Bugünkü yazımızda Paris Anlaşması'in büyüleyici dünyasını keşfedeceğiz. Tarihsel kökeninden bugünkü önemine kadar, çoklu kullanımları ve uygulamalarıyla bu makale, Paris Anlaşması'e tam ve ayrıntılı bir genel bakış sunmayı amaçlamaktadır. Sonraki birkaç satırda, farklı alanlardaki etkisinin yanı sıra şu anda karşı karşıya olduğu eğilimler ve zorlukları da analiz edeceğiz. Multidisipliner bir yaklaşım ve eleştirel bir bakış açısıyla, okuyucularımıza bu heyecan verici konu hakkında bilgili ve zenginleştirici bir bakış açısı sunmak için kendimizi Paris Anlaşması'in karmaşıklığına ve çeşitliliğine kaptıracağız.
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamındaki Paris İklim Anlaşması | |
---|---|
![]() Avrupa Birliği onayı kapsamındaki taraflar
Onaylayan ülkeler
İmzalayanlar
Anlaşmanın uygulanmadığı bölgeler | |
Yazılma | 30 Kasım – 12 Aralık 2015 tarihinde Le Bourget, Fransa'da |
İmzalanma | 12 Aralık 2015 |
Yer | Paris, Fransa |
Yürürlük | 4 Kasım 2016[1] |
İmzacılar | 195[1] |
Taraflar | 191[1] |
Korunma yeri | Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği |
Diller | Arapça, Çince, İngilizce, Fransızca, Rusça ve İspanyolca |
![]() |
Paris Anlaşması, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında, iklim değişikliğinin azaltılması, adaptasyonu ve finansmanı hakkında 2015 yılında imzalanan, 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmadır.[2][3] Mart 2021 itibarıyla, BMİDÇS'nin 191 üyesi anlaşmaya taraftır. Anlaşmayı onaylamayan beş BMİDÇS üye devlet vardır: Eritre, İran, Irak, Libya ve Yemen. Bu beş ülke içinde en büyük emisyon kaynağı ilk 20 içinde yer alan İran'dır.[4][5][6] Amerika Birleşik Devletleri 2020'de anlaşmadan çekildi, ancak 2021'de yeniden katıldı. 2025 yılında, Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından yeniden anlaşmadan çekildi.[7]
Paris Anlaşması'nın uzun vadeli sıcaklık hedefi, küresel ortalama sıcaklık artışını sanayi öncesi seviyelerden 2 °C (3,6 °F) artış seviyesi ile sınırlı tutmaktır ve hatta 1,5 °C çaba harcanmasıdır. Çünkü sıcaklık artışını 2 °C yerine 1,5 ile sınırlamak riskler ve etkiler anlamında iklim değişikliğinin risklerini ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağını kabul edilmektedir. Bunu sağlamak için emisyonların mümkün olan en kısa sürede azaltılması ve 21. yüzyılın ikinci yarısına kadar salınan ve tutulan sera gazlarının dengelenmesi hedeflenmektedir. Anlaşma ayrıca, tarafların iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine uyum sağlama yeteneğini artırmayı ve "düşük sera gazı emisyonları ve iklime dirençli kalkınma yolunda tutarlı bir finansman akışı" sağlamayı hedefliyor.
Paris Anlaşması uyarınca, her ülke küresel ısınmayı azaltmak için üstlendiği katkıyı belirlemeli, planlamalı ve düzenli olarak raporlamalıdır. Hiçbir mekanizma, bir ülkeyi belirli bir tarihe kadar belirli bir emisyon hedefi koymaya zorlamaz, ancak her hedef önceden belirlenmiş hedeflerin ötesine geçmelidir. 1997 Kyoto Protokolü'nün aksine, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki ayrım bulanıktır, bu nedenle gelişmekte olan ülkeler de emisyon azaltma planları sunmalıdır.[8]
Avrupa Birliği ve 190 devlet, toplamda antropojenik (insanın sebebi olduğu) emisyonların %95'inden fazlası, Anlaşmayı onaylamış veya katılmıştır.[9][10][11] Onaylamayan ülkeler, Orta Doğu'daki bazı sera gazı salıcılarıdır: dünya toplamının %2'si ile İran bu ülkelerin en büyüklerindendir.[12] Eritre, Libya, Yemen ve İran anlaşmayı onaylamadı.[9]
Anlaşmada Madde 28, tarafların bir geri çekme bildirimi gönderdikten sonra Anlaşmadan çekilmelerini sağlar. Bildirim, Anlaşmanın ülke için yürürlüğe girmesinden sonra en erken üç yıl sonra verilebilir. Geri çekme, bildirilmesinden bir yıl sonra geçerlidir.[13]