Bugünkü yazımızda Uluslararası üslup'i ve günümüz dünyasındaki etkisini detaylı olarak inceleyeceğiz. Uluslararası üslup, kökeninden bugünkü evrimine kadar günlük yaşamın farklı yönlerinde önemli bir rol oynamıştır. Yıllar geçtikçe, Uluslararası üslup büyük ilgi ve tartışmalara yol açarak, toplumdaki anlamını ve geçerliliğini şekillendiren çok sayıda bakış açısı ve fikir üretti. Popüler kültür üzerindeki etkisinden teknoloji ve bilim üzerindeki etkisine kadar Uluslararası üslup, çağdaş manzara üzerinde silinmez bir iz bıraktı. Bu yazıda Uluslararası üslup'in yaşadığımız dünyayı nasıl şekillendirdiğini ve bunun geleceğe yönelik etkilerini inceleyeceğiz.
Uluslararası üslup veya uluslararası stil, (İngilizce: International Style), 1920'li ve 1930'lu yılarda popüler olmuş bir modern mimari akımıdır.
Bu akımın ismi Henry-Russell Hitchcock ve Philip Johnson adlı iki mimarın 1932 yılında New York Modern Sanatlar Müzesi'nde gerçekleşen Uluslararası Modern Mimari Sergisi (İngilizce: International Exhibition of Modern Architecture) için yazdıkları bir kitaba dayanmaktadır.
Bu serginin amacı o zamana kadar dünyanın çeşitli yerlerinde pratiğe dönüşebilmiş çağdaş mimari eserleri kategorize etmek ve tanımlamaktır. Bu amaca uygun olarak Henry-Russell Hitchcock ve Philip Johnson dönemin stilini tanımlamak istiyorlardı. Bu bağlamda üç kavramı tanımladılar:
Sergide yer alan tüm eserlerde bu kurallara uyulup uyulmadığı hususuna dikkat edildi.[1] Bu dönemden önce aynı terimin aynı amaçla kullanılması Walter Gropius'a ait Internationale Architektur ve de Ludwig Hilberseimer'e ait olan Internationale neue Baukunst yayınlarında da rastlanmıştır.[2]
Uluslararası üslubun Avrupa kıtasındaki ilk uygulamalarına 1900'lu yılların başından itibaren rastlanmaya başlamıştır. Bu dönemdeki önden gelen tasarımcılar Brüksel'de Victor Horta ve Henry van de Velde; Barselona'dan Antonio Gaudi; Viyana'dan Otto Wagner ve Glasgow'dan Charles Rennie Mackintosh'tur.
Ancak bu üslubun esas yaygınlaşması 1920'li yılları bulmuştur. Batı Avrupa'da yayılan bu üslup Hollanda'da de Stijl hareketini başlatanlar arasında yaygınlaşmıştır. Ayrıca dönemin ünlü mimarlarından Le Corbusier ve de Bauhaus ekolünden birçok tasarımcı bu stilde eserler tasarlamışlardır.
Her ne kadar bu maddenin girişinde belirtilen üç amaç esas anlamlarını korumuşlarsa da zamanla bu stili açıklamak için şu dört slogana başvurulmuştur:
Nevzat Erol'un tasarladığı ve de İstanbul'un Saraçhane semtinde bulunan İstanbul Belediye Sarayı ve aynı dönemlerde İstanbul'un Harbiye semtinde inşa edilen ve Hilton Oteli yapıları Türkiye mimarlık tarihindeki ilk en önemli uluslararası stil örneklerinden kabul edilmektedir.[3]