Bu yazıda Lepus europaeus konusunu farklı perspektiflerden ve geniş bir bakış açısıyla inceleyeceğiz. Lepus europaeus günümüz toplumunda büyük ilgi ve tartışma yaratan bir konudur ve günlük yaşamın farklı alanlarıyla ilgisi vardır. Bu makale boyunca Lepus europaeus'i oluşturan farklı yönleri inceleyeceğiz, bunların farklı bağlamlardaki etkilerini ve genel olarak toplum üzerindeki etkilerini analiz edeceğiz. Kökeninden mevcut evrimine, kişisel, mesleki ve sosyal alandaki etkilerine kadar, Lepus europaeus'in karmaşıklığını ve onun birçok yönünü derinlemesine inceleyeceğiz. Bu analiz aracılığıyla, Lepus europaeus ve onun çağdaş gerçekliğimizdeki yeri hakkında düşünmeye ve tartışmaya davet eden kapsamlı ve zenginleştirici bir vizyon sunmaya çalışıyoruz.
Lepus europaeus | |||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
![]() | |||||||||||||||
Korunma durumu | |||||||||||||||
![]() Asgari endişe altında (IUCN 3.1)[1] | |||||||||||||||
Biyolojik sınıflandırma ![]() | |||||||||||||||
| |||||||||||||||
İkili adlandırma | |||||||||||||||
Lepus europaeus Pallas, 1778 | |||||||||||||||
Sinonimler | |||||||||||||||
|
Lepus europaeus, Lepus cinsine bağlı Avrupa'ya özgü bir hayvan türüdür.[2][3] Avrupa ve Asya'nın bir bölümünde görülür. Bayağı tavşan,[a] yabani tavşan[a] veya tavşan[a] olarak da adlandırılabilir. Takımındaki iri türlerden biridir ve ılıman açık araziye uyum sağlamıştır. Genellikle gececil ve otçuldur. Otların yanı sıra özellikle kışları olmak üzere ağaç kabukları, taze dallar ve tomurcuklarla beslenir. Doğada yırtıcı kuşlar, Canidae ve Felidae türleri tarafından avlanır. Uzun ve kuvvetli bacakları ve büyük burun delikleri sayesinde avlanmaktan kaçmak için yüksek hızlı uzun süreli koşulara dayanıklıdır.
Birbirlerine vurmaları erkekler arasında bir rekabet değil, bir dişinin erkeğe vurmasıdır. Dişinin erkeğe vurması ya onun henüz çiftleşmeye hazır olmadığını gösterir ya da erkeğin kararlılığını denemek için yapılır. Dişiler toprak içine kazılan bir oyuktan çok, çukur alanlarda yuvalanırlar ve yavrular doğar doğmaz faaldir. Dişiler bir kerede üç ila dört yavru doğurabilir ve yılda üç kere doğum yapabilir. Tavşanlar on iki yıla kadar yaşayabilir. Üreme mevsimi Ocak ayından Ağustos ayına kadar sürer.
