Son zamanlarda pek çok kişinin ilgisini çeken konu olan Busza Antlaşması hakkında bugün yeni bir yazı sunmaktan mutluluk duyuyoruz. Busza Antlaşması akademik dünyadan popüler alana kadar farklı alanlarda tartışma ve tartışmalara konu olmuş bir konu. Bu yazıda, bu konuya kapsamlı ve eksiksiz bir bakış açısı sağlamak amacıyla Busza Antlaşması ile ilgili çeşitli bakış açılarını ve yaklaşımları inceleyeceğiz. Tarihinden ve evriminden mevcut toplum üzerindeki etkisine kadar, Busza Antlaşması'in bugün sahip olduğu önemi ve alaka düzeyini daha iyi anlamamızı sağlayacak farklı yönleri ele alacağız. Bu makalenin ilginizi çekeceğini ve Busza Antlaşması hakkındaki bilginizi genişletmenize yardımcı olacağını umuyoruz.
Busza Antlaşması (Busha, Bose), Jaruga Antlaşması olarak da bilinir, Polonya-Litvanya Birliği'nden Stanisław Żółkiewski ve Osmanlı İmparatorluğu'ndan İskender Paşa tarafından 23 Eylül 1617'de Jaruga ve Dinyester nehirleri yakınındaki Busza'da (Busha veya Bose) müzakere edilmiştir. Polonya ve Osmanlı orduları karşılaştı ancak savaşmak yerine müzakere etmeye karar verdiler. Bu barış antlaşmasında Polonya-Litvanya Birliği, Hotin'i Osmanlılara bırakmayı ve Moldavya'ya müdahalesini durdurmayı kabul etmiştir.
1617 tarihli bu antlaşmada Polonya'nın Erdel, Boğdan ve Eflak'taki Osmanlı vasallarının iç işlerine karışmayacağı, Birliğin Hotin'i terk ederken Kazakların Osmanlı İmparatorluğu'ndaki topraklara baskın yapmasını önleyeceği belirtiliyordu. Karşılığında Osmanlı Devleti de Tatar akınlarını durdurma sözü vermiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun da Erdel, Moldavya ve Eflak'a müdahale etme ve o bölgenin yöneticilerini seçme hakkı vardı.
Kazaklar ve Tatarlar sınır bölgelerine baskın yapmaya devam etmelerinden dolayı anlaşma her iki tarafça da ihlal edilmiştir. Bu yeni bir savaşa yol açmıştır, ancak Busza Antlaşması'nın Status quo Osmanlı-Lehistan Savaşı (1620-1621) ardından Hotin Antlaşması ile teyit edilmiştir.