Günümüz dünyasında The Moon Is Blue'in önemi hayatın her alanında açıkça görülmektedir. İş, siyaset, bilim veya kültür dünyasında The Moon Is Blue, insanların etkileşimde bulunma, birbirlerini bilgilendirme ve karar alma biçiminde çok önemli bir rol oynar. Bu nedenle The Moon Is Blue'in toplumumuz üzerindeki etkisinin yanı sıra etkisinin gelecekte yaratabileceği olası sonuçları da tam olarak anlamak çok önemlidir. Bu makalede, günümüz dünyasındaki önemine ilişkin genel bir bakış ve içgörü sağlamak amacıyla The Moon Is Blue ile ilgili farklı yönleri ve perspektifleri inceleyeceğiz.
The Moon Is Blue | |
![]() Theatrical release poster | |
Yönetmen | Otto Preminger |
---|---|
Yapımcı | Otto Preminger |
Senarist | F. Hugh Herbert |
Oyuncular | |
Müzik | Herschel Burke Gilbert |
Görüntü yönetmeni | Ernest Laszlo |
Kurgu | Otto Ludwig |
Stüdyo | Otto Preminger Films (uncredited) |
Dağıtıcı | United Artists |
Çıkış tarih(ler)i | 22 Haziran 1953 (Woods Theatre, Chicago) 8 Temmuz 1953 (USA) |
Süre | 99 dakika |
Ülke | ABD |
Dil | İngilizce |
Bütçe | $400,000[1] |
Hasılat | $3.5 milyon (US and Canada rentals)[2] |
The Moon Is Blue, yapımcılığını ve yönetmenliğini Otto Preminger'in üstlendiği, başrollerini William Holden, David Niven ve Maggie McNamara'nın paylaştığı 1953 yapımı bir Amerikan romantik komedi filmidir. F. Hugh Herbert tarafından yazılan ve 1951 tarihli aynı adlı oyunundan uyarlanan film, Empire State Building'in seyir terasında bir mimarla tanışan ve kısa sürede onun hayatını altüst eden genç bir kadını konu alıyor. Herbert'in oyunu Almanya'da da büyük başarı kazanmıştı ve Preminger aynı setleri ama farklı oyuncuları kullanarak çok dilli versiyonu aynı anda İngilizce ve Almanca olarak çekmeye karar verdi. Filmin Almanca versiyonu Die Jungfrau auf dem Dach'dır.
Bir görgü komedisi olan film, Empire State Binası'nın tepesinde playboy mimar Donald Gresham'la tanışan ve onun davetini kabul ederek dairesinde içki ve akşam yemeğine katılan erdemli aktris Patty O'Neill'a odaklanıyor. Orada Donald'ın üst kat komşuları, eski nişanlısı Cynthia ve babası çapkın David Slater ile tanışır.
Her iki adam da genç kadını baştan çıkarmaya kararlıdır, ancak Patty'nin bekâretini ikisine de teslim etmekten ziyade günün acil ahlaki ve cinsel meseleleri hakkında hararetli tartışmalara girmekle daha çok ilgilendiğini çabucak keşfederler. Gece boyunca onların aşk dolu yaklaşımlarına direndikten sonra Patty oradan ayrılır. Ertesi gün Empire State Binası'na geri döner ve orada kendisini özleyen ve bütün gece onun için endişelenen Donald'ı bulur. Ona olan aşkını ilan eder ve evlenme teklif eder.