Günümüz dünyasında Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi toplumun farklı kesimlerinde büyük önem kazanan bir konudur. Politikadan ekonomiye, kültürden teknolojiye kadar Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi dünya çapında milyonlarca insanın dikkatini çekti. İnsanların günlük yaşamları üzerindeki etkisi ve küresel karar alma süreçleri üzerindeki etkisiyle Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi, araştırmacıların, kanaat önderlerinin ve sıradan vatandaşların sürekli ilgi odağı haline geldi. Bu makalede Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'in çeşitli yönlerini inceleyeceğiz ve modern yaşamın farklı yönleri üzerindeki etkisini analiz edeceğiz.
Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi | |
---|---|
Kuruluş | 9 Şubat 1863 | )
Kurucu | |
Tür | STK, Kâr amacı gütmeyen kuruluş |
Amaç | İnsani yardım |
Konum | |
Hizmet bölgesi | Dünya geneli |
Önemli kişiler | Peter Maurer |
Üyelik | Birleşmiş Milletler |
Personel | y. 180.000 |
Gönüllü | y. 14 milyon[1] |
Resmî site | icrc.org |
Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi; görevi din, inanç, dil, ırk, toplumsal sınıf veya politik görüş farkı gözetmeksizin insan hayatı ve sağlığını korumak, insan varoluşunun saygı görmesini sağlamak, insanların acı çekmesini önlemek ve acılarını dindirmek olan uluslararası bir insani harekettir.
Hareket, üç farklı kurumsal oluşumu içinde taşımaktadır: dünyanın hemen her ülkesindeki ulusal dernekler; bu derneklerin koordinasyonunu sağlayan bir federasyon (IFRC) ve silahlı çatışmalarda insan hayatını ve onurunu korumaya odaklı bir uluslararası komite (ICRC). Her dört yılda bir komiteden, federasyondan, ulusal derneklerden katılımla toplanan Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Konferansı, hareketin en yüksek tartışma ve karar organıdır.
Ulusal Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin bütün çalışmalarında temel alması gereken yedi ilkesi vardır:
Hareketin amblemleri Kızılhaç, Kızılay ve Kızıl Kristal'dir.
Kızıl Haç, 1863'teki Cenevre Konferansı'da resmen hareketin amblemi olarak kabul edilmiştir. Bu amblemin tarafsız bir ülke olan İsviçre'nin bayrağındaki renklerin değiştirilmesi ile oluşturulduğu, dini bir anlam içermediği iddia edilir.[4] Kızılay
İçinde haç bulunduğu için Kızılhaç amblemini kullanmak istemeyen Osmanlı Devleti, 93 Harbi döneminde amblem olarak Kızılay figürünü kullanacağını ilan etmiştir. Kızılay figürü, Osmanlı bayrağındaki renklerin ters çevrilmesi ile oluşturulmuştu. Kızılay ambleminin resmen kabul edilmesi 1929’da gerçekleşti. Kızılay amblemi, günümüzde 33 devletteki ulusal dernek tarafından kullanılır.
Ne Kızılhaç, ne de Kızılay amblemlerini kullanmayı kabul eden İsrail'deki Kızılkalkan Derneği'nin, Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu'na kabul edilebilmesi için, 7 Aralık 2005'te düzenlenen bir diplomatik konferansta “Kırmızı Kristal” hiçbir dini, siyasi, etnik çağrışımı olmayan bir amblem olarak kabul edildi. Amblem, beyaz fon üzerinde köşeleri yukarı ve aşağı bakan kırmızı bir kareden oluşur. Harekete ve komiteye sonradan dahil olan ve Kızılay - Kızılhaç'ı ilk etapta kullanmak istemeyen ulusal dernekler için Kızıl Kristal'in içerisinde dini bütünlüğüne göre Kızılay veya Kızılhaç amblemini bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. Bu sayede diğer iki amblemin koruyuculuk ve savaş anındaki savunuculuk özellikleri korunmuş olur.[5]
Kızılhaç fikri, Kuzey İtalya'da gerçekleşen Solferino Muharebesi'nden sonra doğdu. Bir Fransız kolonisi olan Cezayir'deki işleri ile ilgili olarak doğrudan Fransa kralı ile görüşmek isteyen İsviçreli iş adamı Jean Henry Dunant, III. Napolyon'un Solferino'daki karargâhını savaşın gerçekleştiği 24 Haziran 1859 gününün gecesinde ziyaret etmişti. Dunant, sağlık hizmeti verecek bir kuruluş olmadığı için savaş meydanında tıbbi yardım alamadan yatan yaralıların durumuna tanıklık etti ve çok etkilendi. Yöredeki sivil halkı yaralı askerlere hangi tarafın askeri olduklarına bakmaksızın yardım etmek için örgütledi. Tüm çabalara rağmen 22 bin Avusturyalı ve 17 bin Fransız asker basit yardımlar alamadıkları için hayatlarını kaybetti.[2] Cenevre'ye döndüğünde savaş deneyimlerini anlatan bir kitap yazdı. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Hareketi'nin temeli olacak fikirler 1863'te yayımlanan “Bir Solferino Hatırası” adlı kitapta ortaya atıldı.
