Bu yazıda Ölüler Adası hakkında derinlemesine bir analiz yapılacak, farklı yönleri ele alınarak okuyucunun bu konu/kişi/tarih hakkında detaylı ve eksiksiz bilgi edinmesine olanak sağlanacaktır. Kökenleri, günümüzdeki önemi, çeşitli alanlardaki etkileri ve gelecekteki olası etkileri incelenecektir. Ayrıca geniş ve dengeli bir vizyon sağlamak amacıyla uzmanların konuya ilişkin farklı bakış açıları ve görüşleri de incelenecektir. İlgili bilgileri toplayıp analiz ederek Ölüler Adası'e kapsamlı bir bakış sunmayı ve bu konu/kişi/tarih hakkındaki bilgilerin zenginleşmesine katkıda bulunmayı amaçlıyoruz.
| ||||||||||||||
| ||||||||||||||
| ||||||||||||||
| ||||||||||||||
|
Ölüler Adası[2] (Almanca: Die Toteninsel), İsviçreli sembolist ressam Arnold Böcklin tarafından 19. yüzyıl sonlarında çizilen tablodur. Tablodan yapılmış basımlar 20. yüzyıl başlarında Orta Avrupa'da çok popüler olmuştu ve Vladimir Nabokov'a göre "Berlin'deki tüm evlerde bulunmaktaydı".[3] Böcklin 1880 ile 1886 yılları arasında tablonun beş farklı versiyonunu çizdi. Birçok esere ilham kaynağı olan tablonun en bilinen etkisi, Rahmaninov'un 1907 tarihli ve aynı isimli senfonik şiirinde görülür.[4]
Ölüler Adası'nın tüm sürümlerinde, koyu renkli denizin ortasında terk edilmiş kayalık bir adacık görülür. Adanın sahili bir duvarla denizden ayrılmıştır ve duvarda denize inen basamaklara doğru yaklaşan[5] bir kayık vardır. Kayıkçı kayığa kıç kısmından yön vermektedir. Pruvada ise, eşinin çiçeklerle süslenmiş tabutu arkasında dimdik dikilmekte olan, tamamen beyazlar giymiş bir kadın bulunmaktadır. Küçük adanın orta bölümü, yoğun ve oldukça uzun servilerle kaplanmıştır. Geleneksel olarak mezarlıklarla ve yas tutmayla ilişkilendirilen bu ağaçların kapladığı alanın etrafı, sarp ve dik uçurumlar oluşturan kayalarla çevrilidir. Kayaların üzerindeki mezar girişi veya penceresi şeklindeki yapılar da resimdeki cenaze temasını güçlendirir. Resim genel olarak, umutsuz bir terk edilmişlik ve gergin bir bekleyiş görüntüsü oluşturur.
Böcklin tablonun anlamına dair belirli bir açıklama yapmadı, ancak bir mektubunda "bir rüya resmi: öyle bir durgunluk hissi yaratmalı ki, resme bakmakta olan kişi kapı çalındığında bile irkilmeli"[6] dedi. Resme 1883'te resim satıcısı Fritz Gurlitt'in verdiği ismi Böcklin kendi belirlemedi. Ancak bu isim, ressamın ilk resmi sipariş eden kişiye yazdığı 1880 tarihli mektupta geçen bir ifadeden kaynaklanıyordu.[7] Resmin ilk versiyonlarının yapılışı hakkında bilgili olmayan çoğu kişi resmi gördüğünde, kürekçiyi Yunan mitolojisinde ruhları yeraltına götüren kayıkçı Kharoon olarak yorumladı. Bu durumda adanın etrafındaki su kütlesi Stiks ya da Acheron nehirlerinden biri olacaktı. Beyazlar giymiş kadın ise yeni ölmüş birinin, ölümden sonraki yaşamını geçireceği yere gitmekte olan ruhuydu.
Ölüler Adası kısmen, İtalya'nın Floransa kentindeki İngiliz Mezarlığı'nı anımsatır. Tablonun ilk üç versiyonu bu şehirde çizilmişti. Böcklin'in stüdyosu mezarlığa çok yakındı ve daha bebekken ölen kızı Maria oraya gömülmüştü. Böcklin'in toplam on dört çocuğundan sekizi küçük yaşta öldü.
