Günümüz dünyasında Zengin Mutfağı olağandışı bir önem kazanmıştır. Gerek toplum üzerindeki etkisi, gerekse popüler kültür üzerindeki etkisi ya da bilim alanındaki önemi nedeniyle Zengin Mutfağı kendisini tartışılmaz bir ilgi konusu olarak konumlandırdı. Tarih boyunca Zengin Mutfağı, yaşamın farklı alanlarıyla ilgisini gösteren çok sayıda çalışmanın, tartışmanın ve düşüncenin konusu olmuştur. Bu makalede, Zengin Mutfağı ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz, zaman içindeki gelişimini ve bugünkü etkisini analiz edeceğiz. Ek olarak, bu konunun panoramik ve zenginleştirici bir vizyonunu sunmak amacıyla Zengin Mutfağı çevresinde var olan çoklu perspektifleri araştıracağız.
Zengin Mutfağı | |
---|---|
Zengin Mutfağı | |
![]() Vasıf Öngören'in 1977'de yazdığı oyununun Şehir Tiyatrolarındaki temsiline ait bir afişi | |
Yazar | Vasıf Öngören |
Karakterler | Lütfü Usta (aşçı) Seyfi Selim Ahmet Hizmetçi Kız |
Repliği olmayan karakterler | Kerim Bey Küçük Bey |
Ülke | ![]() |
Orijinal dil | Türkçe |
Konu | Bir konağın hizmetlilerinin ülkede yaşanan siyasal kavgalarda taraf olup olmama konusunda yaşadıkları olaylar |
Zaman ve mekân | 1970'ler Türkiye'sinde bir konağın mutfağı |
Zengin Mutfağı, Vasıf Öngören'in 1977'de yazdığı tiyatro eseridir. Eser, epik tiyatronun Türkiye'deki önemli örneklerinden biri kabul edilir.[1]
Oyunda, 1970 yılında, Türkiye'de büyük bir işçi eylemi olan 15-16 Haziran Olayları sırasında bir konağın mutfağında gelişen olaylar anlatılır. Oyunun mekanı olan "zengin mutfağı"nda aşçılık yapan iyi niyetli Lütfü Pehlivan, sınıf bilincine sahip olmayan ve çevresinde gelişen olaylara göre kendini konumlandırmaya çalışan silik bir karakterdir.[2] Oyunda Lütfü Pehlivan karakterinin geçirdiği değişim gözler önüne serilir.
Gençlik yıllarındaki pehlivanlığı ile övünen Lütfü Usta, zengin iş insanı Kerim Bey'in evinde aşçıdır. Bir sabah kalktığında evde kimsenin olmadığını fark eder. Yanında çalışan kızın o gün nişanı vardır. Ama kızın sözlüsü Selim de ortalıkta görünmez. O sırada gelen şoför Seyfi'nin ağabeyi Ahmet'ten, işçilerin grev ve yürüyüş yaptığını, patronun - ne olur ne olmaz- diye Avrupa'ya gittiğini öğrenir. Selim'le genç kız nişanlanır. Ortam sakinleşir, Kerim Bey geri döner. Lütfü Usta, Kerim Bey'in dönerken getirdiği eğitimli Alman kurt köpeğine özel yemek pişirmek zorunda kaldığı için sinirlenir. İşsiz nişanlı Selim, evlenebilmek için ihtiyacı olan parayı bulma amacıyla kargaşa çıkaranları ihbar eder. Bunlardan biri Selim'i tanır. Öldürülmekten korkan Selim, Lütfü Usta'ya sığınır. Lütfü Usta'nın Selim'e yardım etmesi için konuştuğu Kerim Bey, bu "muhbir vatandaş" genci özel bir kampa yollar. Selim döndüğünde değişmiş, havalı ve agresif biri olmuştur. Saldırgan ve huysuz kurt köpeğine daha fazla dayanamayan Lütfü Usta köpeğin son olarak bir çingene kadını parçalamasının ardından hayvanı gizlice zehirler. Bunu ancak anarşistlerin yapacağını düşünen Selim araştırma yapar ve sonunda nişanlısından şüphelenir. Kerim Bey iki köpek daha getirir. Genç kız ilk başta Selim'in Seyfi'den şüphelendiğini sanır; ancak sonunda kendisini suçladığını anlar ve Selim'i terk eder. Ahmet ve Seyfi gösteri yürüyüşlerine katılır. Lütfü Usta bir gün gazetede miting alanında Selim ile eski nişanlısının kavga ederken resmini görür. Eski pehlivanlığı depreşir. Bir kız kadar yürekli olmadığını düşünür. Köşkten ayrılmalı mıdır yoksa kalmalı mıdır? Bu ikilemde öylece kalakalır.
Zengin Mutfağı, ilk olarak 1977'de İstanbul Şehir Tiyatroları'nda Başar Sabuncu yönetiminde sahnelendi ve başrolde Şener Şen oynadı. Aralarında İsmet Küntay Ödülü de bulunmak üzere çeşitli ödüller alan oyun 1980'de aynı ekip tarafından sinemaya da aktarıldı.
Devlet Tiyatroları tarafından 1994-1995 sezonundan itibaren çeşitli defalar sahnelendi. 2012-2013 tiyatro sezonunda yazarın kızı Aslı Öngören yönetiminde İstanbul Şehir Tiyatroları'nda yeniden sahnelendi.
Beşiktaş Kültür Merkezi organizasyonu ile yeniden 2023-2024 sezonunda Türkiye turnesine çıkan oyun, uzun bir aradan sonra Denizli, İzmir, Bursa, Antalya ve Adana'da sahnelenecek[3].
Şener Şen'in yanı sıra Doğu Yaşar Akal'ın yönettiği oyunun kadrosu şöyle: Gizem Ergün, Onay Kaya, Uğur Arda Başkan ve Kutay Sandıkçı. Oyunun dekor tasarımını Barış Dinçel, kostümlerini Başak Özdoğan ve ışık dizaynını Cem Yılmazer hazırladı.[4]
Oyun 1978 yılında Fatih’te İstanbul Şehir Tiyatroları oyuncuları tarafından prova edilirken oyunculara bir bombalı saldırı gerçekleşti. Saldırı sonucunda Fatih Şehir Tiyatrosu’nun yan sahnesi havaya uçtu. Oyunun 2012’de Şehir Tiyatroları tarafından sahnelendiği sırada “faşizm eleştiriliyor” gerekçesi ile bazı seyircilerin küfürlü saldırısına uğradı.[5]