Günümüzde Yeni Düzen (Nazizm) dünya çapında birçok insanın dikkatini çeken bir konudur. Teknolojinin ve küreselleşmenin ilerlemesiyle birlikte Yeni Düzen (Nazizm), toplumun farklı sektörlerini etkileyen evrensel öneme sahip bir konu haline geldi. Kişisel, profesyonel veya sosyal düzeyde Yeni Düzen (Nazizm), yaygın tartışmalara yol açtı ve hem uzmanların hem de hayranların ilgisini çekti. Bu yazıda Yeni Düzen (Nazizm)'in etkisini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz ve günlük yaşamlarımız üzerindeki etkilerini tartışacağız. Yeni Düzen (Nazizm), kökeninden mevcut evrimine kadar bütünüyle anlaşılmayı hak eden ilgili bir olguyu temsil eder.
Avrupa'nın Yeni Düzeni (Almanca: Neuordnung), Nazi Almanyası'nın egemenliği altındaki fethedilmiş bölgelere empoze etmek istediği siyasi düzendi. Bu düzen, II. Dünya Savaşı'nın başlamasından çok önce uygulanmaya başlamıştı, ancak 1941'de Adolf Hitler tarafından açıkça ilan edildi: "1941 yılı, inanıyorum ki, büyük bir Avrupa Yeni Düzeni'nin tarihi yılı olacaktır!"[1]
Bu düzen diğer şeylerin yanı sıra, sözde "Aryan-Nordik" ana ırkın varlığını sağlamak, Alman yerleşimciler tarafından kolonizasyon yoluyla Orta ve Doğu Avrupa'ya doğru büyük bir toprak genişlemesini pekiştirmek için Nazi ideolojisine göre yapılandırılmış bir pan-Cermen ırk devletinin kurulmasını gerektiriyordu. Bu düzen sonucu Yahudiler, Slavlar (özellikle Polonyalılar ve Ruslar), Romanlar ("çingeneler") ve "yaşamaya değmez" olarak görülen diğer gruplar fiziksel olarak yok edildi. Hayatta kalanlar ise köleleştirildi. Nazi Almanyası'nın saldırgan bölgesel yayılmacılık arzusu, II. Dünya Savaşı'nı tetikleyen en önemli nedenlerden biriydi.
Tarihçiler Nazi dış politikasının nihai hedefleri konusunda hala bölünmüş durumdadır; bazıları Nazi Almanyası'nın Avrupa'daki hakimiyetiyle sınırlı kalacağına inanırken diğerleri Nazilerin nihai dünya fethi ve Alman kontrolü altında bir "dünya hükümeti" kurulmasını planladığını iddia etmektedir.[2]
Führer, Reich'ın tüm Avrupa'nın efendisi olacağına dair sarsılmaz inancını ifade etti. Daha birçok savaşa girmemiz gerekecek, ancak bunlar şüphesiz en harika zaferlere yol açacak. Bundan sonra dünya hakimiyetine giden yol neredeyse kesindir. Avrupa'ya hakim olan, böylece dünyanın liderliğini de ele geçirecektir.