Bu yazıda Protagoras'in heyecan verici dünyasına gireceğiz. Kökeninden bugünkü önemine kadar, toplum üzerindeki önemine ve etkisine ışık tutmak için bu konunun her yönünü inceleyeceğiz. Protagoras zaman içinde birçok insanın dikkatini çekerek tartışmalara, ilhamlara ve düşüncelere yol açtı. Ayrıntılı analiz ve farklı bakış açıları aracılığıyla, Protagoras'in eksiksiz ve kapsamlı bir görünümünü sunmayı, onun çağdaş dünyadaki önemini daha iyi anlamak için çoklu boyutlarını ve sonuçlarını ele almayı amaçlıyoruz.
Protagoras | |
---|---|
Tam adı | Protagoras |
Doğumu | MÖ 481 |
Çağı | Sokrates öncesi filozoflar |
Bölgesi | Antik Yunan felsefesi |
Okulu | Sofizm |
Etkilendikleri | |
Etkiledikleri |
Protagoras (Yunanca: Πρωταγόρας; MÖ 481 - MÖ 420), Sofistlerin en önemli ve kurucu filozoflarındandır.[1]
MÖ 481 yılında, Yunanistan'ın Abdera şehrinde doğmuştur. Hayatının bir döneminde Atina'ya taşındı ve orada Perikles'e danışmanlık yaptı. Perikles MÖ 444'te onu Thurii sömürgesi için bir anayasa yazma işini verdi. Leukippos'un öğrencisi olarak yetişmiştir.[2] Atina'da uzun süre yaşamış ve etkinliklerde bulunmuş, agnostizm'in takipçisi olduğu için idam emri verilmiş, kitapları toplanıp yakılmıştır. Tahminen MÖ 411 yılında gemiyle idam edilmekten kaçarken boğularak ölmüştür.[3][4]
Sofist düşüncenin genel bir eğilimi olarak Protagoras doğa felsefesine ilgi göstermez,[5] aksine ona karşı önermelerini geliştirir.[6] Objektif anlamda geçerli bir bilginin olmadığı, yani genelgeçer bir doğrunun olamayacağı önermesi sofist felsefenin[7] genel düşüncesidir ve Protagoras bunu, Herakleitos'un Her şey değişir, sözünden hareketle kanıtlar.[8] Bundan Protagoras, eğer her şey değişiyorsa hiçbir şey kesin anlamda belirli bir şey olamaz sonucunu çıkarır. Dolayısıyla belirli bir bilginin herkes için aynı anlamda bir kesinlik taşıması ve doğru olması söz konusu olamaz.
Bilgilerimiz, nesnelerin değişimlerine ve o andaki duyumlarımıza bağlı olarak meydana gelir. Bu nedenle Protagoras bunları doksa'lar (sanılar) olarak adlandırmaktadır.[9][10] Her sanı, belirli duyumlarla onu ortaya koyan kişi için doğrudur. Bunun anlamı bilginin görelileştirilmesi ve merkeze insan ögesinin konulmasıdır. Nitekim Protagoras'ın ünlü sözü;
"İnsan her şeyin, var olan şeylerin var olduklarının ve var olmayan şeylerin var olmadıklarının, ölçüsüdür" şeklindedir.
Protagoras, insan aklını sorguya çekmiş, bir yandan soyut spekülasyonun önüne geçerken, bir yandan da insan aklının kendi üzerine düşünme gücünü gözler önüne sermiştir. Pratik bir bilgeliğe sahip bir kişi olarak da, insana boş, sonuçsuz araştırmalardan, kendisine dönme çağrısı yapmış ve insanı dünyasının merkezine yerleştirmiştir. Felsefe tarihi içinde insan felsefesi olarak adlandırılan eğilimin öncüsü bu anlamda Protagoras'tır. Bilgi, doğruluk ve değeri tümüyle göreli kılan, şeylerin insanlara göründüğü gibi olduğunu savunan Protagoras, Tanrı konusunda agnostik bir tavır almıştır.[11]