Günümüz dünyasında Türkiye'nin uzay programı giderek artan ilgi ve alaka düzeyine sahip bir konu haline geldi. Türkiye'nin uzay programı gerek toplum, gerek ekonomi, gerekse insanların günlük yaşamları üzerindeki etkisi nedeniyle göz ardı edemeyeceğimiz bir konudur. Bu makalede, kökeni ve evriminden farklı alanlardaki etkisine kadar Türkiye'nin uzay programı ile ilgili tüm yönleri derinlemesine inceleyeceğiz. Türkiye'nin uzay programı'in yaşam tarzımızı nasıl değiştirdiğine ve geleceğimizi nasıl şekillendirmeye devam edeceğine bakacağız. Ek olarak, Türkiye'nin uzay programı'in sunduğu potansiyel sonuçları ve zorlukların yanı sıra getirebileceği fırsat ve faydaları da inceleyeceğiz. Günümüze ve geleceğimize şüphesiz damgasını vuracak bir konu olan Türkiye'nin uzay programı hakkında bir keşif ve düşünme yolculuğuna kendinizi kaptırmaya hazırlanın.
Türkiye'nin uzay programı, 1993 yılında[1][2] geliştirmeye başlamış olup, 2018 yılından bu yana Türkiye Uzay Ajansı tarafından yönetilmektedir. 1993 yılından bu yana uzaya birçok uydu fırlatmış Türkiye'nin şu anki hedefi ise 2026 yılında Ay'a iniş gerçekleştirmektir.[3][4]
Türkiye'nin uzay programı, 1993 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu'nun Türk Bilim ve Teknoloji Politikası'nın bir parçası olarak geliştirilmiş ve uzay teknolojisini temel teknoloji alanlarından biri olarak belirlemiştir.[5] Türkiye'nin ilk uydusu olan Türksat 1A, 24 Ocak 1994 tarihinde Fransız Guyanası'ndan fırlatılmış, ancak Ariane 4 roketindeki arıza sebebiyle okyanusa düşmüştür.[6] Bunun üzerine aynı yıl, 11 Ağustos'ta Türksat 1B fırlatılmış ve 2006 yılında kadar aktif olarak kullanılmıştır.[7]
1985 yılında, ülkenin uzay alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak ve altyapıyı oluşturmak için TÜBİTAK bünyesinde Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü kurulmuştur.[8] 2001 yılında Türk Hava Kuvvetleri, Türkiye'nin uzay alanındaki çalışmalarını koordine etmek ve bu alanda çalışacak bir kurum oluşturulması için özel önerilerde bulunmakla görevlendirilmiştir.[9]
2018 yılında, Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir uzay ajansı kurulması talimatını vermişti. Bunun üzerine, 13 Aralık 2018 tarihinde Türkiye Uzay Ajansı kuruldu.[10][11] Ajans, 2022-2030 yılları arasındaki Millî Uzay Programı strateji belgesini yayımladı.[12] Hedefler arasında, Ay yüzeyine iniş yapmak, yeni uzay teknolojilerinin geliştirilmesi, uzay limanının kurulması, Uzay Teknolojileri Daire Başkanlığı'nın kurulması ve bir Türk vatandaşının bilimsel görev için uzaya gönderilmesi yer almaktadır.[13] Axiom Mission 3 misyonu kapsamında Türkiye'nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, 19 Ocak 2024 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin Florida Eyaleti'nden fırlatıldı. Uzayda 14 gün geçiren[14] Gezeravcı, Türkiye'deki akademik ve araştırma kuruluşları tarafından hazırlanan 13 bilimsel deneyi Uluslararası Uzay İstasyonu'nda gerçekleştirdi[15] ve 12 Şubat 2024 tarihinde Türkiye'ye geri döndü.[16][17]
Devlete ait uydu iletişim şirketi Türksat, 1994 yılında bir dizi uydu fırlatmaya başladı. TÜBİTAK Uzay Teknolojileri Araştırma Enstitüsü, uzay teknolojisine ilişkin araştırma ve geliştirmelerden sorumludur. 2003 yılında BİLSAT-1 ve 2011 yılında RASAT dahil olmak üzere çok sayıda yer gözlem uydusu geliştirdi. Türkiye ayrıca askeri kullanım için Göktürk-1, Göktürk-2 ve Göktürk-3 uydularını da geliştirdi. Türkiye'nin uzay programı kapsamında geliştirilen uydularla ilgili diğer projeler arasında Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi ile Uydu Fırlatma Sistemi de yer almaktadır.