Günümüzde Türk daması çeşitli alanlarda ilgi kazanan bir konudur. Politikadan bilime, Türk daması genel olarak araştırmacıların, aktivistlerin ve vatandaşların ilgi odağı haline geldi. Teknolojinin ve küreselleşmenin ilerlemesiyle birlikte Türk daması, daha önce görülmemiş bir boyut kazandı; yalnızca çevremizle olan etkileşimimizi değil aynı zamanda dünya algımızı da etkiledi. Bu makalede, kökeninden modern toplum üzerindeki etkisine kadar Türk daması ile ilgili farklı yönleri inceleyeceğiz.
Türk daması, (Ermenice: շաշկի) (Arapça: دامە) (Kurmançça: دامە) damanın yaygın olarak Türkiye, Yunanistan, Mısır, Kuveyt, Lübnan, Suriye, Ürdün, Akdeniz, Orta Doğu ve diğer birçok yerde oynanan bir çeşididir.
Türk daması 64 kareden oluşan 8x8 bir tahta üzerinde 16'sı siyah, 16'sı beyaz olarak 32 taş ile oynanır. İkinci ve üçüncü sıraya beyaz taşlar, altıncı ve yedinci sıraya siyah taşlar dizilir ve oyuna beyaz taraf başlar. Taşlar, klasik damanın aksine çapraz hareket etmez, komşu kareler boş ise sağa, sola ve ileri hareket edebilir fakat geri gidemez. Bütün taşların amacı en ileri sıradaki kareye ulaşıp "dama" olmaktır. Dama olarak güçlenen taş geri hareket kabiliyeti kazanır, ayrıca karşı tarafın bir veya birkaç taşını almak şartıyla birden fazla karede L şeklinde hareket edebilir. Taşlar arasında en kıymetli taş dama olarak adlandırılan bu taştır. Damaya ulaşamamış taşlar "yoz" olarak adlandırılır. Dama olmuş taşın hareket kabiliyeti yüksek olduğu için (oyuncunun ustalık derecesine göre) dama, 5 yoz taş değerinde görülür, yani bir dama taşı elde edebilmek için 5 yoz taş feda edilebilir.
Türk damasında amaç karşı tarafın taşlarını tüketip oyunu kazanmaktır. Her iki oyuncunun da bir hamle hakkı vardır. Bir taraf hamlesini yaptıktan sonra sıra karşı tarafa geçer. Oyun sonunda her iki tarafın da bir taşı kalmışsa (taşlardan biri dama olsa bile), oyun beraberlikle sonuçlanır ve bu durum "gayyım" olarak adlandırılır.
1889 yılında Kitapçı Harekil Efendi iki dama risalesi yayımlamıştır. Beyazıt Devlet Kütüphanesi'nde bulunan bu eserde dönemin ünlü damacılarının oyunlarına yer verilmiştir. Eserde; Ethem Bey, Derviş Hampar, Nadir Molla, Halil Paşa, Şakir Baba ve İbrahim Bey'in ünlü oyunları anlatılmaktadır. Sultan Abdülaziz bir dama meraklısı olduğu için o dönem Türk daması için görkemli bir dönem olarak anılmaktadır. Sultan Abdülaziz'in Damacıbaşısı İbrahim Efendi, 1893 yılında Amerika'nın keşfinin 400. yılı anısına düzenlenen meşhur Chicago Fuarı'na katılmak istemiş ancak Sultan II. Abdülhamid'in iznini alamamıştır.