmıştı. Er Howard, Abir'e tecavüz ve öldürme muhabbetlerine katılmamıştı ancak bu dört askerin bu konudan bahsettiklerini ve hatta kontrol noktasından ayrıldıklarını görmüş, şaka yaptıklarını düşündüğü için müdahale etmemişti. Altıncı asker ise hiçbir şekilde olaya karışmadı.
Katliamın gerçekleştiği gün, iki erkek kardeşi okulda olan Abir, ailesiyle evde zaman geçiriyordu.[12] Üniformaları üzerlerinde olmayan ancak askerî tonlarda kıyafetler giymiş ve sadece gözleri açık olan beş ABD askeri[9] güpegündüz Abir'in evine dalarak, 14 yaşındaki Abir'i bir odaya, diğer aile üyelerini ayrı odaya koyarak ayırdılar. Abir'in babasını ve dışarıda babasıyla oynayan 6 yaşındaki kız kardeşi Hadil'i evin içine sürükleyen Er Jesse Spielman idi.[13] Cortez ve Barker adlı askerler, yan odada Abir'e tecavüz ettikleri sırada, Er Steven Green, diğer odada kızına tecavüz edildiğini duyan ve mücadele eden Abir'in annesinin önce kolunu kırdı, daha sonra 6 yaşındaki Hadil ile anne ve babasını öldürdü.[14] Barker'ın ifadesine göre, Cortez, Abir'i yere iterek düşürdü ve Abir yerde mücadele ederken, Abir'in eteğini yukarı sıyırdı ve iç çamaşırını yırtarak çıkardı. Cortez'in ifadesine göre de, yerde yatan Abir, tecavüz esnasında sürekli bacaklarını kıvırıyor ve bacak arasını kapalı tutmaya çalışıyordu. Yine Cortez'in ifadesine göre, Cortez ve Baker sırayla ve defalarca Abir'e tecavüz ettiler.[15] Cortez ifadesinin devamında, Abir vahşice çoklu tecavüze uğrarken, yan odada tutulan ailesine ateş edildiğini duyduktan sonra, daha yüksek tonlarda çığlık atmaya başladığını söyledi. Bu sırada, Er Steven Green'in yan odadan, Abir'in tecavüz edildiği odaya geldiğini ve "az önce hepsini öldürdüm, hepsi ölü" (İngilizce: I just killed them, all are dead) dedikten sonra, Green'in Abir'e tecavüz etmeye başladığını, tecavüz bittikten sonra da Abir'in suratına defalarca ateş ettiğini ifadesinde dile getirdi.[16]
Tecavüz ve cinayetlerden sonra, Barker, Abir'in midesinden ayaklarına kadar olan aşağı yarısı bölümüne petrol dökerek ateşe verdi. Barker ifadesinde, Spielman'a kanlı kıyafetlerini yakması ve cinayette kullanılan AK-47 model silahlarını kanala atması talimatını verdiğini söyledi. Askerler, Abir'e tecavüzlerini ve ailesini katletmelerini "kutlamak" için evden ayrıldılar.[17]
Bir süre sonra Abir'in yanan bedeninin alevi bütün eve sıçradı ve dumanı gören komşular eve doğru gelmeye başladı.[2] Komşulardan biri ifadesinde, "Zavallı kız, ne kadar güzeldi. Orada, bir bacağı ayrık, eteği boğazına kadar kaldırılmış şekilde yerde yatıyordu" dedi.[10] Komşular, evin yandığını ve pencereden bedenlerin göründüğünü Abir'in amcası Ebu Firas Cenabi'ye ilettiler. Cenabi ve karısı, hızlıca eve doğru koştu ve alevleri savurarak içeri dalmaya çalıştılar. Olay yerini gördükten sonra Cenabi, işlenen suçu bildirmek üzere Iraklı polislerin bulunduğu kontrol noktasına gitti. Alevler henüz sönmüş, kara dumanlar yükselir vaziyetteyken, olay esnasında okulda olan Abir'in 9 ve 11 yaşlarındaki kardeşleri eve geldi. Eve giren çocuklar, babalarının başından vurulmuş cesedini, annelerinin göğsünden vurulmuş cesedini, 6 yaşındaki kız kardeşleri Hadil'in suratından vurulmuş cesedini ve 14 yaşındaki ablalarının yanmış kalıntılarını gördüler.[6] Iraklı askerler hemen olay yerine gelerek incelemeye başladılar ve daha sonra Amerikan kontrol noktasına olayı ihbar etmeye gittiler. Kontrol noktasındaki askerler değişmişti ve suçu işleyenler orada yoktu. Yaklaşık bir saat sonra, bazı ABD askerleri olay yerine geldi. Olay yerine gelen askerlerin içinde, olayın failleri de vardı.
