Bu yazımızda son yıllarda büyük ilgi ve tartışmalara yol açan bir konu olan Rohingyalar konusunu derinlemesine inceleyeceğiz. Rohingyalar, başlangıcından günümüze kadar toplumun çeşitli kesimlerinin dikkatini çekmiştir. Kapsamlı bir analiz aracılığıyla, Rohingyalar'i oluşturan farklı kenarları ve bunların farklı bağlamlardaki etkilerini inceleyeceğiz. Ayrıca Rohingyalar'in zaman içindeki gelişimini vurgulayarak farklı alanlardaki etkisini ve karar alma üzerindeki etkisini vurgulayacağız. Rohingyalar hakkındaki çeşitli bakış açılarını değerlendirerek, bugün bu kadar alakalı olan bu konunun anlaşılmasını zenginleştiren kapsamlı bir bakış açısı sağlamaya çalışıyoruz.
𐴌𐴗𐴥𐴝𐴙𐴚𐴒𐴙𐴝 | |
---|---|
![]() | |
Toplam nüfus | |
Önemli nüfusa sahip bölgeler | |
![]() | 600.000 (Kasım 2019)[3] |
![]() | 1.300.000+ (Mart 2018)[4] |
![]() | 500.000 (Eylül 2017)[5] |
![]() | 190.000 (Ocak 2017)[6] |
![]() | 150.000 (Ekim 2017)[5] |
![]() | 50.000 (Aralık 2017) |
![]() | 40.000 (Eylül 2017) |
Diller | |
Din | |
Rohingyalar, Güneydoğu Asya'da esas olarak Myanmar'ın Arakan Eyaleti′nde (Rakhine) yaşayan, mülteci olarak da Bangladeş ve Malezya′da da görülen ve dilleri Hint-Avrupa dil ailesine giren Sünni Müslüman bir halktır.
2012 Arakan Bölgesi ayaklanmalarında Arakan Eyaletinin kuzeyinde yaşayan komşu Budist Arakan (Rakin) halkının etnik temizlik saldırılarına maruz kaldılar ve Bangladeş'e sığındılar. Birleşmiş Milletlere göre Rohingyalar Dünya′nın en çok eziyet gören etnik gruplarından biridir.[9]
"Rohingya" teriminin kökeni tartışmalıdır. Khalilur Rahman gibi bazı Rohingya tarihçileri Rohingya teriminin Arapça bir kelime olan Raham 'yani' "merhamet" ten türemiş olduğunu ileri sürmektedir.
Farsça, Arakan'ı fetheden bağımsız Bengal sultanlarınca saray dili olarak kullanıldığı için, 1845 yılına kadar Arakan'ın da resmî dili olmuştur.[10] Bu zaman zarfında Arakan kralları ile çok yönlü ilişkiler geliştiren Bengallerin, doğularında bulunan Arakan'a ışık, güneşin doğduğu topraklar anlamına gelecek bir isim vermiş olmaları muhtemeldir. Farsçada aydınlık ve ışığa dair birçok kelime "ro" ile başlamaktadır.
Rohingyaca Myanmar'ın Arakan bölgesinde yaşayan Rohingya halkının ve eski adıyla Birmanya Devletinin modern yazılı dilidir. Bu bir Hint-Avrupa dili olup dilsel açıdan Bangladeş'in Myanmar sınırındaki güney kesiminde konuşulan Chittagonian diline benzer bir yapıdadır.
Myanmar'ın Müslüman Rohingya nüfusu mensupları ülke vatandaşı sayılmadıkları için Myanmar hükûmeti tarafından ayrımcılığa karşı korunmuyorlar. Bu nedenle, özellikle yasal ve siyasi alanda, topluluğun din özgürlüğünden yoksun olmasıyla ilgili endişeler mevcuttur.[11]
Rohingya halkının büyük çoğunluğu, Sünni İslam ve Sufizm karışımı şekilde olmak üzere İslam inancına uygulamakta ve inanmaktadır[12][13][14][15] ve ayrıca Rohingyalıların yaklaşık % 2,5'i Hinduizm'e inanıyor.[14][16][17] Myanmar hükûmeti Rohingyalıların eğitim olanaklarını kısıtlamaktadır; pek çoğu tek seçenek olarak temel İslami çalışmaları takip ediyor. Köylerin çoğunda cami ve medreseler bulunmaktadır. Geleneksel olarak erkekler cemaatlerde ve kadınlar evde dua ediyor.[18]
Ülkedeki Müslümanlar sık sık engellerle yüzleşti ve Myanmarda'daki diğer bireylerle aynı şekilde dinlerini uygulamak için mücadele etti. Bu mücadeleler, ister gayri resmi ister resmi olsun, ibadethanelerin inşası için onay almada güçlük şeklinde kendini göstermiştir. Geçmişte ayrıca dini inançlarını öğrettikleri ve uyguladıkları için tutuklandılar.
