Günümüz dünyasında Desizyonizm pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu. Desizyonizm ortaya çıkışından bu yana farklı alanlarda tartışma ve tartışmalara konu olmuş, çelişkili görüşler oluşturmuş ve yaygın ilgi uyandırmıştır. İster toplum üzerindeki etkisi, ister belirli bir tarihsel an ile ilgisi, isterse kültürel alandaki etkisi nedeniyle Desizyonizm günlük yaşamın farklı alanlarına nüfuz etmeyi başarmıştır. Bu makalede, Desizyonizm'in birçok yönünü inceleyerek, farklı bağlamlardaki önemini ve sonuçlarını analiz edeceğiz. Bu Desizyonizm turunda bize katılın ve bugünle olan ilgisini anlamanın anahtarlarını keşfedin.
Desizyonizm yani Kararcılık(bazen metinlerde tercüme edilmeden karşılaşılan Almanca Dezisionismus'tan türetilmiştir), ahlaki veya hukuki ilkelerin siyasi veya hukuki organlar tarafından alınan kararların ürünü olduğunu ifade eden politik, etik ve içtihatcı bir doktrindir. Kararcılığa göre, kararın geçerliliğini belirleyen, kararın içeriği değil, uygun bir makam tarafından veya doğru bir yöntem kullanılarak alınmış bir karar olmasıdır.
Hukuk teorisinde, kararcılığın Alman hukuk bilgini Carl Schmitt gibi önemli bir savunucusu bulunmaktaydı.[1][2] Schmitt, yasanın geçerliliğini belirleyen şeyin yasanın gerçek hükümleri değil, uygun makam tarafından yasa haline getirilmiş olması olduğunu belirtmiştir. Hayatının ilerleyen dönemlerinde Schmitt, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'ne üye olduğunda, kararcılığı Nazi politikasını haklı çıkarmanın bir yolu olarak kullanarak "Der Führer yasayı yaptı, der Führer yasayı koruyor" dediği aktarılmıştır.[3]