Bu makalede Hristiyanlık ve eşcinsellik'in toplumun farklı yönleri üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Ortaya çıkışından günümüze kadar Hristiyanlık ve eşcinsellik, etkileşim kurma, iletişim kurma ve çevremizdeki dünyayı anlama biçimimizde temel bir rol oynadı. Tarih boyunca Hristiyanlık ve eşcinsellik tartışma ve analiz konusu olmuştur ve etkisi siyaset, teknoloji, sanat ve popüler kültür gibi çok çeşitli alanlarda hissedilmiştir. Disiplinlerarası bir yaklaşımla Hristiyanlık ve eşcinsellik'in deneyimlerimizi ve bakış açılarımızı nasıl şekillendirdiğine ve geleceğe ne gibi anlamlar kattığına daha yakından bakacağız.
![]() | Bu madde önerilmeyen biçimde kaynaklandırılmıştır.Ocak 2021) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) ( |
Hristiyanların eşcinselliğe bakış açısı mezhepten mezhebe değişmektedir. Genel anlamda Yahudilerin ve Müslümanların görüşleri kadar ağır cezalar içermemekle birlikte yine de muhafazakar kesim tarafından hoş karşılanmaz. Bu kesim özellikle Avrupa ülkelerinin LGBT hakları vermesine karşı çıkar ve bu görüşlerini kutsal kitapları İncil ile İsa'nın sözleriyle destekler. Delil olarak gösterilen ayetlerden bazıları şöyledir:
”Tanrı insanı kendi suretinde yarattı. Böylece insan Tanrı suretinde yaratılmış oldu. İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı. Onları kutsayarak, ‘Verimli olun, çoğalın’ dedi.” (Yaratılış 1:27-28)
”İsa şu karşılığı verdi: ‘Kutsal Yazılar’ı okumadınız mı? Yaradan başlangıçtan ‘İnsanları erkek ve dişi olarak yarattı’ ve şöyle dedi: ‘Bu nedenle adam annesini babasını bırakıp karısına bağlanacak, ikisi tek beden olacak.’ Şöyle ki, onlar artık iki değil, tek bedendir.’ ” (Matta 19:4-6)
Elçi Pavlus Roma halkına yazdığı mektupta şöyle der:
Tanrı’yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan’ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin.
İşte böylece Tanrı onları utanç verici tutkulara teslim etti. Kadınları bile doğal ilişki yerine doğal olmayanı yeğlediler. Aynı şekilde erkekler de kadınla doğal ilişkilerini bırakıp birbirleri için şehvetle yanıp tutuştular. Erkekler erkeklerle utanç verici ilişkilere girdiler ve kendi bedenlerinde sapıklıklarına yaraşan karşılığı aldılar.
Tanrı’yı tanımakta yarar görmedikleri için Tanrı onları yararsız düşüncelere, yakışıksız davranışlara teslim etti. Her türlü haksızlık, kötülük, açgözlülük ve kinle doldular. Kıskançlık, öldürme hırsı, çekişme, hile, kötü niyetle doludurlar. Dedikoducu, yerici, Tanrı’dan nefret eden, küstah, kibirli, övüngen, kötülük üreten, anne baba sözü dinlemeyen, anlayışsız, sözünde durmaz, sevgiden yoksun, acımasız insanlardır. Böyle davrananların ölümü hak ettiğine ilişkin Tanrı buyruğunu bildikleri halde, bunları yalnız yapmakla kalmaz, yapanları da onaylarlar. (Romalılar 1:25:32)
Kiliseler cinsellik konusunda olduğu gibi eşcinsellik konusunda da bölünmektedir. Lakin çoğu kilise eşcinsel Hristiyanların cennete gitmemesi için hiçbir sebep olmadığını ve transseksüel, gey, lezbiyen veya biseksüel olmalarının buna engel taşımayacağını düşünüyor. Bu konuda karşımıza Katolik mezhebi çıkmaktadır. Koyu Katolikler (hepsi değil) bazen ılımlı olabilseler bile eşcinsellik konusuna sert bakar ve çoğunun cehenneme gideceğini söyler. Anglikanlar ise bu duruma normal bakar. Görüş ne olursa olsun şu ana kadar atanan çok az eşcinsel din adamı olmuştur.