Hızlı koşan memelilerdendir. Gözleri kafasının üst kısmına yakın, kulakları uzun ve boynu esnektir. Dişleri sürekli büyür. İlk kesici dişleri kemirmeye uyum sağlamış, ikincil kesici dişleri ise çivi gibidir ve işlevsel değildir. Kesici dişler ile kaba bitkileri çiğnemek için uyum sağlamış azı dişleri arasında diastema bulunur. Diş formülü 2/1, 0/0, 3/2, 3/3'tür.[6][7] Koyu renkli bacak kasları açık alanda hızlı ve sürekli koşmaya uyum sağlamıştır. Buna karşın Sylvilagus cinsi, bitkilerin çok olduğu yerlerde kısa süreli hıza adaptedir.[8] Hızlı koşmaya adaptasyonunda geniş burun delikleri ve iri kalp de etken rol oynar.[8] Oryctolagus cuniculus ile kıyaslandığında orantısal olarak midesi ve çekumu daha küçüktür.[9]
Lagomorpha takımında bulunan iri türlerden biridir. Kafa ve gövdesi yaklaşık 60-75 santimetre (24-30 in) uzunluğunda, kuyruğuyla beraber yaklaşık 7,2-11 santimetre (2,8-4,3 in) uzunluğundadır. Vücut ağırlığı yaklaşık 3-5 kg (6,6-11,0 lb) ağırlığındadır.[10] Uzun kulakları yaklaşık 9,4-11,0 santimetre (3,7-4,3 in) uzunluğundadır. Uzun bacaklı ayakları yaklaşık 14-16 santimetre (5,5-6,3 in) uzunluğundadır.[11] Kafatasındaki burun kemikleri kısa, geniş ve kabadır. Başta, ön ve arka lobları iyi gelişmiş olup, lakrimal kemik güzyuvarının ön kısmında belirgin bir çıkıntı halindedir.[10]
Sırt kısmı kırçıllı boz-sarı rengindedir. Omuz, bacak, ense ve boğazda kızıl kahverengilikler bulunur. Alt kısmı beyaz, kuyruk ve kulak uçlarında siyahlıklar vardır.[11] Sırttaki kürk genellikle vücudun diğer kısımlarına nazaran daha uzun ve daha kıvrıktır.[8] Cinsindeki diğer bazı türlerin aksine kürkü kış aylarında tamamen beyaza dönmez[11] ancak başın yanlarında ve kulakların tabanında beyazlıklar, gövdenin alt kısmında ise grilikler oluşabilir.[8]
Lepus europaeus türüne bağlı alttürler (2024):
İlk olarak 1778 yılında Alman zoolog Peter Simon Pallas tarafından tanımlanmıştır.[12]
Lepus corsicanus, Lepus castroviejoi ve Lepus granatensis bir zamanlar alt türleri olarak kabul edilmekteydi ancak DNA dizileme ve morfolojik analizler bunları ayrı bir tür olduğunu desteklemektedir.[13][14]
Lepus europaeusun, Lepus capensis ile aynı tür olup olmadığı konusu tartışmalıdır. 2005 yılında yapılmış bir nükleer gen havuzu araştırması aynı tür olduklarını önerirken[15], 2006 yılında aynı hayvanlar üzerinde yapılan bir mitokondriyal DNA araştırmasında ise sonuç olarak bu hayvanların ayrı türler sayılacak kadar genetik olarak ayrıldıkları görüşü verilmiştir.[16] 2008 yılında yapılan bir araştırma ise Lepus cinsi söz konusu olduğunda ve hızlı evrimleşmeleri de göz önüne alındığında tür tanımı için yalnızca mtDNA sonuçlarına değil aynı zamanda nükleer gen havuzuna da bakmanın gerekli olduğunu iddia etmiştir. Lepus europaeus ile Lepus capensi arasındaki genetik farklar gerçek bir ayrışmadan çok coğrafi olarak ayrılmalarının sonucu olması muhtemeldir. Yakın Doğu'da tavşan popülasyonlarının birbirine karıştığı ve gen akışına maruz kaldıkları tahmininde bulunulmuştur.[17] 2008 yılında yapılan bir başka araştırma ise bir tür kompleksinin var olup olmadığına karar verebilmek için daha fazla araştırma yapılması gerektiğini önerir.[18] Lepus europaeus daha fazla verinin bu önermeyle ters düşmesine kadar tek bir tür olarak sınıflandırılmaya devam etmektedir.[1]
