Günümüz dünyasında, İskitya büyük ilgi gören ve alakalı bir konu olmaya devam ediyor. İskitya'in ister toplum üzerindeki etkisinden, ister küresel ekonomi üzerindeki etkisinden söz edelim, İskitya'in çok sayıda insanda merak ve ilgi uyandırdığı yadsınamaz. Tarih boyunca İskitya, farklı alanlardaki önemini ortaya koyan çok sayıda tartışma ve çalışmaya konu olmuştur. Bu makalede, İskitya ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz, zaman içindeki gelişimini ve günümüzdeki önemini analiz edeceğiz.
Makale serilerinden |
![]() |
İskitya (İngilizce telaffuz: , ;[1] Yunancadan: Grekçe: Σκυθική, romanizasyonu: Skythikē), Klasik Antik Çağ'da Orta Avrasya'da yer alan bir bölgeydi. Sınırları Yunanlar tarafından belirsiz bir şekilde tanımlanan bu bölge Doğu İran İskitleri tarafından işgal edildi[2][3] ve Orta Asya ve Doğu Avrupa'daki Vistül Nehri'nin doğusundaki kısımlarının doğu kısımları ile sınırdı. Antik Yunanlar, Avrupa'nın kuzeydoğusundaki tüm topraklara ve Karadeniz'in kuzey kıyılarına İskitya (veya Büyük İskitya) adını verdiler.[4] Demir Çağı boyunca bölge İskit kültürlerinin gelişmesine tanık oldu.
Yunanlar, bölgede yaşayan göçebe halk için başlangıçta İskitler adını kullanmaktaydı ve İskitler en azından MÖ 1. yüzyıldan MS 2. yüzyıla kadar İskitya'da yaşamaktaydı.[5] MÖ 7. yüzyılda İskitler, Karadeniz'den Sibirya'ya ve Doğu Asya sınırlarına kadar Avrasya'da geniş toprakları kontrol ettiler.[6][7] İskitya diye adlandırılan toprakların konumu ve kapsamı zamanla değişti, ancak genellikle haritada gösterilenden daha batıya ve doğuya önemli ölçüde daha uzaklara uzanıyordu.[8] Bazı kaynaklar İskitlerin hareketli ama barışçıl insanlar olduklarını belgelemektedir.[9] İskitler hakkında çok fazla bilgiye erişilememektedir.
İskitya, MÖ 8. yüzyılda ortaya çıkan bir bozkır imparatorluğuydu. İskit kültürü, binicilik ve serbest yaşam çevresinde toplanmıştı.[10] İskitler dönemini belgeleyen hiçbir yazı sistemi günümüze ulaşamamıştır, bu nedenle o tarihlere tarihlenen ve bölge ve sakinleri hakkında bilgiler veren yazılı bilgilerin çoğu, başta Eski Hindistan olmak üzere bölgeyle bağlantıları olan Antik Yunanistan, Antik Roma ve Antik Pers uygarlıklarının protohistorik yazılarından kaynaklanmaktadır. İskitler ile ilgili en kapsamlı araştırmalar Herodot'a aittir. Herodot hayatı boyunca İskitya'ya seyahat etmemiştir, bu nedenle aktardığı bilgilerle ilgili tartışmalar sürmektedir, yine de modern arkeolojik buluntuların çoğu Herodot'un iddialarından bazılarını doğrulamaktadır. Bu nedenle Herodot antik İskitya hakkında en faydalı bilgileri aktaran yazarlardan biri olmaya devam etmektedir. Herodot, İskitlerin kendilerini "Scoloti" olarak adlandırdıklarını da aktarmıştır.[11]