Bugün son yıllarda büyük önem kazanan bir konuya değinmek istiyoruz. Türkocağı Sahnesi siyasetten bilime kadar farklı alanlarda tartışmalara ve tartışmalara yol açan bir konudur. Bu konuyu tam olarak araştırmak için kökenlerini, günümüz toplumu üzerindeki etkisini ve önerilen olası çözümleri derinlemesine inceleyeceğiz. Türkocağı Sahnesi, etkisi günlük hayatımızın farklı yönlerine ulaştığı için hepimizi ilgilendiren bir konudur. Bu makale aracılığıyla, bugün çok alakalı olan bu konu hakkında daha net ve daha bilinçli bir vizyona sahip olmak için Türkocağı Sahnesi'i analiz etmeyi ve üzerinde düşünmeyi amaçlıyoruz.
Operet Sahnesi | |
![]() | |
Konum | Hacettepe, Altındağ, Ankara |
---|---|
Koordinatlar | 39°56′00″K 32°51′20″D / 39.93333°K 32.85556°D |
Otopark | Var |
Sahibi | Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı |
İşletmeci | Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü |
Tür | Tiyatro sahnesi |
Tarz | Çerçeve tipi sahne |
Koltuk düzeni | İki seviyeli |
Loca | Var |
Kapasite | 400[1] |
İnşaat | |
Mimar | Arif Hikmet Koyunoğlu |
Kullanıcılar | |
Türkocağı Sahnesi veya diğer adıyla Operet Sahnesi; Ankara'nın Altındağ ilçesinde bulunan bir tiyatro sahnesidir. Günümüzde Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılan tarihi Türk Ocağı binasının içerisinde yer alır. 1967 yılından beri aktif olarak temsillerin yapıldığı sahne, Ankara Devlet Tiyatrosu ile Ankara Devlet Opera ve Balesi'nin ortak kullanımındadır.
Küçük ve Büyük Tiyatro'dan sonra şehirdeki en eski üçüncü salon[2] olmasına karşın uzun bir süre boyunca temsillere kapatılan sahne, 16 Kasım 2021 tarihinde 400 koltuk kapasitesiyle yeniden faaliyete geçirilmiştir.
2014 yılında, Şinasi ve Akün Sahnesi'nin gizlice satılmasıyla alakalı tartışmalar devam ederken; dönemin Güzel Sanatlar Müdürü Murat Salim Tokaç'ın, 2014-2015 Sanat Sezonu itibarıyla Ankara'nın en eski ve köklü salonlarından biri olan tarihi Türkocağı Sahnesi'nin kurum dışı tüm sanatsal etkinliklere kapatılarak yalnızca Bakanlık tarafından düzenlenecek olan organizasyonlarda kullanılabileceğini açıklaması şehirdeki sanat camiası arasında yeni bir krizi gündeme getirdi.[3][4] Alınan kararla Devlet Tiyatrosu ile Devlet Opera ve Balesi topluluklarının sahneyi kullanımına ilişkin ciddi kısıtlamalar getirilirken, diğer tüm özel sanat topluluklarının sahneden yararlanması yasaklandı. Bunun üzerine KÜLTÜR SANAT SEN Genel Başkanı Yavuz Demirkaya Ankara'daki diğer kamu sahnelerinin sanat etkinliklerini hayata geçirmek için yetersiz olduğunu söyleyerek bu salonların satılmasına veya özel amaçlarla kullanıma kapatılmasına karşı olduklarını söyledi ve şehirdeki bütün sahnelerin kamulaştırılmasını talep etti.[5] CHP Ankara Milletvekili Gülsün Bilgehan da konuyla alakalı olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine bir soru önergesi sunarak sahnenin 'tarihi yapıya zarar vermemek' gerekçesiyle sanatsal faaliyetlere kapatılmasının bilimsel bir dayanağı olup olmadığının araştırılmasını istedi.[6]