Kladogenetik analiz Lepus europaeusun Pleistosen Çağı'nda son buzul döneminde Güney Avrupa (İtalya Yarımadası, Balkanlar) ve Anadolu'daki sığınaklar yoluyla hayatta kaldığını göstermektedir. Orta Avrupa'da daha sonradan kolonileşmeleri insanlık kaynaklı çevresel değişiklikler nedeniyle olmuş görünmektedir.[19] Günümüz popülasyonlarında genetik çeşitlilik yüksektir ama inbred çiftleşmenin izleri görülmemektedir. Gen akışı erkeklere doğru eğilimli görünse de genelde popülasyonlar anasoylu yapıdadır. Almanya'nın Kuzey Ren-Vestfalya bölgesindeki tavşanlarda özellikle yüksek oranda genetik çeşitlilik olduğu görünmektedir. Yine de sınırlanmış gen akışının tecrit altında kalmış popülasyonlarda genetik çeşitliliği azaltabilmesi mümkündür.[20]
Kıta Avrupasının çoğunda ve Asya'nın bir bölümünde endemiktir. Dağılımı İspanya'nın kuzeyinden İskandinavya'nın güneyine, Doğu Avrupa'ya ve Güneybatı Asya'nın kuzey kısımları ile Orta Asya'ya kadar uzanır. Bu alan Sibirya'ya doğru genişlemektedir.[8] Öncesine ait yeterli bilgi olmasa da, Britanya'ya yaklaşık 2000 yıl kadar önce Romalılar tarafından tanıtılmış olma ihtimali vardır.[21] Lepus timidusun tek Lepus cinsi tavşan türü olduğu İrlanda'da bulunmazlar. Bazı Akdeniz adalarında kayıt dışı tanıtılmalar olasılık dahilindedir.[21] Kuzey Amerika (Ontario, New York, Pensilvanya'da başarısız olmuş, Massachusetts ve Connecticut), Güney Konisi (Brezilya, Arjantin, Uruguay, Paraguay), Bolivya, Şili, Peru, Falkland Adaları, Avustralya, Yeni Zelanda ve Rusya'nın güney Pasifik kıyılarına av hayvanı olarak tanıtılmıştır.[8][11][22]
Ana yerleşim alanları kısmen çalılık ya da fundalıklı açık arazilerdir. Hızlı adapte olurlar ve karma tarım alanlarında çok çabuk üreyebilirler.[8] Çekya'da yapılan bir araştırmaya göre 200 metre (660 ft) rakımın altında, yıllık 40 ile 60 gün arasında kar kaplı olan yerlerde, yıllık yağış miktarının 400-700 milimetre (16-28 in) olduğu yerlerde ve yıllık ortalama hava sıcaklığının 10 °C (50 °F) olduğu yerlerde popülasyonunun daha yüksek yoğunluğa sahip olduğunu göstermiştir. İklim açısından kışı hafif geçiren ılık ve yağışsız bölgelerde popülasyon yoğunluğunun daha yüksek olduğu da kaydedilmiştir.[23] Polonya'da ormana kıyısı daha az bulunan yerlerde daha yoğun olduğu gözlemlenmiştir; bunun sebebi tilkilerin ormanı saklanmak için kullanmalarıdır. Açık alanda saklanabilecek yerlere ihtiyaç duyarlar çünkü bu alanlar gereksinim duydukları besinleri sağlar ve açık alanlarda yoğunlukları daha azdır. Toprağın yoğun olarak işlenmesi yavru tavşanların ölüm oranının artmasına neden olur.[24]
Büyük Britanya'da daha çok verimli tarlalarda, özellikle de nadasa bırakılan ya da Triticum (buğday) ve Beta vulgaris vulgaris (şeker pancarı) ekili alanlarda görülürler. Özellikle otu bol meralarda, kısmen verimli tarım ürünleri ve kısmen de fundalıklar bulunan yerlerde sayıları artış gösterir. Tilkilerin veya Buteo buteoların (şahin) çok bulunduğu yerlerde daha az sıklıkla görülürler. Her ne kadar Oryctolagus cuniculus ile çok az etkileşimleri olsa da ve aralarında saldırganlık davranışları görülmese de[25] Oryctolagus cuniculus popülasyonlarının çok olduğu yerlerde daha az sayıda oldukları görülür.[26] Bayağı tavşanlar sayıları çoğaldığında avlanılsa da az görüldükleri yerlerde pek avlanmazlar.[26]
