Günümüz dünyasında Toplum büyük önem ve öneme sahip bir konudur. İster tarihi bir olay, ister önemli bir şahsiyet, ister toplumsal bir olgu, ister başka bir ilgi alanı olsun, Toplum dünya çapında sayısız insanın dikkatini ve ilgisini çekmiştir. Bu makale, Toplum ile ilgili farklı yönleri keşfetmeyi ve analiz etmeyi amaçlıyor; okuyucuların bu konuyu ve bunun toplumun çeşitli alanları üzerindeki etkisini kapsamlı bir şekilde anlamalarına olanak tanıyan eksiksiz ve ayrıntılı bir vizyon sunuyor. Çok yönlü bir yaklaşımla, bilgiyi zenginleştirmek ve Toplum üzerine düşünmeyi teşvik etmek amacıyla farklı bakış açıları ele alınacak ve farklı bakış açıları sunulacak.
Toplum ya da cemiyet, bir arada yaşayan canlıların oluşturduğu topluluktur. Sosyolojide toplum, onu oluşturan canlıların basit bir toplamından ziyade, farklı biçimler ve özellikler gösterip özgün olan ve nesnel yasalar gereğince insanların maddi üretim içindeki gündelik hayat faaliyetleriyle ve sınıfsal savaşımıyla değiştirilen ve gelişen ilişkilerden oluşan sisteme denir. Bir nevi örgütlenmedir.
Toplumların sahip oldukları davranış kalıpları vardır. Bu davranış kalıpları; eylemlerin veya dil, kültür gibi kalıpların kabul edilmesi veya edilmemesiyle oluşur. Bu davranış kalıpları toplumsal norm olarak bilinir. Toplumun sahip olduğu normlar zamanla değişebilir.
Toplum, insanın çalışma temeli üzerinde, hayvansal aleminden kopmasıyla doğmuştur. Bu süreç, doğal gelişen bir süreç olmakla beraber özel mülkiyet hakkı sayesinde gelişmeye başlamıştır. Toplumun gelişimi, ileriye doğru bir değişmeyi (sosyal, siyasal, kültürel, ekonomik vb. alanlarda) ifade eder. Toplumsal gelişme, toplumsal yapıyı oluşturan birçok öğenin ileriye doğru değişip bir araya gelmesiyle oluşur. Bu öğeler tek başına değil, hep birlikte gerçekleştiği zaman toplumsal gelişmeden söz edilebilir. Toplumsal gelişmeye örnek olarak; yıllara göre milli gelir artışındaki değişim verilebilir.[1][2]
İnsan veya birey, toplumu egemenliği altında tutmaz, tersine; toplumun sahip olduğu yasalar, insanı veya bireyi egemenliği altında tutar. Toplumun sahip olduğu yasalar; o topluluğa mensup insanların sahip olduğu psikolojik olguları, tarihsel ve politik özel konuları, hukuksal kanıtları ya da manevi, ahlaksal durum veya durumların incelenip üzerinde tartışılmasıyla ortaya çıkar.[1]
Bir toplumda kanun ve kurallara uygun olan yapı bütününe verilen ad.[3]
Toplumun gündelik yaşamında sahip olduğu görüşleri, kavramları, düşünceleri, siyasal, sanatsal veya geleneksel olguları oluşturan biçimlerin tamamına denir. Toplumsal bilinç, toplumun sahip olduğu veya etkilendiği bir mirastan kaynaklanan davranış ve düşünme biçimlerinin sonucudur. Bunlar, toplumdaki çoğunluk tarafından kabul edilmiştir. Söz konusu bilinç bireyden önce de vardır, bireyden sonra da olmaya devam edecektir. Toplumsal bilinç ayrıca, bir toplumun diğerinden ayıran yegane unsurlardan birisidir.[4]
Bireylerin kendi kişisel çıkar arayışlarının mümkün olmasına olanak sağlayan, onları koruyan, beşeri kurum, kuruluş veya kuralların yaşamasına ve yaşatılmasına denir. Liberal Düşünce Topluluğu kurucularından Atilla Yayla, özel mülkiyet haklarının hukuki olarak koruma altında olmasının toplumun faydasına olduğunu, toplumsal düzenin korunmasına, toplumsal hayatın savaşa dönüşmesine engel olduğunu savunur.[5]
Türkçe toplu "mecmu" sözcüğünden +Im sonekiyle türetilmiştir.[6]