Günümüz dünyasında Nazi Almanyası'nın ırk politikası dikkatimizi hak eden alakalı bir konudur. Nazi Almanyası'nın ırk politikası kurulduğu günden bu yana dünya çapında milyonlarca insanın ilgisini çekti. Toplum üzerindeki etkisi, tarihteki önemi, gelecekteki olası sonuçları ya da sadece heyecanlandırma ve şaşırtma yeteneği nedeniyle Nazi Almanyası'nın ırk politikası büyük önem taşıyan bir konu olmaya devam ediyor. Bu makalede, Nazi Almanyası'nın ırk politikası'in farklı yönlerini keşfederek kökenlerini, gelişimini ve olası sonuçlarını inceleyeceğiz. Nazi Almanyası'nın ırk politikası hakkında bilinmesi gereken her şeyi keşfetmek için bu yolculukta bize katılın.
Nazi Almanyası'nın ırk politikası, Adolf Hitler'in diktatörlüğü altında Nazi Almanyası'nda uygulanan ve bilimsel meşruiyet iddiasında bulunan Ari ırkın üstünlüğünü savunan belirli bir ırkçı doktrine dayanan bir dizi politika ve yasaydı. Bu, zorunlu kısırlaştırma ve Untermenschen ("alt-insanlar") olarak gördüklerinin imhası yoluyla ırksal hijyeni amaçlayan ve Holokost (Yahudi Soykırımı) ile sonuçlanan öjenik programı ile birleştirildi.
Nazi politikaları, Yahudiler (Nazi ırk teorisinde Levant kökenli bir "Semitik" halk olarak anlaşılmaktadır) gibi etnik Alman olmayan Alman topraklarında yüzyıllardır ikamet edenleri etiketledi, Romanlar (Çingeneler olarak da bilinir) ve Slavların büyük çoğunluğu (çoğunlukla etnik Polonyalılar, Sırplar, Ruslar vb.) ve Avrupalı olmayanların çoğunu, "Volksgemeinschaft"ın ("halk topluluğu") "Herrenvolk"unu ("üstün ırk") en tepeye yerleştiren ırksal bir hiyerarşide, Aryan olmayan aşağı insanlık olarak (yani, "Aryan" teriminin Nazilerce benimsenmesi altında, Nordik olmayanlar) görmüştür.[1][2][3][4]
Nazi Partisi'nin ve Alman devletinin ırk politikası, ilgili idari organlara, gazetelere ve eğitim kurumlarına genelgeler ve direktifler yayınlayan Irk Politikası Ofisi aracılığıyla organize edildi.[5]