Dunant kitapta, şu iki fikri ortaya atmıştı: Avrupa ülkelerinde, hangi ulustan olduğuna bakılmaksızın savaşta yaralananlara yardım edecek gönüllü derneklerin barış zamanında kurulması ve ülkelerin, yaralıları korumak ve onlara tıbbi yardım sağlamak amacıyla uluslararası anlaşmalarda taraf olması.[6] Kitabı büyük ilgi gören ve tüm Avrupa dillerine çevrilen Dunant, Avrupa ülkelerin dolaşarak görüşlerine taraftar topladı.
Durant ve arkadaşları 1863'te bu fikirleri hayata geçirmek üzere beş kişilik bir komite kurdular. Başlangıçta “Uluslararası Yaralılara Yardım Komitesi” adını taşıyan komite, 1875’te “Uluslararası Kızılhaç Komitesi” adını almıştır. Komitenin 17 Şubat 1863'teki ilk toplantısı 'Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin kuruluş tarihi kabul edilir.
Komitenin 26-29 Ekim 1863'te Cenevre'de organize ettiği uluslararası konferansa on altı devlet ve 4 yardım kuruluşu temsil edildi. Delegeler, devletlerin olası bir savaş sırasında yaralanan askerlere taraf gözetmeksizin tıbbi yardım vermek üzere dernekler kurulması önerisini kabul etti. Özel bir ayırt edici amblem taşıyan yardım araçları ve medikal gereçlerin korunması da kabul edildi.
Konferansta 1815'ten beri uluslararası ilişkilerde daimi tarafsızlık statüsüne olan İsviçre'nin bayrağından esinlenen amblem belirlenmiştir. Amblem beyaz zemin üzerine kırmızı bir haç işaretinden oluşuyordu.
22 Ağustos 1864'te İsviçre parlamentosu tarafından diplomatik bir konferans düzenledi ve 12 devlet komitenin dayandığı ana fikir ve ilkeleri içeren Birinci Cenevre Sözleşmesi'ni imzaladı. İmzalayan devletler şunlardır:
Komite, İsviçre hükûmeti aracılığıyla tüm devletleri bu sözleşmeyi imzalamaya çağırdı. Aralık ayında sözleşmeyi Norveç ve İsveç de imzaladı. Osmanlı Devleti de çağrıya uyarak sözleşmeyi 5 Temmuz 1865’te imzalamıştır.
Cenevre Sözleşmesi'ne imza koyan devletler, sözleşmeyi imzalamakla kendi ülkelerinde, olası bir savaş sırasında yaralanan askerlere taraf gözetmeksizin tıbbi yardım için dernekler kurmayı kabul etmişlerdi. İlk dernekler 1863'teki konferanstan sonra birkaç ay içinde Württemberg Krallığı, Oldenburg Büyük Dükalığı, Belçika ve Prusya'da kurulmuş; onları Danimarka, İtalya, Fransa, Mecklenburg-Schwerin Dükalığı, İspanya, Hamburg ve Hessen’deki dernekler izlemişti.[7] 1874’te Avrupa’daki ulusal dernek sayısı 22'ye ulaştı ve hareket, diğer kıtalara da yayıldı.
İlk Uluslararası Kızılhaç Konferansı 1867'de Paris'te düzenlendi. Konferansa 16 ulusal dernek temsilcisi, 9 Avrupa devletinin temsilcileri katılmış ve bizzat Henry Dunant bir konuşma yapmıştı.
93 Harbi sırasında Osmanlı Devleti İsviçre hükûmetine ambulanslarda Kızılhaç değil, Kızılay amblemini kullanacağını bildirdi. Kızılay sembolünün kullanılmasına bu çatışma süresince geçici olarak izin verildi. Sembolü devamlı kullanma hakkı, 1907'de Londra'da düzenlenen 8. Uluslararası Konferansta verildi. Amblem, 1929’da resmen tanındı.
Dünya barışı, ulusların ve halkların kardeşliği için çaba harcayan kişi ve kurumlara Norveç Parlamentosu tarafından 1901’den her yıl verilen Nobel Barış Ödülü’nün ilki Uluslararası Kızılhaç Hareketi’nin kurucusu Henry Dunant’a verildi (Fransız iktisatçı Frédéric Passy ile birlikte). Dunant, 30 Ekim 1910’de İsviçre’de hayatını kaybetti.
