Bu makalede Süvari'in çağdaş toplum üzerindeki etkisi araştırılacaktır. Süvari ortaya çıkışından bu yana siyasetten popüler kültüre, bilimden insanların günlük yaşamına kadar çeşitli alanlarda sürekli ilgi ve tartışma uyandırdı. Yıllar boyunca Süvari, dünyayla ilişki kurma, düşünme ve faaliyet gösterme biçimimiz üzerindeki etkisini anlamaya çalışan çalışmaların ve araştırmaların konusu olmuştur. Hiç şüphesiz Süvari, onu bugün güncel bir konu olarak konumlandıran tartışmalara, hayranlıklara ve düşüncelere yol açan önemli dönüşümlerin kahramanı olmuştur. Bu anlamda, Süvari'i çevreleyen farklı yönleri ve onun çağdaş toplum üzerindeki etkisini analiz etmek ilginç olacaktır.
Bu madde hiçbir kaynak içermemektedir. (Mayıs 2007) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Süvari, tekil bir atlı asker veya bu atlı askerlerin oluşturduğu birlikleri kapsayan askerî sınıf. Geçmişte daha çok ani baskınlarda ve vurucu saldırılarda kullanılırdı. Sözcüğün kökeni Farsça سوار suvâr = at kelimesinden gelir.
Ateşli silahların gelişmesinden önce hedefe büyük bir hızla ulaşan süvari birliklerinin savaşa katılması çoğu kez savaşın akışını değiştirirdi. Bugün süvarilerin yerini tankların kullanıldığı zırhlı birlikler almıştır.
Süvarilerden oluşan müfreze alay vb. birliklerin genel adıdır.Şu anda etkin olan tek süvari birlik Türkiye'nin Van şehrinde terör ve haydutluk olaylarına zıt kurulmuş Kırgız Süvari Birliği'dir. Ama savaşta kullanılmış en son süvari birliği Almanlar'ın Kış Savaşı sırasında Ukrayna'dan 2 tümen topladığı Waffen-SS'e bağlı 1. ve 2. Don Kazakları (Ukrayna) Süvari tümenleridir.
Süvariler Orta Çağ'dan beri en hızlı ve güvenilir asker sınıfı görevi görmüşler ve en tehlikeli öncülük, baskın ve hücum görevlerinde kullanılmışlardır. Bu kadar tehlikeli görev onlara iyi bir ekipmanı şart kılmıştır. Süvarilerin Orta Çağ, Rönesans ve İstanbul'un Fethi (Yeni Çağ) ve 19,20. yüzyıl dönemleri vardır.
Orta Çağ döneminde süvariler eldiven, pulluk, gövde zırhı, miğfer, kolluk, çizme, kargı, kılıç gibi ekipmanları olmuştur.
Rönesans yeni bilgiler ve keşifler dönemi olduğu için hızlı askerlere gerek duymaktaydı. Süvarilerin parlama çağıydı bu çağda süvariler üniforma giymeye yeni başlamıştı. Âmâ bazı birlikler geleneksel zırh giymeyi tercih ediyordu. Silahlar aynı kaldı.
Süvarilerin çoğu üniforma giymeye başlamıştı. Artık dragun adı verilen yeni bir hafif süvari türü ortaya çıkmıştı. Dragunlar tüfek ve kılıç taşıyor öncülük görevlerini başarıyla tamamlıyorlardı. Dragun Latince "ejderha" demekti. Zırh giyen kargı taşıyan süvariler ise daha unutulmamıştı.
19. yüzyılda demir sanayide kullanılmaya başlanmıştı. Bu zırh giyen süvariler için iyi görünmesine rağmen aslında iyi bir şey değildi. Zırh giyen süvarilerin çok dezavantajı vardı. Örneğin zırhın çok ağır olması ve dayanıksız olması gibi. Böylece zırh giyen süvarilerin hepsi zırhlarını ve palalarını bıraktı üniforma giyip, yeni nesil süvari kılıcı kullanmaya, atıcılık öğrenmeye başladılar. I. Dünya Savaşı başladığında süvariler yavaş yavaş unutulmaya başlandı, çünkü neredeyse 1 müfreze süvarinin gücüne sahip olan bir araç yapıldı. Bu araç hepimizin bildiği "tank" idi. II. Dünya Savaşı'nda Kış Savaşı zamanında Almanlar Waffen-SS'e bağlı Don Kazakları'ndan oluşan 2 süvari tümeni kurdular. Ama bu süvari tümenleri Berlin'de göstermelik kaldı.
Günümüzde tank vb. zırhlı araçlar süvarilerin yerini almıştır. Günümüzde aktif olan tek süvari tümeni Türkiye'nin Van şehrindeki Kırgız Süvari Birliği'dir. Bazı devletler süvarileri hatırlatmak için atlı polis ve tören birliklerine bağlı süvari birlikleri düzenlemiştir. Bunlar bugün ülke yıkmış-kurmuş çağ açıp-kapamış süvariler bir nebze bile olsun hatırlatmak için yapılmış bir anmadır.
![]() | Askerî tarih ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |