Günümüz dünyasında, Yugoslav irredantizmi geniş bir insan kitlesi için büyük önem taşıyan ve ilgi duyulan bir konu haline geldi. İster belirli bir alandaki profesyoneller, ister hobi tutkunları ya da sadece meraklı bireyler olsun, Yugoslav irredantizmi farklı alanlarda ilgi çekmiş ve tutkulu tartışmalara yol açmıştır. Zaman ilerledikçe, Yugoslav irredantizmi'i anlamanın ve keşfetmenin önemi giderek daha belirgin hale geliyor ve bu nedenle çalışma ve analizini derinleştirmek çok önemlidir. Bu makalede, bugün çok alakalı olan bu konuya ilişkin eksiksiz ve zenginleştirici bir vizyon sunmak amacıyla Yugoslav irredantizmi'in farklı yönlerini inceleyeceğiz ve çeşitli bağlamlardaki etkisini araştıracağız.
Yugoslav irredantizmi, Yugoslavya içindeki Güney Slavların yaşadığı bölgelerin Bulgaristan, Batı Trakya ve Yunanistan Makedonya da dahil olmak üzere birkaç bitişik bölgeyle birleştirilmesini savunan siyasi bir fikirdi. Yugoslavya Krallığı hükûmeti, Bulgaristan ile birleşmeyi veya onun Yugoslavya'ya dahil edilmesini istedi.[1] 1945'ten bu yana, Josip Broz Tito yönetimindeki Yugoslavya Sosyalist Federal Cumhuriyeti, bütünleşik bir Yugoslavya yaratmaya çalıştı. Bu devlet, Yunanistan Makedonya ve Trakya, Arnavutluk, Bulgaristan, Avusturya Karintiya'nın bir kısmı veya tamamı ve bir süre için İtalya'nın Friuli-Venezia Giulia bölgesinin tamamını kapsayacaktı.
Yugoslav irredantizminin savunucuları arasında hem monarşistler hem de cumhuriyetçiler vardı.[2] Yugoslavya'nın 1918'de kurulmasından günler önce, Yugoslavist politikacı Svetozar Pribićević, Yugoslavya'nın sınırlarının "Soča'dan Selanik'e kadar" uzanması gerektiğini ilan etti. İki savaş arası dönemde Bulgaristan'ı Yugoslavya'ya dahil etme önerileri, cumhuriyetçilerin Bulgaristan ile Bütünleşik bir Yugoslavya için bir cumhuriyetin gerekli olduğuna dair iddialarını içeriyordu.[3] Diğerleri ise o zamanlar Bulgaristan bir çarlık olduğu için cumhuriyetin olmayacağını dolayısıyla bunun yerine sınırlı bir anayasal monarşi sayesinde Bulgaristan'ı da içine alabilecek uygun bir devlet biçimi oluşturulabileceğini iddia etti.
Bulgaristan'daki militan hareket olan Zveno, Bulgaristan'ın yanı sıra Arnavutluk'u da içine alan Bütünleşik bir Yugoslavya'yı destekledi. Zveno hareketi 1934 Bulgar darbesine katıldı, darbe yanlıları Fransa ile derhal bir ittifak kurma ve Bulgaristan'ın Entegre Yugoslavya'da birleşmesini sağlama niyetlerini açıkladılar.[4]
İkinci Dünya Savaşı başladığında, 1940'ta General Milan Nedić, Yugoslavya'nın Mihver Devletlerine katılmasını ve Selanik'i ele geçirmek için Yunanistan'a saldırmasını önerdi. İkinci Dünya Savaşı sırasında, İngiliz hükûmeti, Mayıs 1941'de Dr. Malcom Burr'un Bulgaristan'ın Yugoslavya'ya dahil edilmesi lehindeki makalesini onaylanarak Bulgaristan'ın da dahil olduğu Büyük Yugoslavya'nın kurulmasını destekledi. İngilizlerin bu fikri desteklemesindeki en büyük sebep Bulgar hükûmetinin Mihver Devletlerine katılmasıydı.[5]
İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Tito, Yugoslavya'nın Trieste'ye ve Avusturya'nın Karintiya bölgesine sahip olma hakkına sahip olduğunu ilan ederek, "Karintiya'yı kurtardık ama uluslararası koşullar öyleydi ki geçici olarak oradan ayrılmak zorunda kaldık. Karintiya bizimdir ve onun için savaşacağız".[6]