Üreme mevsimi uzundur ve Ocak ayından Ağustos ayına kadar sürer.[27][28] Dişiler üreme mevsimi boyunca gebe olarak görülebilir ve erkekler de Ekim ile Kasım ayları dışında çiftleşebilir. Bu ara dönemden sonra erkeklerin testisleri büyür ve faaliyeti artarak yeni üreme döngüsünün başlangıcını işaret eder. Üreme organlarının tam işlevlerine kavuşması Aralık ile Şubat aylarında sürer. Ovülasyon başlamadan çiftleşme başlar ve yılın ilk gebelikleri genellikle tek fetus ile sonuçlanır. Bu dönemde düşükler yaygındır. Üreme eyleminin zirve yaptığı Mart ve Nisan aylarında tüm dişiler gebe kalabilir ve çoğunluğu üç ya da daha fazla fetuslü gebeliktir.[28]
Erkekler birden fazla dişi ile çiftleştiklerinden çok eşli olarak tanımlanırlar.[29] Dişilerin üreme döngüsü altı haftadır ve her seferinde yalnızca birkaç saat çiftleşmeye açık olmaları erkekler arasında rekabete neden olur.[27] Üreme mevsiminin en yoğun olduğu dönemde, normalde geceleri aktif olan erkekler gündüzleri de faal duruma geçerler. Baskın erkeklerin rakiplerine boyun eğdirmesinin yanı sıra, dişiler de eğer çiftleşmeye hazır değilse peşinden gelen erkekleri kovalar. Dövüşler şiddetli geçebilir ve kulaklarda sayısız yara izi bırakabilir.[27] Bu dövüşlerde, iki ayaklarının üstünde dikilerek ön patileriyle birbirlerine saldırırlar; boks olarak bilinen bu davranışın sanıldığının aksine erkekler arasında değil de genellikle bir dişi ile erkek arasında olduğu anlaşılmıştır.[11][30] Dişi çiftleşmeye hazır olduğunda açık alanda koşmaya başlayarak peşine düşen erkeklerin dayanıklılığını ölçmeye yarayan bir test başlatır. Sonuna kadar dayanan erkek belli olunca, dişi durarak onun çiftleşmeye başlamasına izin verir.[27] Dişiler Mayıs, Haziran ve Temmuz aylarında gebe kalmaya devam etse de, erkeklerde testosteron üretimi azalır ve cinsel davranışlar azalmaya başlar. Doğan yavru sayısı üreme mevsimi kapanmaya yaklaştıkça azalır ve Ağustos ayından sonra gebelik olmaz. Erkeklerin testisleri küçülmeye başlar ve Eylül'de sperm üretimi durur.[28]
Dişiler yerdeki çukurlarda doğum yaparlar. Dişi tavşan 41 ila 42 gün süren gebelik sonucu yılda üç kere yavrulayabilir. Doğumda yavruların ortalama ağırlığı 130 gram (4,6 oz) civarındadır.[31] Yavrular tamamen kürklü olarak doğar ve doğar doğmaz yuvadan ayrılmaya hazırdır. Yer altında korunaklı yuvasında olmamasına karşın, gelişmiş bir adaptasyona sahiptir.[11] Gündüzleri etrafa dağılan yavrular akşamları doğdukları yere yakın bir yerde toplanır. Dişiler günbatımından sonra yavruları emzirmek için yanlarına gider; yavruların yaklaşık beş dakika boyunca süt emer ve bu sırada idrarlarını yapar, dişiler de bu sıvıyı yalar. Daha sonra koku izi bırakmamak için zıplayarak uzaklaşır ve yavrular da tekrar dağılır.[11][32] Yavrular ikinci haftadan itibaren katı besinleri yemeye başlayabilir ve dördüncü haftadan itibaren sütten kesilir.[11] Hem dişi hem de erkek yavrular genel olarak çevrelerini keşfetse de[33] dağılım erkeklerde daha yaygındır.[29][34] Dişiler cinsel olgunluğa yedi ila sekiz ayda erişirken erkeklerde bu süre altı aydır.[1]