Rohingyalılar, sağlık hizmetleri konusunda ayrımcılık ve engellerle karşı karşıya kalmakta.[1][19] The Lancet tıp dergisinde yayınlanan 2016 tarihli bir araştırmaya göre, Myanmar'daki Rohingyalı çocuklar düşük doğum ağırlığı, yetersiz beslenme, ishal ve yetişkinliğe ulaştıklarında üremenin önündeki engeller gibi sorunlarla karşı karşıya kalmakta.[1] Rohingyaların çocuk vefat oranı 1.000 canlı doğumda 224'e kadar çıkmakta, bu sayı Myanmar'ın geri kalanına göre 4 kat daha fazla (1.000 canlı doğumda 52 vefat) ve Arakan eyaletinin Rohingyalıların yaşadığı bölgeler dışındaki yerlere göre 3 kat daha fazla görülme oranına sahiptir (1000 canlı doğumda 72 vefat).[1][20] Gazete ayrıca Rohingyalı çocukların % 40'ının ülke içinde mültecilerin barınma kampında yaşayan Arakan'ın geri kalanındaki çocuklar arasında görülen ishal hastalığından beş kat daha fazla ishale yakalandığını ortaya koydu.[20]
Uluslararası Af Örgütü′ne göre Müslüman Rohingya halkı, 1978 yılından beri Myanmar Budist cuntası altında insan hakları ihlallerinden muzdarip olmuş ve bunun sonucunda pek çoğu komşu Bangladeş′e göç etmiştir.
2005 yılı itibarıyla BMMYK, Rohingyalıların Bangladeş′ten geri dönüşüne yardımcı olmuş, ancak mülteci kamplarındaki insan hakları ihlalleri iddiaları bu çabaları boedir.
BM'nin önceki tüm çabalarına rağmen, Rohingya mültecilerin büyük çoğunluğu Bangladeş'te kalmış, zira Myanmar′da iktidarda olan rejimin olumsuz tavrı değişmemiştir. Artık onlar Bangladeş hükûmetinden destek almadıkları için de sorunlar yaşamaktadır. Şubat 2009'da birçok Rohingyalı mülteci denizde 21 gün mahsur kaldıktan sonra, Malakka Boğazı'nda Acehneseli denizciler tarafından kurtarıldı.
Yıllar boyunca binlerce Rohingyalı Tayland'a iltica etti. Tayland-Myanmar sınırında 9 kampa yerleştirilmiş yaklaşık 111.000 mülteci vardır. Orada onlar gruplar halinde ve Tayland'dan açık denizlere sevk edildi. Şubat 2009 yılında Tayland ordusunun 190 Rohingyalı mülteciyi botlara istifleyerek açık denizlere sürdüğü kayıtlara geçmiştir[kaynak belirtilmeli]. Ayrıca Şubat 2009'da Endonezya makamları tarafından kurtarılan mültecilerden bir grup Tayland ordusu tarafından işkence gördükten, sonra açık denizde terk edildiklerine dair üzücü hikâyeler anlattılar. Şubat ayı sonu itibarıyla açık denizlere bırakılan 5 bottan 4'ü batmış ve biri karaya oturmuştur. 12 Şubat 2009'da Tayland Başbakanı Abhisit Vejjajiva "bazı durumlarda" Rohingya halkının, açık denizlere salındığını kabul etti.
"Sanırım bu insanların açık denizlere bırakıldığına dair bazı kayıtlar var. … Bu uygulamalar yalnızca yeterli miktarda yiyecek ve su temin edildikten sonra gerçekleştirilmişlerdir. … Yine de mültecilere karşı gerçekleştirilen bu muamelenin hesabı sorulacaktır."
Başbakan o "herhangi bir kayıp" pişmanlık duyduğunu ve sorunun giderilmesi üzerinde çalıştığını söyledi.
16 Ekim 2011 yılında, Myanmar'da kurulan yeni hükûmet kayıtlı Rohingyalı mültecileri geri almaya karar verdi.
Myanmar'da kötüleşen bu durumda devletin başı ve demokrasi yanlısı nobel ödüllü lideri Aung San Suu Kyi, Rakhine bölgesinde Budist militanlar ve Myanmar Ordusu tarafından gerçekleştirilen katliamlara karşı sessiz kaldıktan sonra teskin edici sözler bularak burada muhtelif problemlerin olduğunu, Rohingalara karşı devlet eliyle olmadığını, orada sadece etnik temizliğin değil, Müslümanlararası çatışmaların da olduğunu, devletle işbirliği yapanlara da saldırıldığını söyledi. Askeriyenin anayasal haklar çerçevesinde hareket ettiğini, tabii ki askere "ırza geçme, talan ve işkence için" serbestilerinin olmadığını, ama "oraya gitmeye ve savaşmaya serbest olduklarını" söyledi.[21][22] Diğer Nobel ödüllü Budist lider Dalai Lama da Budist Myanmar′da Müslümanlara karşı gerçekleştirilen toplu katliamlara dair henüz bir açıklamada bulunmadı.
<ref>
etiketi; myanmar_nationals
isimli refler için metin sağlanmadı (Bkz: Kaynak gösterme)
Dass die Gewalt gegen die Rohingya staatlich gesteuert werde, wies Suu Kyi zurück: „Ich glaube, es gibt dort viel Feindseligkeit - es geht auch um Muslime, die Muslime töten, wenn sie glauben, dass sie mit den Behörden kooperieren.“ Es gehe „nicht nur um ethnische Säuberungen, wie Sie das nennen. Es geht um Gruppen auf zwei Seiten einer Bruchlinie.“
Angesichts wachsender Kritik vom Westen lud die De-facto-Regierungschefin und Außenministerin Suu Kyi am Donnerstag Diplomaten in der Hauptstadt Naypyitaw zu sich, um klarzustellen, dass ihr Land „unfair behandelt“ werde, wie Quellen gegenüber Reuters berichten. Sie sei „betroffen“ über die einseitige Wahrnehmung in der westlichen Welt, ohne die „wahren Informationen“ zu kennen.