Bu yazıda Auger etkisi olgusunu ve bunun günümüz toplumundaki etkilerini kapsamlı bir şekilde inceleyeceğiz. Bu konunun kapsamlı ve eksiksiz bir vizyonunu sağlamak amacıyla, kökeninden gelecekteki olası sonuçlarına kadar, Auger etkisi ile ilgili her hususu ayrıntılı olarak analiz edeceğiz. Veri toplayarak, çalışmaları inceleyerek ve uzmanlara danışarak Auger etkisi'e ışık tutmayı ve okuyucularımıza bilgili ve zenginleştirici bir bakış açısı sunmayı amaçlıyoruz. Auger etkisi ve onun çağdaş dünyadaki önemi hakkında bilmeniz gereken her şeyi keşfetmek için okumaya devam edin.
Auger etkisi, (ya da Helisel etkisi / oʊʒeɪ) bir atomun, aynı atom arasında bir elektron emisyon ile atomdaki boşlukları doldurması olayı.[1] Bir çekirdek elektron kaldırıldığında, bir boşluk bırakır ve daha yüksek enerji düzeyinden bir elektron bu boşluğu doldurur. Çoğu zaman bu enerji salınan bir foton şeklinde adlandırılmasına rağmen, kimi zaman da transferle aktarılır. Bu ikinci kopan elektrona Auger elektron denir.[2] Keşfeden Pierre Victor Auger'dir.
Auger elektrona elektronunkinetik enerjisi ilk enerjisi ve iyonlaşma enerjisi arasındaki fark kadardır. Bu enerji seviyeleri atomun türü ve atomun bulunduğu kimyasal ortama bağlıdır. Auger elektron spektroskopisi, X ışınları veya enerjik elektronlar ya da bombardıman ederek Auger elektron emisyonunu bulur ve Auger elektron enerjisinin bir fonksiyonu olarak Auger elektron yoğunluğunu ölçer. Sonuçta elde edilen spektrum atomun kimliğini ve çevre ile ilgili bazı bilgiler belirlemek için kullanılabilir. Auger rekombinasyon yarıiletkenlerde de benzer Auger etkisi oluşur. Bir elektron ve elektron deliği (elektron-delik çifti) enerjisini arttırarak, iletim bandında bir elektronun kendi enerjisini kaybettirerek tekrar birleşebilir. Ters etki iyonizasyon olarak bilinir.
Auger emisyon süreci 1922 yılında İngiliz fizikçi Charles Drummond Ellis ve Lise Meitner, (İsveçli fizikçi)[3] nükleer beta elektronlar deneyi yaparken beta elektronların bir yan etkisi olarak, bulunmuştur. Fransız fizikçi Pierre Victor 1923[4] te bir sis odası deney analizi üzerinde doktora çalışmaları sırasında keşfetti ve onun doktora çalışmalarının merkezi haline geldi.[5] Fotoelektrik elektronlar Yüksek enerjili X-ışınları gaz parçacıklarının iyonizesini gözlemlemek için kullanılmıştır. Olay fotonun frekansı bağımsız elektron parça gözlem radyasyonsuz geçiş enerjinin bir iç dönüşüm neden oldu elektron iyonizasyon için bir mekanizma önerdi. Daha fazla araştırma ve teorik çalışma sonucu radyasyonsuluğunun iç dönüşüm etkisinden daha fazla olduğu kuantum mekaniği ve geçiş hızı, geçiş olasılık hesaplamaları kullanılarak kanıtlanmıştır.[6][7]