Otçuldur. Yabani otlarla beslenir ancak tarımın yaygınlaşması sonucu tercih ettiği besinler olmadığında tarım mahsulleriyle de beslenmeye başlamıştır.[1] İlkbahar ve yaz mevsimlerinde Glycine max, Trifolium türleri ve Papaver rhoeasın[35] yanı sıra otlarla da beslenir.[11] Sonbahar ve kış mevsimlerinde genel olarak Triticum (buğday) tercih etse de ayrıca avcıların onların için bıraktıkları şeker pancarı ve havuçlarla da beslenirler.[35] Kışın aynı zamanda genç meyve ağaçlarının ve çalılıkların kabuklarını, sürgün ve tomurcuklarını da yerler.[11] Daha çekici besin kaynakları varsa tahılları pek tercih etmezler; sadece lif yerine yüksek enerji veren besinleri tercih ederler.[36] Ağaç dalcıklarını ve sürgünleri yerken kabukları ayırıp çözünebilir karbonhidratları içeren damar dokulara ulaşırlar. Oryctolagus cuniculus ile kıyaslandığında sindirim oranları benzer olmasına karşın besin Lepus europaeusun bağırsaklarından daha hızlı geçer.[9] Bazen sindirilmemiş proteinleri ve vitaminleri geri kazanmak için kendi yeşil dışkı parçalarını yedikleri görülür.[10] İki ila üç yetişkin, bir koyunun yediğinden daha fazla besin yiyebilir.[11]
Lepus europaeus gruplar hâlinde beslenir. Grup beslenmesinin yararı diğerlerinin tetikte olduğunu bilerek beslenmek için daha çok zaman ayırabilmektir. Yine de besin kaynaklarının dağılımı bu yararları etkiler. Besin geniş bir alana yayıldıysa tüm tavşanlar ulaşabilir. Ancak besin dar bir alanda ise yalnızca baskın tavşanlar ulaşabilir. Küçük gruplarda baskın tavşanlar besinleri savunma yönünden daha başarılıdır ancak daha çok tavşan gruba katıldıkça zamanlarının çoğunu diğer tavşanları uzaklaştırmak için harcarlar. Grup ne kadar büyük olursa baskın tavşanların yeme için ayırdıkları süre azalır. Bu arada baskın tavşanlar meşgulken diğerleri besine ulaşabilir. Bu nedenle besin dar bir alanda ise gruptakilerin hepsi daha kötü beslenir.[37]
İri hayvanlardır ve erişkinleri yalnızca Canidae, Felidae ve büyük yırtıcı kuşlar tarafından avlanabilirler.[10] Polonya'da ilkbahar aylarında, daha küçük hayvanların az bulunduğu zamanlarda tilkilerin yediklerinin %50'sini tavşanların oluşturduğu görülmüştür; Lepus europaeus ölüm oranlarının %50'si de tilkiler tarafından avlanmaları nedeniyledir.[38] İskandinavya'da Vulpes vulpes popülasyonunu azaltan parazitlerin sebep olduğu deri hastalığı salgını sonrasında Lepus europaeus sayısının arttığı ve tilkilerin sayısının tekrar artmasıyla da tekrar eski sayılarına döndüğü gözlemlenmiştir.[39] Aquila chrysaetos Alplerde, Karpatlarda, Apenin Dağlarında ve İspanya'nın kuzeyinde Lepus europaeus avcılarındandır.[40] Kuzey Amerika'da tilkiler ve Canis latrans türü avlayanlar arasındadır, ücra bölgelerde Lynx rufusların avladığı da görülür.[31]
Lepus europaeusde hem dış hem de iç parazitler bulunur. Bir araştırmada Slovakya'da yaşayanların %54'ünde Nematoda, %90'ının üzerinde de Coccidia tespit edilmiştir.[41] Avustralya'da dört Nematoda türü, altı Coccidia türü, çeşitli karaciğer parazitleri ve köpeklerde bulunan iki Cestoda türü ile enfekte oldukları bildirilmiştir. Ayrıca Spilopsyllus cuniculi, Echidnophaga gallinacea, Haemodipsus setoni, Haemodipsus lyriocephalus ve Leporacarus gibbus için konak oldukları da bildirilmiştir.[42]