Resimdeki kayalık ada için model olarak muhtemelen Korfu yakınlarındaki küçük bir ada olan Pondikonissi kullanılmıştı.[8] Bu adada servi koruluğu içinde küçük bir şapel bulunur. Bir başka muhtemel ada ise Tiren Denizi'ndeki Ponza'dır.[8]
Böcklin 1880 ile 1886 arasında resmin beş farklı versiyonunu çizdi. Her versiyonda arka plandaki gökyüzünün biraz daha aydınlık olmasıyla resim daha ayrıntılı hâle geldi.
Böcklin, sürekli müşterisi Alexander Günther için çizdiği ve şu anda Kunstmuseum Basel'de sergilenen ilk versiyonu, Mayıs 1880'de tamamladı ancak tabloyu müşterisine göndermedi. Nisan ayında ressam henüz tablo üzerinde çalışırken, yatırımcı Georg von Berna'nın dulu ve Alman politikacı Oriola Kontu Waldemar'ın müstakbel eşi olan Marie Berna, Böcklin'in stüdyosunu ziyaret etti ve şövalede tamamlanmamış şekilde duran ilk versiyondan çok etkilendi. Ressam bunun üzerine Berna için, şu anda New York Metropolitan Museum of Art'ta bulunan daha küçük boyutlardaki ikinci versiyonu ahşap pano üzerine çizdi. Kadının isteği üzerine, yakın zamanda difteriden ölen kocasının anısına kayıktaki tabutu ve dikilen kadını da resme ekledi. Ressam daha sonra bu iki eklentiyi, resmin ilk versiyonunda da yaptı. Ressam çeşitli yazışmalarında bu ilk iki versiyondan Die Gräberinsel (Mezar Adası) adıyla söz etti. Çeşitli kaynaklarda ilk versiyon olarak Basel kopyası gösterilirken, diğerlerinde New York kopyası ilk versiyon sayılmaktadır.
Üçüncü versiyon 1883'te ressamın sanat simsarı Fritz Gurlitt için çizildi. Bu versiyodan itibaren, sağ taraftaki kayalıklarda bulunan mezar odalarından birinde Böcklin'in isminin baş harfleri olan "A.B." şeklindeki imza görülür. 1933'te satışa çıkarılan bu versiyon, Böcklin'in bilinen bir hayranı olan Adolf Hitler tarafından satın alındı. Resim önce Obersalzberg'deki Berghof'a asıldı. Resim 1940'tan sonra, Berlin'deki yeni şansölye ofisine götürüldü. Bu versiyon şu anda aynı kentteki Alte Nationalgalerie'de sergilenmektedir.
Ressam maddi zorluklar sebebiyle resmin dördüncü versiyonunu üretti. Yatırımcı ve sanat koleksiyoncusu Baron Heinrich Thyssen'in satın aldığı bu resim, baronun sahibi olduğu Berliner Bank'a asıldı. II. Dünya Savaşı sırasındaki bir bombardımanda yok olan bu kopyanın sadece siyah beyaz bir fotoğrafı mevcuttur.
Son versiyon 1886'da Leipzig'deki Museum der Bildenden Künste tarafından sipariş edildi. Bu versiyon halen aynı müzede sergilenmektedir.
Böcklin 1888'de Die Lebensinsel (Yaşam Adası) isimli farklı bir resim daha çizdi. Muhtemelen Ölüler Adası'nın tersi olarak kurgulanan bu resimde yine ufak bir ada vardır, ancak bu defa neşeli ve canlı bir görüntü mevcuttur. Resimde yüzen tanrılar, birkaç kuğu ve ada üzerinde bir grup insan vardır. Farklı ağaçlardan oluşan bitki örtüsü bu defa adanın ortasında kümelenmemiş, kıyılarına dağıtılmıştır. Bu resim, Ölüler Adası'nın ilk versiyonuyla birlikte Kunstmuseum Basel'de sergilenmektedir.