1870'teki Fransa-Prusya Savaşı sırasında ilk defa yaralı ve esir askerlerin aileleri için İstihbarat Ajansı kuran Kızılhaç Komitesi delegeleri 1875-1878'teki Balkan krizi, 1885-1886'daki Sırp-Bulgar Savaşı ve 1912-1913'teki Balkan Savaşları nedeniyle Balkanlar'da görev yaptı.
Uluslararası Kızılhaç Komitesi I. Dünya Savaşı sırasında faaliyet alanını genişleterek yaralı ve hasta askerlerin yanı sıra savaş esirlerinin durumuyla, savaştan etkilenen sivillerle de ilgilendi. Çalışma alanının genişlemesi gerektiğini savaşın başında gören Komite, 15 Ağustos 1914’te yayınladığı bir genelge ile yerel dernekleri yeni görevlerde kendisini desteklemeye davet etmişti.
Savaşın başında, savaş esirleri hakkında bilgi toplayıp yaymak üzere Uluslararası Savaş Esirleri İstihbarat Ajansı adlı özel bir organ kuruldu. 12 Ekim 1914'te Cenevre'de faaliyet geçen ajans, savaşan devletlerden aldığı savaş esiri listelerini sınıflandırıp kendilerine gelen bilgi talepleri ile eşleştiren etkili bir sistem kurdu. Tarafsız devletlerin posta sistemlerinin yardımıyla savaş esirlerine ailelerinin mektup ve koli gönderebilmelerini sağladı. Ajans, barış anlaşmalarının imzalanmasından sonra 31 Aralık 1919’da Komite tarafından kapatıldı.
Komite delegeleri ayrıca savaş boyunca birçok savaş esiri kampını ziyaret ederek esirlerin kabul edilebilir koşullarda yaşayıp yaşamadıklarını takip etti. Her ziyaretten sonra bir rapor hazırlayarak esir alan devletin ve esirlerin mensup olduğu devletin yetkililerine gönderildi. Ayrıca raporlar yayınlanıp kamuoyuna duyuruldu.
İşgal edilmiş topraklardaki ve düşman topraklarında tutuklanmış sivillere hizmet vermek üzere Savaş Esirleri İstihbarat Ajansı bünyesinde bir sivil bölüm kuruldu. Sivil Bölüm, savaştan sonra da faaliyetlerini sürdürdü.
I. Dünya Savaşı sırasında 1915'te batı cephesinde ilk defa zehirli silahlar kullanıldı. İlk defa 1917'de Almanlar Ypres Savaşı’nda kimyasal silah kullandı; 20bin zehirlenme vakası rapor edildi. Komite, 1918'de kimyasal silah kullanımının yasaklanması için girişimde bulundu. Tüm dünya devletlerine, dini liderlere ve basına gönderdiği metin olumlu yanıtlar aldı. Komitenin bu girişimi 1925'te Cenevre Protokolü'nün imzalanmasının yolunu açmıştır.
1. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi üzerine Norveç Nobel Komitesi Nobel Barış Ödülü vermeme kararını almıştı. Ancak Fransız hukukçu Louis Renault'unun önerisiyle 1917'de Uuslararsı Kızılhaç Komitesi'ni Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirdi.
1.Dünya Savaşı, ulusal Kızılhaç ve Kızılay derneklerinin işbirliği içinde çalışmasının gereğini ortaya koymuştu. Savaş sonrasında Amerikan Kızıl Haç Savaş Komitesi başkanı Henry Davison ulusal derneklerin bir federasyon çatısı altında birleşmesini önerdi.[8] Davison öncülüğünde gerçekleşen uluslararas bir tıp konferansı, federasyonun kuruluşuna önayak oldu. Uluslararası Kızılhaç ve Kızılay Dernekleri Federasyonu 1919'da Paris'te “Kızılhaç Dernekleri Birliği” adı altında kuruldu.
Türk Kızılayı, kurulduğu tarihlerde harekete mensup olan ve resmen kabul edilen ilk Kızılay Derneği olmuştur. Belirli dönemlerde Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin yönetiminde de bulunan dernek, Türkiye Cumhuriyeti adına sosyal yardım toplama, dağıtma ve depolama konularında komite ve harekette söz sahibidir.
Uluslararası Kızılhaç Kızılay Hareketi'nin kurucusu Henry Dunant'ın doğum günü olan 8 Mayıs günü 1948 yılından bu yana “Dünya Kızılhaç ve Kızılay Günü” olarak kutlanır.[9] Kutlamalar için her sene ayrı bir tema belirlenmektedir.
Türkiye genelindeki okullarda ayrıca 28 Ekim-4 Kasım haftası Kızılay haftası olarak kutlanmaktadır. Bu hafta vesilesiyle okullarda Kızılay ile ilgili tanıtımlar yapılır; şiir, kompozisyon yarışmaları düzenlenir.[10]