Bu yazımızda farklı alanlarda büyük ilgi ve tartışma yaratan Semûm konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Kökeninden bugünkü önemine kadar, Semûm'in yaşamlarımızı ve genel olarak toplumumuzu nasıl etkilediğini inceleyeceğiz. Multidisipliner bir yaklaşımla Semûm ile ilgili popüler kültürdeki etkisinden bilimsel alandaki önemine kadar çeşitli yönleri analiz edeceğiz. Bu makale aracılığıyla, bilgiyi genişletmek ve bu ilgi çekici konu hakkında derin düşünceler üretmek amacıyla Semûm'in kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyonunu sağlamaya çalışıyoruz.
Semûm anılan bir tür ateştir. Genellikle kötü ruhlarla ilişkilendirilir. İslam'da cehennemdeki özel bir ateş türüdür. Şeytanlar bu ateşten yaratılmıştır. Bu fikir aynı zamanda Yahudilik ve Maniheizm gibi daha sonraki inançlarda da kullanıldı.
Semūm terimi, "zehirlemek" anlamına gelen s-m-m سم kökünden türemiştir. Aynı zamanda sıcak, tozlu çöl rüzgârını ifade etmek için de kullanılır.[1]
Sure'da 56:42 cehennem ateşleri ile ilişkilidir. Kur'an tefsirine göre İblis ve onun melekleri (şeytanları) semûm'dan yaratılmıştır.[3] İbn Abbas'a göre, melekler nurdan (nūr), İblis ve şeytanları "zehirli ateşten" (semūm), cinler ise "ateş bileşiminden" (mārijin min nār) yaratılmıştır.[4]
İslamda göre, semūmlar varlıklar, insan yaratıldığında tiksinti tiksinmeklardır. Yaratıcı ruhunu Adem'e üflediğinde, semūmlar/şeytanları onun önünde eğilmeyi reddettiler ve onları yok etmeye yemin ettiler.[3]
Melekler yeryüzüne yerleşmeden önce yeryüzü cinlerin hakimiyetindeydi. Cinler kötüleştiğinde, Allahı onları cezalandırmak için bir melek ordusu gönderdi. İbn Abbas, 18. surede meleklere Cennetten oldukları için cin denildiğini açıklamaktadır. Ancak dünyevi cinler ile İblis ve onun şeytanları ayrı varlıklardır.[3]
Hasan-ı Basri buna katılmıyor ve Cin ile İblis'in aynı varlık olduğunu düşünüyor. Hasan ayrıca meleklerin günah işleyemeyeceğini söylüyor. Ancak İbn Abbas'ın açıklamasında şeytanların Allah'a hizmet ettiği ve cinlerden ayrı varlıklar olduğu kabul edilmektedir.[4] Onun için şeytanlar, düşmüş meleklere benzer bir şeydir.[3]
İnsanların kalbine saldırabilirler, ama insanlara zarar vermeden önce çağrılmalıdırlar.[5]
Ortaçağ Yahudiliğinde şeytan'ın (Samael) adı dilsel olarak semūm terimiyle ilişkilidir. Pirke De-Rabbi Eliezer, Adem'in önünde eğilmeyi reddeden bu ateşten yaratılmış melek hakkındaki İslami hikâyeyi uyarlıyor.[6]
Maniheizm'de semūm, Şeytan'ın (Ehrimen) beş krallığındaki unsurlardan biridir.[7]