Bugünkü makalemizde son yıllarda ilgi kazanan ve toplumu çeşitli şekillerde etkileyen bir konu olan Ankara Adalet Sarayı'e değinmek istiyoruz. Ankara Adalet Sarayı hem uzmanlar hem de kamuoyu arasında büyük ilgi uyandırdı; bilimden teknolojiye, siyasetten kültüre kadar farklı alanlarda tartışmaları ve yansımaları teşvik ediyor. Makale boyunca Ankara Adalet Sarayı ile ilgili çeşitli yönleri inceleyeceğiz, önemini, sonuçlarını ve ortaya çıkardığı zorlukları analiz edeceğiz. Ayrıca Ankara Adalet Sarayı'in zaman içinde nasıl geliştiğini ve mevcut sosyal dinamikler üzerindeki etkisini inceleyeceğiz. Toplumu büyülemeye ve etkilemeye devam eden bir olguya ışık tutacak bu eksiksiz analizi kaçırmayın.
![]() Adliyenin ana giriş kapısı (2020) | |
![]() | |
Diğer ad(lar) | Ankara Adliyesi, Sıhhiye Adliyesi |
---|---|
Genel bilgiler | |
Durum | Tamamlandı |
Tür | Adalet sarayı |
Konum | Hacı Bayram, Altındağ, Ankara |
Koordinatlar | 39°55′50″K 32°51′10″D / 39.93056°K 32.85278°D |
Temel atma | 1968 |
Başlama | 1974 |
Tamamlanma | 1989 |
Açılış | 29 Ekim 1989 |
Teknik ayrıntılar | |
Yapı sistemi | Betonarme |
Malzeme | Andezit |
Tasarım ve inşaat | |
Mimar(lar) | Yüksel Erdemir Edip Öner Us Umut İnan |
Diğer bilgiler | |
Otopark | Var |
Toplu ulaşım | EGO![]() ![]() |
Resmî site | |
Ankara Adalet Sarayı veya diğer adıyla Ankara Adliyesi[a], Altındağ ilçesinin Hacı Bayram Mahallesi'nde bulunan bir adliyedir.
Uzun bir süre, Cumhuriyet dönemi Ankara'sının ilk adalet sarayı olan ve Anafartalar Adliyesi de olarak bilinen binada faaliyet gösteren yerel yargı birimleri; 1960'lı yıllar boyunca Ulus semtindeki farklı binalara yayılarak hizmet vermeye devam etti. Artan ihtiyaç doğrultusunda 1968 yılında yeni bir binanın yapımına başlandıysa da hem süreçte yaşanan aksaklıklar hem de söz konusu projenin bir yarışma çerçevesinde belirlenerek devam etmesi gerektiği yönünde oluşan inanç doğrultusunda birkaç yıl boyunca tamamlanamadı. 16 Şubat 1974 tarihinde sonuçlanan yarışmada birinci gelen projenin hayata geçirilmesine ise ancak 1978 yılında başlanabildi. Yaklaşık on yıl süren inşa sürecinin ardından tamamlanan yapı, 29 Ekim 1989 tarihinde gerçekleştirilen açılış töreni sonrasında hizmete vermeye başladı.[1]
2000'li yılların sonlarına doğru gündeme gelen olası genişletme planları, adliyenin Atatürk Kültür Merkezi sınırları içerisinde yer alan ve ancak Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olan Milli Komite tarafından belirlenen kurallar çerçevesinde değişiklik yapılabilen bir arazi üzerine kurulmuş olmasından dolayı ciddi bir bürokratik engelle karşı karşıya kaldı. Komitenin 23 Mayıs 2008 tarihinde mevcut yapıya ilişkin aldığı kararda, adliyenin bulunduğu bölgede yeni bir ek bina inşaatı yapılamayacağı ve ileride gerçekleştirilmesi planlanan bütün değişikliklerin yalnızca adliye binasına bitişik olarak hizmet vermekte olan otopark sınırları içerisinde kalması gerektiği belirtildi.[1]
2010'lu yıllarla birlikte mevcut ihtiyaca cevap vermekte yetersiz kaldığı ve şehrin farklı noktalarına dağılmış vaziyette bulunan farklı alt birimlerin tek bir çatı altında toplanması gerektiği gerekçe gösterilerek Yenimahalle sınırları içerisinde kalan toptancı hali veya Ankara Şehirlerarası Otobüs Terminali arazisi üzerinde yeni bir bina inşa edilmesi ve Ankara Adliyesi'nin de tüm birimleriyle buraya taşınması gündeme geldi. Bu doğrultuda otobüs terminalinin Mamak'a taşınması için atılan adımlar, yapılan itirazlar ve açılan davalar sonucunda askıya alındı. 30 Ekim 2019 tarihinde, dönemin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Adalet Bakanlığı arasında imzalanan "Yeni Ankara Adliyesi Binası Yapım Protokolü" kapsamında, yine Yenimahalle'de yer alan ve eskiden MİT Müşteşarlığı'na ait olan bir arazide söz konusu yapının inşasına karar verildi. Bu doğrultuda hazırlanan imar planı değişikliği, 20 Ekim 2021 tarihinde onaylandı.[1]
Adliyenin inşası için açılan ulusal yarışmayı; Yüksel Erdemir, Edip Öner Us ve Umut İnan'dan oluşan ekip kazanmıştır. Söz konusu binanın günde binlerce kişilik insan sirkülasyonuna maruz kalacağı göz önünde bulundurularak fonksiyonellik kaygısı güdümünde bir tasarım yapılmış ve yapı içerisindeki koridorlar, merdivenler, holler mümkün olduğunca geniş tutulmuştur. Orijinal planında 173 duruşma salonu, 450 kişilik konferans salonu, 1350 oturma kapasiteli lokantası ve 118 sanitasyon alanıyla oldukça büyük bir kompleks teşkil eden yapıdaki koridorların toplam uzunluğu 14.5 kilometreyi bulmaktadır.[2]