Bu makalede, bu konuyla ilgili tüm yönleri kapsamlı bir şekilde analiz etmek ve anlamak için Diaspora, multidisipliner ve güncel bir bakış açısıyla ele alınacaktır. Diaspora'in tarihsel arka planı, farklı güncel teorileri ve yaklaşımlarının yanı sıra pratik ve sosyal sonuçları üzerinden bir yolculuk yapılacak. Okuyucunun bugün çok alakalı olan bu konu hakkında kapsamlı bilgi edinmesine olanak tanıyan tam ve dengeli bir vizyon sunmaya çalışacaktır.
Kopuntu veya diaspora (Antik Yunanca: διασπορά – "diaspora"), çok uzun bir zamandan beri bir kavim, ulus veya inanç mensuplarının ana yurtlarından koparak başka yerlerde azınlık olarak yaşamaları. Sözcük hem kopma eylemini hem de kopup azınlık olarak yaşayan kimseleri ifade eder.
Antik Yunan'da diasporá kavramı, bir anakentten (metropolis) çıkarak dünyanın çeşitli yerlerinde koloniler kuran halk anlamına gelirdi. Daha sonraki dönemde sözcüğün en yaygın kullanım konusu, MÖ 586'daki Babil Esareti'nden sonra Yahudi kavminin tüm dünyaya dağılması oldu. Tevrat'ın Yunanca çevirisinde geçen "dünyanın tüm ülkelerine darmadağın olacaksınız" (Deuteronomy/Yasanın Tekrarı 28:25) ayeti muhtemelen sözcüğün bu ikinci anlamının ana kaynağıdır.[1]
Diasporaların oluşumunda, sadece işgal, sömürgecilik, zulüm, siyasi nedenler gibi zorlama sonucu olmayan, ekonomik nedenlerden dolayı anavatanını terk eden toplumları da kapsamaktadır.
Modern dünya'da sanayileşmeyle birlikte hızla değişen ekonomik yapılara ve artan toplumsal hareketliliğe adapte olamayan toplumlar, ekonomik nedenlerden dolayı yurtlarından kopup başka ülkelere göç ederek daha yüksek bir yaşam kalitesi peşine düşmelerine sebep oldu.