Bu yazımızda her yaştan ve her ilgi alanından insanın ilgisini çeken Kemal İlerici'in büyüleyici dünyasını keşfedeceğiz. Toplum ve kültür üzerindeki etkisiyle bilinen Kemal İlerici, birçok alanda tartışma ve analiz konusu oldu. Ortaya çıkışından günümüze kadar tarihte önemli bir iz bırakan Kemal İlerici'in etkisi çağdaş dünyada da hissedilmeye devam ediyor. Bu makale aracılığıyla Kemal İlerici'in en alakalı yönlerini inceleyerek önemini, sonuçlarını ve geleceğe yansımasını analiz edeceğiz. Zihinlerinizi Kemal İlerici'in harika evreninde bir keşif ve iç gözlem yolculuğuna hazırlayın.
Kemal İlerici (1910 - 1986), Türk besteci, müzikologdur.
Geleneksel Türk müziği bünyesinden, makamlara ve halk havalarına uygun bir armoni sistemi çıkarmaya çalıştı ve “Dörtlü armoni” adında, oktavda 53 komma ayrıntısında mikrotonal (ara-perdelere dayalı) bir çokseslilik tekniği geliştirdi. Bu özgün tekniğe göre çeşitli eserler veren İlerici, ikinci kuşak Türk bestecileri etkilemiştir.
Kemal İlerici, 1910'da dünyaya geldi. Gençlik yıllarında ilkokul öğretmenliği yaptı.[1] Örgün eğitim almaksızın keman çalmayı öğrenen İlerici, İstanbul'a atandığı zaman Belediye Konservatuvarı'nda örgün müzik öğrenimi görme fırsatı buldu. Hasan Ferit Alnar’dan armoni dersleri almanın dışında, Ahmet Adnan Saygun ile de armoni çalıştı. Alnar’ın Ankara’ya taşınması üzerine, 1938 yılında Ankara’ya giderek müzik öğrenimine Ankara Devlet Konservatuvarı’nda devam etti. 1942’de bu konservatuvardan mezun oldu. Bir yıl Ankara Devlet Konservatuvarı’nda asistanlık yaptıktan sonra lise seviyesinde müzik öğretmenliğine başladı. 1953 yılında, bir yıl için Fransa’ya gönderildi ve burada Darius Milhaud gibi Fransız bestecilere "dörtlü armoni" tekniğini tanıttı.
İlerici, kendi geliştirdiği “dörtlü armoni” tekniğini özel dersler verdiği öğrencileri yoluyla yaymaya çalışmış ve bu buluşunu sistematik olarak anlattığı “Bestecilik Bakımından Türk Müziği ve Armonisi” adlı bir kitap yayımlamıştır. İlhan Baran, Muammer Sun gibi besteciler, İlerici'nin sistemine göre eserler yazmış olmalarıyla bilinmektedirler.[2] Geleneksel Türk müziğinin çoksesli hale getirilmesi yönündeki katkıları beklenildiği ölçüde anlaşılmayan Kemal İlerici, 1986 yılında hayatını kaybetti.
8)“İki Dost”, iki keman için, 1980.