Tavşan hastalığına (RHD - "rabbit haemorrhagic disease") neden olana benzer bir Caliciviridae tarafından neden olunan Lagovirus (EBHS - "European brown hare syndrome") aynı şekilde ölümcüldür ama bu, iki memeli türü arasında bulaşmaz.[43] Karşılaştığı diğer tehditler, ölümlerin ana kaynakları olan pastörelloz, yersiniosis, coccidiosis ve tularemidir.[44]
Ekim 2018'de Lagovirus türünün mutasyona uğramış bir formunun Büyük Britanya'da tavşanlara geçmiş olabileceği bildirilmiştir. Tavşanlarda nadir görülse de İspanya'da önemli sayıda tavşanın ölümüne neden olmuştur.[45][46]
Gececildir ve zamanının üçte birini yiyecek arayarak geçirir.[8] Gündüzleri kısmen gizlenebildiği yerdeki çöküntülerde geçirir. Saatte 70 kilometre/saat (43 mph) hızla koşabilir ve karşısına çıkan avcılardan daha hızlı koşarak kurtulmaya çalışır. Genel olarak asosyal olduğu düşünülse de küçük ya da büyük gruplar hâlinde de görülebilirler. Belirli bir bölgeyi sahiplenen hayvanlardan değildir ve ortak yaşam alanları 300 hektar (740 akre) civarında bir bölgedir. Tavşanlar birbirleri arasında çeşitli görsel sinyallerle iletişim kurar. İlgilerini göstermek için kulaklarını dikerken diğerlerini uzak kalsınlar diye kulaklarını indirerek uyarırlar. Kendi türlerinden birine meydan okumak için ön ayaklarını kullanırlarken avcıları haber vermek için arka ayaklarını kullanırlar. Korktuğunda ya da bir yeri acıdığında tiz bir ses çıkarır; dişiler yavrularını çağırmak için gırtlaktan boğuk sesler çıkarır.[11] Oniki yıla kadar yaşayabilir.[1]
Avrupa ve Asya'nın batısında geniş bir alana dağılmıştır ve dünya üzerinde bazı ülkelere özellikle av hayvanı olarak tanıtılmıştır. Genel olarak doğal dağılımının olduğu bölgede kısmen yüksek popülasyona sahiptir[20] ancak 1960'lardan beri bazı bölgelerde popülasyonlarının azalmaya meyilli olduğu belirtilmiştir. Bunun nedeni olarak tarımsal uygulamaların yoğunlaşması gösterilmektedir.[47] Uyum sağlayabilen bir türdür ve yeni yaşam alanlarına geçebilir ancak daha çok bitki ve ot çeşitliliği olan yerlerde daha gelişebilir.[1] Bazı bölgelerde zararlı hayvan olarak kabul edilmektedir; kış aylarında alternatif besin kaynaklarının az olduğu yerlerde tarım mahsullerine ve genç ağaçlara daha çok zarar verebilmektedir.[11]
Dünya Doğa ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği türün korunma durumunu asgari endişe altında olarak belirlemiştir. Ancak düşük popülasyon yoğunluğu olan bölgelerde gen havuzunun azalması ile inbred çiftleşmenin daha mümkün olması nedeniyle yerel olarak soylarının tükenmesine hassas türler arasında olabilmektedirler. İspanya'nın kuzeyi ile Yunanistan'da bölge dışından getirilenlerin, bölgesel gen havuzuna bir tehdit oluşturduğu görülmüştür. Buna karşılık olarak İspanya'da korunaklı bölgede yetiştirme programı başlatılmış ve bazı tavşanların bir bölgeden diğerine yerleştirilmesinin genetik çeşitliliği artırdığı görülmüştür.[1]
Bern Konvansiyonu bu türü koruma altında türler arasında listeler.[26] Norveç, Almanya, Avusturya ve İsviçre gibi çeşitli ülkeler[1] bayağı tavşanı kendi "kırmızı liste"lerinde "neredeyse tehdit altında" ya da "tehdit altında" türler arasında gösterir.[48]