Bu yazımızda çeşitli alanlarda ilgi ve tartışma konusu olan Cengiz Eruzun konusunu inceleyeceğiz. Cengiz Eruzun, günümüz toplumundaki etkisi nedeniyle ilgi ve tartışmalara yol açan bir kavramdır. Tarih boyunca Cengiz Eruzun farklı bağlamlarda çok önemli bir rol oynamıştır ve etkisi bugün de geçerliliğini sürdürmektedir. Cengiz Eruzun, kökeninden evrimine kadar sosyal, kültürel ve politik dinamiklerdeki önemini ve kapsamını anlamaya çalışan uzmanlar ve akademisyenler tarafından analiz ve yansıma konusu olmuştur. Bu anlamda, bu konunun bilgisine ve anlaşılmasına katkıda bulunacak geniş ve zenginleştirici bir bakış açısı sunmak için Cengiz Eruzun konusunu kapsamlı ve eleştirel bir şekilde ele almak yerinde olacaktır.
Cengiz Eruzun (d. 19 Mayıs 1941, Fındıklı, Rize), Türk yüksek mimar ve akademisyen.[1] Restorasyon ve Doğu Karadeniz mimarisi başta olmak üzere halk mimarisi üzerinde uzmanlaşmıştır.[2] Haliç Kongre Merkezi ve Dede Efendi Müze Evi gibi yapıların tasarımcısıdır.
Eruzun, 1941'de Fındıklı'da doğdu. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nin yüksek mimarlık bölümünden mezun oldu. Kariyerine serbest mimar olarak başladı. 1972-1973 öğretim yılında asistan olarak Güzel Sanatlar Akademisi'nde çalışmaya başladı. Öğretim görevlisi olarak çalıştığı dönemde yazdığı doktora tezini 1980'de savundu. 1982'de Tekirdağ, 1986'da Kütahya ve Bursa'da kentsel çevreyi koruma çalışmalarını organize etti. 1987'de doçent oldu. Antalya Dedeman, Seyhan ve Ordu'da uygulanması için turizm projeleri tasarladı. Ulusal, uluslararası kongre, sempozyum ve seminerlerde konuştu.[3]
Karadeniz Kültür ve Çevre Derneği yönetim kurulu başkanı ve Bizim Ülke Derneği yönetim kurulu üyesi olan Eruzun, İstanbul Mimarlar Odası, Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu ve Türkiye Tarihi Evleri Koruma Derneği üyesidir.[4][5]