Aşağıdaki yazımızda uzun zamandır büyük ilgi gören Zürafa Sokağı konusuna değineceğiz. Zürafa Sokağı farklı alanlarda tartışmalara yol açan ve pek çok kişinin merakını uyandıran bir konu. Tarih boyunca Zürafa Sokağı, bu konunun anlaşılmasında önemli keşiflere ve ilerlemelere yol açan çalışma ve araştırmaların konusu olmuştur. Bu makale aracılığıyla, Zürafa Sokağı ile ilgili farklı yönler incelenecek, önemi, etkisi ve çeşitli bağlamlardaki olası sonuçları incelenecektir. Ayrıca Zürafa Sokağı'in ve onun günümüzdeki yansımalarının daha iyi anlaşılması için farklı bakış açıları ve yaklaşımlar analiz edilecektir.
Zürafa Sokak, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde yer alan ve Alageyik ile Yüksek Kaldırım sokaklarıyla birlikte eskiden üzerinde yer almış genelevleri ile tanınan bir çıkmaz sokaktır. Sokak, Karaköy semtinde, Karaköy İskelesi'nin hemen arkasında yer alır. Surp Pırgiç Ermeni Katolik Kilisesi bu sokaktadır. Sokağın yakınında Saint Benoît Fransız Lisesi ve bir Gürcü sinagogu vardır. 2020'de genelevler kapatılmış, 2022'de ise bölgedeki yapılar yıkılmıştır.
Zürafa Sokak'taki genelev II. Abdülhamit döneminde Beyoğlu'nda yaşayan Avrupalılar için açıldı. Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından sonra Zürafa Sokak'taki yerine taşındı. Arnavut kaldırımlı ve eskiden 42 evin bulunduğu sokakta 37 ev Matild Manukyan'a, beş ev ise Sümbül Yaşar Karasu'ya aitti.
2016'da sokakta sadece 4 ev hizmet vermekteydi. Müşteriler oldukça fazla olsa da, evlerin sayısı azalmış durumda bulunmaktaydı.[1][2] Zürafa Sokağı'nda çalışan kadınlar ise buranın tamamen kapatılmasından korkmakta ve "bizi sokağa atmasınlar" demektedir.[3]
2020'de, Türkiye'de COVID-19 pandemisi kapsamında genelevler kapatıldı, daha sonra sokak 2022 yılında "Beyoğlu Kültür Yolu" projesi kapsamında kentsel dönüşüme dahil edildi. Proje kapsamında bölgede yer alan yapılar yıkıldı ve genelevlerin faaliyeti son buldu.[4][5] Günümüzde faaliyetleri bitmiş olan sokağın eski şöhreti silinmek isteğiyle adı değiştirilmiş, Alageyik Sokak olmuştur.