Bugün Görecilik toplumda büyük ilgi ve tartışma uyandıran bir konudur. Bugün bir referans noktası haline geldi ve etkisi konusunda çelişkili görüşler ve derin düşünceler üretti. Görecilik, yalnızca çeşitli alanlardaki önemi nedeniyle değil, aynı zamanda insanların yaşamları üzerindeki etkisi nedeniyle de kamu gündeminde önemli bir yer işgal etmeye başladı. Kimseyi kayıtsız bırakmayan, farklı bağlamlarda analiz ve tartışma sebebi olmaya devam eden bir konudur.
Felsefe |
---|
üzerine bir seri |
![]() |
Görecilik ya da rölativizm, felsefe tarihinde sürekli gündemde yer almış olan bir yönelim biçimidir. Felsefenin alt bölümlerinden epistemoloji ve etik alanlarında göreceli yaklaşımlar özellikle etkili olmuştur. Bilgi anlayışında mutlak ve nesnel gerçek anlayışından ayrılır, bilginin kesinliğinden ve genel geçerliliğinden şüphe eder. Bütün bilgilerin göreli olduğu önermesi bu akımın başlıca argümanıdır. Etikte ise görecilik mutlak ahlaki değerlerin varlığını ve olabilirliğini yadsır. Bunlara göre bilgi ya da ahlaki değerler tarihsel koşullara, dönemlere, toplumlara, kültürlere ve kişilere göre değişim gösterir. Bilim felsefesinde de etkili olmuştur; özellikle 20. yüzyılda Kuantum fiziğine bağlı bilimsel ve kuramsal gelişmelerden sonra görecelilik gelişme göstermiştir.
İlk olarak sofistlerle tohumları atılmış, ardından David Hume'un etkisiyle Immanuel Kant tarafından üretilen Numen ve Fenomen fikirleriyle günümüzdeki haline yaklaşmıştır. En önemli fikri kuşkusuz Schopenhauer yapmıştır. İsteme ve Tasavvur Olarak Dünya kitabının giriş cümlesi "dünya benim tasavvurumdur" şeklindedir. Bundan etkilenen Nietzsche ise modern rölativizmin kurucusu konumuna yükselmiştir.