Günümüzde Arnavutluk İslam Ayaklanması toplumda büyük önem kazanan bir konudur. Arnavutluk İslam Ayaklanması, ortaya çıkışından günümüze kadar insanların hayatında önemli bir etkiye sahip olmuştur. Kişisel, sosyal, politik veya ekonomik düzeyde olsun, Arnavutluk İslam Ayaklanması farklı alanlarda tartışmalara, ihtilaflara ve değişimlere yol açtı. Tarih boyunca Arnavutluk İslam Ayaklanması, uzmanlar ve akademisyenler tarafından çalışma, yansıma ve analiz konusu olmuştur. Bu makalede, Arnavutluk İslam Ayaklanması'in önemini ve günümüz toplumu üzerindeki etkisinin yanı sıra geleceğe yönelik olası sonuçlarını da inceleyeceğiz.
Arnavutluk İslam Ayaklanması veya Arnavut Köylüler ayaklanması 1914'te meydana gelen ve Arnavutluğu yöneten Prens Wilhelm zu Wied'in otoriter rejime karşı çıkan bir ayaklanma. Çoğunluğu Müslüman olan eylemciler Arnavutluğun Osmanlı hakimiyetin altına girmesini ve genel af ilan edilmesini istediler.[1]
Eylemden sonra Prens Wied ülkeden kaçtı ve monarşi ülkede bitti. Fakat Wied resmi olarak tahttan feragat etmedi. Prenslik resmi olarak devam etti ve 1925'e kadar ülkeyi Wied'in adına memurlar ve naipler yönetti. Ayaklanma devrimci Hacı Kamili (Müslüman Sufi) tarafından başlatıldı ve buna Arif Hikmeti, Musa Kazimi ve Mustafa Ndroçi'de katıldı. Bunlar Dıraç'daki Uluslararası Jandarma'ya ve bunların yanında olan Kosova gönüllülere karşı savaştı. Kosova gönüllülerinin yanında Roma Katolik Mirditalılar da vardı. Uluslararası Jandarma, Lodewijk Thomson tarafından yönetildi. Gönüllüler ise İsa Bolatin ve Osmanlı paşası Prênk Bibë Doda tarafından yönetildi.
Ayaklanmacılar Din ve Devlet için ve Osmanllillëk (Osmanlıcılık) için savaştı.[1] Bu ayaklanma Enver Hoca tarafından methedildi.[1]