Sonraki makalede Suudi Arabistan'daki Yahudilerin tarihi'in büyüleyici dünyasını ve bu temanın sunduğu her şeyi keşfedeceğiz. Kökeninden modern toplum üzerindeki etkisine kadar tarihini, pratik uygulamalarını ve gelecekteki sonuçlarını derinlemesine inceleyeceğiz. Suudi Arabistan'daki Yahudilerin tarihi nedir ve bugün neden alakalı? Pek çok yönü kapsayan bu yolculukta bize katılın ve Suudi Arabistan'daki Yahudilerin tarihi'in neden dikkatimizi ve düşüncemizi hak ettiğini keşfedin.
Suudi Arabistan'daki Yahudilerin tarihi antik çağlardan bu yana bugün Suudi Arabistan'da bulunan topraklar üzerindeki Yahudi tarihi anlamına gelmektedir.
Günümüz Suudi Arabistan'daki Yahudilerin varlığıyla ilgili bilgiler Süleyman Mabedi dönemine kadar dayanır. Arap Yarımadası'na gerçekleşen ilk ciddi göç 2. yüzyılda gerçekleşti. 6. ve 7. yüzyılda ise Hicaz'da hatırı sayılır büyüklükte bir Yahudi nüfusu bulunmaktaydı. Dhu Nuwas ve Abu Karib Asad gibi Yahudi sempatizanı liderlerin bulunduğu Medine'nin çevresinde yaşıyorlardı.[1] Dhu Nuwas, halkı Yahudileştirmek için agresif tavırlarıyla tanınıp, Yahudilere zulmettiği için Hıristiyanlara zulmetmiştir.
Hicaz Yahudileri başta şarap olmak üzere ticaretle uğraşıyorlardı. Aynı zamanda başta Aden ve Hadramaut olmak üzere Yemen'de de bir Yahudi cemaati gelişiyordu ve bu cemaat yakın zamana kadar ayakta kalmayı başardı. Yarımadanın kuzeyinde de Yahudilerin mevcut olduğu yerleşim birimleri bulunmaktaydı.
İslam öncesi Arap Yarımadası'nda Hicaz bölgesinin Yahudi nüfusunu oluşturan üç ana cemaat vardı; bunlar Banu Nadir, Banu Kaynuka ve Banu Kureyze idi. Banu Nadir isimli kabile Muhammed'e karşı hüsumet besliyordu ve bu kabilede ölümler gerçekleşti. Diğer Yahudi kabileleri ise İslam hakimiyeti altında nispeten huzur içinde yaşadılar.
Muhammed döneminde Arap Yarımadası'ndaki diğer Yahudi kabileler:
7. yüzyılda İslam'ın yükselişiyle Yemen'deki Yahudi nüfusuna karşı tavırlar git gide şiddetlenmeye başladı.
Zimmi statüsünde olan Yahudiler korunan halklardandı. Zimmiler zekat ödemek zorunda olmayıp daha düşük bir vergi olan cizye ödüyorlardı, askerlik yapmaları, insanları din değiştirmeye ikna etmeleri ve Müslümanlık hakkında kötü konuşmaları yasaktı.
Bugün Suudi Arabistan'ın bulunduğu topraklarda Yahudi kalmamıştır. Bölgede İslam'ın yayılışından sonra bile Yahudilerin nüfusunda artış görülmüşse de 16.yy'ın ortalarına doğru Hicaz'da hiç Yahudi kalmadı.
Uzak diyarlardaki Yahudi cemaatleri hakkında bilgi sunan Tudela'lı Benjamin'in tarihi seyahati 1165 - 1173 yılları arasında gerçekleşti ve bu diyarlar arasında Suudi Arabistan da bulunmaktaydı. Seyahatnamesindeki haritalardan birinde Yahudi cemaatlerinin bulunduğu Tema ve Hayber şehirlerinde durduğu gözükür.[4] 629'da Muhammed ile Hayber Yahudileri arasında Hayber Muharebesi gerçekleşti. Seyahatine Kutsal Topraklara hacca giderek başladı.[5] Oraya yerleşmeyi umut etmiş olabilir fakat seyahatinin sebepleriyle ilgili çelişkiler bulunmaktadır. Dini sebeplerin yanı sıra maddi sebeplerin de motive edici bir güç olduğunu düşünenler vardır. Öte yandan Kutsal topraklara gitmek isteyen Yahudilerin hangi rotayı kullanmaları gerektiğini gösteren bir katalog da yaratmak istemiş olabilir.[6] "Uzun yol"dan gidip sıkça duraklamış, insanlarla tanışmış, yerleri ziyaret etmiş ve Yahudilerin meslekleriyle ilgili ve demografik bilgiler toplamıştır.
Benjamin'in raporlarına göre "El Katif"te bir Yahudi cemaati bulunmaktaydı,[7] bu yer bugün Arap Yarımadası'nın kuzeyindeki Al-Hufuf (Arapça: الهفوف) şehrinde bulunur.