Beyyine Suresi konusu son zamanlarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu. Uzun bir geçmişi ve toplumda sürekli geçerliliği olan Beyyine Suresi, farklı sektörlerde tartışma ve yansıma yaratan bir konudur. Beyyine Suresi, günlük hayata olan etkilerinden siyaset ve kültüre olan etkilerine kadar çok yönlü, derinlemesine incelenmeyi hak eden bir konu olduğunu kanıtladı. Bu makalede, Beyyine Suresi'in farklı yönlerini inceleyerek kökenlerini, gelişimini ve günümüz dünyasındaki önemini analiz edeceğiz.
![]() | |
Sınıfı | Medeni |
---|---|
İsmin anlamı | açık delil |
Başka isimleri | Kayyime Suresi |
Sayısal bilgiler | |
Sure numarası | 98 |
Ayet sayısı | 8 |
Kelime sayısı | 94 |
Harf sayısı | 394 |
Beyyine Suresi (Arapça: سورة البينة, Sūrat'ul Beyyine), Kur'an'ın 98. suresidir.[1] Sure 8 ayetten oluşur.[2]
Bismillâhirrahmânirrahîm.
1 – Gerek Ehl-i kitaptan olan kâfirler, gerek müşrikler kendilerine o açık ve kesin delil gelmedikçe, inkârlarından ayrılacak değillerdi.
2-3 – O kesin delil de: İçinde hak, hikmet ve adaletin ifadesi olan yazılar ihtiva eden tertemiz sayfaları okuyan ve Allah tarafından gönderilen bir Resuldür.
4 – Ehl-i kitap mensupları, o kesin delil gelinceye kadar bu konuda ihtilaf etmemişlerdi.
5 – Halbuki onlara, şirkten uzak olarak yalnız Allah’a ibadet etmeleri, namazı hakkıyla ifâ etmeleri, zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte sağlam, dosdoğru din budur!
6 – Gerek Ehl-i kitaptan, gerek müşriklerden olan kâfirler, hem de devamlı kalmak üzere cehennem ateşindedirler. Onlar bütün yaratıkların en şerlisidirler.
7 – Ama iman edip, yararlı işler yapanlar ise bütün yaratıkların en hayırlı olanlarıdır.
8 – Bunların Rab’leri nezdindeki ödülleri; içinden ırmaklar akan, hem de devamlı kalmak üzere girecekleri, Adn cennetleridir.
Allah onlardan, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır.
İşte bu rıza makamı da Rabbine saygı duyanlarındır.
Medine'de indirildiğine inanılan sure ismini açık delil manasına gelen ve ilk ayette geçen "el-beyyine" kelimesinden almıştır.[3] Surede inkârcıların durumundan, Allah'a inanıp kulluk görevini yerine getirenlerin ebedi cennette kalacaklarından bahseder.