Steven Green ve diğer fail askerler, inceleme yapan Iraklı askerlere yalan söyleyerek, katliamı Sünni isyancıların yaptığını söylediler. Bu yalan, katliamın suç olarak tanımlanmasını ve raporlanmasını geciktirdi.[9][18]
Fail Er Steven Green, katliamın gerçekleştiği gün Çavuş Anthony Yribe ile yaptığı sohbette "ben yaptım" imasına gelen cümleler kurdu.[19] Çavuş Anthony Yribe, birliğe yeni atanan Er Justin Watt'a, Green ile arasında geçen bu sohbeti anlatıp, "Steve Green bir katil" deyince Er Watt, kendi kişisel soruşturmasını yürütmeye başladı. Birliğindeki diğer askerlerle konuşmaya, onlara sorular sormaya başladı. Birliğinde görevli ve katliamı bilen bir asker, Er Watt'a bu olayın gerçek olduğunu söyledi. Er Watt, bu katliamın birliğindeki arkadaşları tarafından yapıldığına inandı ve bu konuyu güvendiği birlik arkadaşı, Astsubay Başçavuş John Diem'e açtı. Er Watt, Diem'e çok güveniyordu ve ne yapması gerektiği hakkında ondan fikir almak istiyordu. Çünkü bu suçu üstlerine resmi olarak rapor ederse, birliğinde hain olarak damgalanacağından korkuyordu. Ne yazık ki Er Watt ve Başçavuş Diem, üstlerine doğru olanı yapacakları konusunda güvenmiyorlardı ve bu olayı üstlerine doğrudan rapor etmemeye karar verdiler. Bunun sonucunda, Er Watt, emir-komuta zincirini aşmak amacıyla zihinsel sağlık danışmanı ile görüşme talebinde bulundu.[2] 22 Haziran 2006 tarihinde, Er Watt, zihinsel sağlık danışmanı ile yaptığı bir seansta tecavüz ve cinayetleri dile getirdi ve bu katliam gün ışığına çıktı.[20]
Watt, katliamı rapor etmeden bir süre önce, fail Er Steven Green, 16 Mayıs 2006 tarihinde, antisosyal kişilik bozukluğu teşhisi sebebiyle ordudan ihraç edilmişti.[21] FBI, ABD yasaları gereğince, Green'in işlediği suçları araştırmak üzere yetki sahibi oldu ve araştırma başladı.[22]
Eski er Steven Green, bir sivil olarak tutuklandı ve Kentucky'de ABD sivil mahkemesine çıkartılarak suçlu bulundu.[23] Orduda aktif görevdeki diğer dört fail asker, ABD Askerî Mahkemesi tarafından yargılanarak suçlu bulundu.
30 Haziran 2006 tarihinde, FBI tarafından Kuzey Karolina'da tutuklandı.
Mahkeme, 14 yaşındaki Abir Kasım El Cenabi'ye tecavüz edip öldürmek, Abir'in 6 yaşındaki kız kardeşi Hadil'i öldürmek, Abir'in babası Kasım Hamza Rahim'i ve annesi Fahriye Taha Muhasen'i öldürmekten suçlu buldu. 4 Eylül 2009 tarihinde mahkeme sonuçlandı ve şartlı tahliye imkânı olmaksızın ömür boyu hapis cezasıyla cezalandırıldı.[24]
15 Şubat 2014 tarihinde, kaldığı hücrede kendini asarak intihar etti.[25]
10 Temmuz 2006 tarihinde, görev yaptığı birlikte tutuklandı.
15 Kasım 2006 tarihinde tecavüz ve cinayet suçlarından 20 yıl şartlı tahliye imkânı olmaksızın 90 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Suçların sorumluluğunu kabul ederek, Irak'taki savaşın kendisini "sinirli ve aksi" biri hâline dönüştürdüğünü söyledi.[26]
Hâlâ Kansas'ta bulunan askerî cezaevinde yatmaktadır.[27]
10 Temmuz 2006 tarihinde görev yaptığı birlikte tutuklandı.
22 Ocak 2007 tarihinde, askerî mahkeme tarafından, tecavüz, tecavüzü planlama ve dört farklı cinayet suçlarından, 100 yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Federal Cezaevleri Bürosu'nun web sitesine göre Cortez 2024 yılı itibariyle hâlen cezaevinde bulunmaktadır. O zamandan beri federal hapishane sisteminin dışında, eyaletler arası bir anlaşmanın parçası olarak ABD içinde bilinmeyen bir eyalet hapishanesine nakledildi.
10 Temmuz 2006 tarihinde görev yaptığı birlikte tutuklandı.
3 Ağustos 2007 tarihinde, askerî mahkeme tarafından, tecavüz, tecavüzü planlama, tecavüz niyetiyle haneye izinsiz girme, kundaklama, nekrofili ve dört farklı cinayet suçlarından 110 yıl hapis cezasına çarptırıldı[28]
Hâlâ Kansas'ta bulunan askerî cezaevinde yatmaktadır.[27]
Howard, askerî mahkeme tarafından, adaleti engellemek, suç unsurunu duymak ama müdahale etmemek ve suçluları korumak maksadıyla yalan söylemekten suçlu bulundu. Tecavüz ve cinayet suçlarından beraat etti. 27 ay hapis cezasına çarptırıldı, süresini doldurdu ve cezaevinden çıktı.[29][30]
Yribe başlangıçta soruşturmayı engellemekle, özellikle de görevi ihmal etmek ve yalan beyanda bulunmakla suçlandı. Diğer adamlara karşı tanıklık etmesi karşılığında hükûmet Yribe'ye yönelik suçlamaları düşürdü ve kendisine onurlu bir terhis dışında bir ceza verildi.[27][31][32]
İhbarcı Watt, tıbbi bir terhis aldı ve 2009 itibariyle bir bilgisayar işi yürütüyordu. İhbarda bulunduktan sonra ölüm tehditleri aldığını söylüyor;[27] ancak 2010 yılından itibaren New York West Point'teki ABD Ordusu Ordu Mesleği ve Etiği Merkezi (CAPE) tarafından kendisiyle röportaj yapılması ve Ordu Mesleği izleyicileri önünde Ordu Etiğini koruma ahlaki yükümlülüğüne uygun olarak suçları ihbar etme kararı hakkında konuşması istendi.
Cortez, Barker ve Spielman'ın askerî mahkemelerindeki ifadelerine göre, cinayet kurbanı Abir Kasım Hamza El Cenabi'nin hayatta kalan kardeşleri Muhammed ve Ahmed Kasım Hamza el-Cenabi, bir amca tarafından büyütülüyor.[2]
<ref>
etiketi; :0
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)