Bu yazımızda toplumun çeşitli kesimlerinde ilgi ve tartışma konusu olan Süngü konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Süngü, uzmanların, akademisyenlerin, profesyonellerin ve genel kamuoyunun ilgisini çekerek, günümüzdeki önemi, sonuçları ve geçerliliği konusunda çok çeşitli görüş ve bakış açıları oluşturdu. Kapsamlı bir analiz aracılığıyla Süngü'in temel yönlerini, farklı bağlamlardaki etkisini ve geleceğe yönelik olası sonuçlarını inceleyeceğiz. Aynı şekilde, bu konuya kapsamlı ve çok boyutlu bir vizyon sunmak amacıyla Süngü etrafında geliştirilen çeşitli yaklaşım ve teorilere değineceğiz.
Süngü bir yivli tüfek, misket tüfek veya benzeri herhangi bir ateşli silahın namlusunun ucuna takılan bıçak, hançer, kılıç veya sivri uçlu bir silahtır.[1] Tüfeğin mızrak gibi kullanabilmesine olanak sağlar. 17. yüzyıldan I. Dünya Savaşı'na dek piyade saldırıları için başlıca silah olarak kabul ediliyordu. Günümüzde ikincil silah görevi görür ve savaşta en son başvurulacak silah olarak kabul edilir.
2010 yılında Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetleri Eğitim ve Doktrin Komutanı Korgeneral Mark Hertling, askerî eğitimlerde süngü hücumu ve süngü tak çıkar eğitimlerinin kaldırıldığını açıkladı. Bunu diğer NATO ülkeleri de izledi
Süngü ilk olarak 17. yüzyılda ve Fransa'da süren gayrinizami savaşlarda ortaya çıktı.
Küçük bir kasaba Bayonne'de köylüler barutları ve mühimmatları bittiği için bıçakları tüfeklerinin ucuna takmaya başladı. Süngü ismi de bu kasabadan gelmektedir (Bayonet) 19. yüzyıldaki savaşlarda da süngü sıkça tercih edildi. Süngünün önemli bir silah olmasının nedeni o yıllarda silahların doldurma süresinin uzun olmasıydı. Önce yaylım ateşi açılır, düşman da yaylım ateşi açtıktan sonra süngü hücumuna geçilirdi.[2]