Bugünkü yazımızda son zamanlarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu olan Haliç Kongre Merkezi konusuna değineceğiz. Günümüz toplumundaki önemi, günlük yaşam üzerindeki etkisi veya tarihsel önemi açısından Haliç Kongre Merkezi, hem uzmanlar hem de hayranlar tarafından tartışma, ilgi ve inceleme konusu olmuştur. Haliç Kongre Merkezi, kökeninden günümüze kadar farklı alanlardaki etkisi ve zaman içindeki gelişimiyle detaylı ve kapsamlı bir şekilde araştırılmayı hak eden bir konudur. Bu makalede onun farklı yönlerini inceleyeceğiz, sonuçlarını analiz edeceğiz ve mevcut bağlamda gerçek anlamını keşfedeceğiz.
![]() | |
![]() | |
![]() | |
Eski ad(lar) |
|
---|---|
Ad kökeni | Haliç |
Genel bilgiler | |
Durum | Tamamlandı |
Tür | Kültür merkezi |
Mimari tarz | Birinci Ulusal Mimarlık Akımı[1] |
Konum | Beyoğlu |
Şehir | İstanbul |
Ülke | Türkiye |
Koordinatlar | 41°03′02″K 28°56′24″D / 41.05056°K 28.94000°D |
Temel atma | 29 Kasım 1919 |
Açılış | 1923 (mezbaha olarak)[2] |
Yenileme | 2009 (kongre merkezi olarak)[3] |
Maliyet | 396 bin lira |
Teknik ayrıntılar | |
Zemin alanı | 102.000 m2 |
Tasarım ve inşaat | |
Mimar(lar) | Vedat Tek |
Resmî site | |
Haliç Kongre Merkezi veya eski ismiyle Karağaç Mezbahası[4] veya Sütlüce Mezbahası, İstanbul'da kesim işlemlerinin hijyenik bir biçimde yapılmasını ve denetlenmesini sağlamak amacıyla 1923 yılında açılmıştır. Mimarı Vedat Tek'tir.
2009 yılından itibaren, Haliç Kongre Merkezi adını alarak kongre ve kültür merkezi olarak kullanılmaya başlanmıştır.[5]
İstanbul'un çeşitli semtlerindeki özel mezbahalar, Ziraat Nezareti tarafından denetlense de kötü bir haldeydi. Savaş döneminde 147'ye düşürülen mezbaha sayısı, savaştan sonra 22'ye kadar düşmüştür. Denetimleri de Ziraat Nezareti'nden alınarak Şehremaneti'ne verilmiştir.[6]
Savaş sonrası Cenevre'ye giden Cemil Bey, İstanbul'a döndükten sonra 3 Mayıs 1919 tarihinde Şehremaneti'nin başına getirilmiştir.[7] Göreve geldikten sonra mezbahalar konusu üzerinde çalışan Cemil Bey, mezbahaların durumları sebebiyle İstanbul İşgal Kuvvetleri Komutanlığı tarafından baskı görmeye başlamıştır.[6] 17 Temmuz 1919'da, Fransa Olağanüstü Başkomiseri Hariciye Nezâreti'ne protesto mektubu göndermiştir.[6]
Protesto mektubunun üzerine, 29 Kasım 1919 tarihinde Sütlüce Mezbahası'nın temelleri atılmıştır. İnşaatın maliyeti 396 bin liradır.[6] 12 Temmuz 1923 tarihinde de mezbahane törenle hizmete başlamıştır.[4] 1928 yılında Karaağaç Müessesatı Meclisi İdaresi adıyla bağımsızlaştırılan mezbaha, 1932 yılında Karaağaç Müesseseleri Müdürlüğü adıyla İstanbul Belediyesi'ne bağlanır.
İstanbul'daki en büyük kesim tesisi olan mezbaha, Haliç'i kirlettiği gerekçesiyle 1985 yılından sonra yalnızca et dağıtım merkezi olarak faaliyet göstermiştir.[6]
Dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı Bedrettin Dalan, Haliç projesi kapsamında, atıl olarak duran mezbaha tesisinin kültür merkezine dönüştürülmesine karar vermiştir.[8] Proje kapsamında hazırlanan 3 ayrı proje belirlenmiş, ancak hiçbiri gerçekleşmemiştir. Bedrettin Dalan'dan sonra İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olan Nurettin Sözen döneminde de hiçbir ilerleme kaydedilmemiştir. Atıl duran mezbahanın kültür merkezine dönüştürülmesi için ilk somut adım olan inşaat ihalesi 1997 yılında, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından atılmıştır.[5] 1998 yılında atıl duran mezbaha binaları yıkılarak kültür merkezinin inşasına başlanmıştır.[9] Prof. Dr. Cengiz Eruzun tarafından tasarlanan projenin 1999 yılında bitmesi planlanmış ancak 2009 yılının Mart ayında tamamlanarak 5. Dünya Su Konseyi toplantısıyla birlikte açılmıştır.[10]