Bu yazımızda son yıllarda büyük ilgi gören bir konu olan Paradoks'i detaylı olarak analiz edeceğiz. Paradoks, psikolojiden ekonomiye, sosyolojiden politikaya kadar çeşitli alanlarda yaygın olarak incelenen bir kavramdır. Tarih boyunca Paradoks, genel olarak kamuoyunun yanı sıra uzmanlar ve akademisyenler tarafından da tartışma ve yansıma konusu olmuştur. Bu anlamda, toplum ve günlük yaşam üzerindeki etkisine ilişkin daha geniş ve net bir vizyona ulaşmak için Paradoks'in bilgi ve anlayışını derinleştirmek büyük önem taşıyor. Bu makale aracılığıyla, bu konudaki tartışmayı zenginleştirmek ve eleştirel düşünmeyi teşvik etmek amacıyla Paradoks'in çeşitli boyutlarını ve yönlerini keşfetmeyi öneriyoruz.
Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturmasıdır. Çoğunlukla, çelişkili görünen sonuç veya sonuçların aslında çelişkili tarafları vardır. Paradoks teriminin karşılığı olarak Türkçede açmaz, çatışkı, çelişki, yanıltmaç sözcükleri kullanılmaktadır.
Şekil A'da bir paradoks yoktur, bir illüzyon veya göz yanılmasıdır. Şekilde ilk durumda iki parçadan oluşan üst eğimli yüzey içe doğru bükük durmakta, ikinci durumda ise bu yüzey yine parçalı fakat dışa bükük olduğu için oradan alan kazancı olmuş, bu da içeriye bir boş kare olarak yansımıştır. Ancak bu pek çok kişi tarafından da uzun süre fark edilemeyebilmektedir.
Başka bir bakış açısı olarak; kırmızı üçgenin eğimi olan 3/8 ile mavi üçgenin eğimi olan 2/5, görüldüğü gibi eşit değildir. Dolayısıyla bu iki üçgen ile iki parçacığın oluşturduğu her iki şekil de üçgen değildir. Bu yüzden de iki şeklin alanlarının farklı çıkması gibi bir şey söz konusu olamaz.
Ayrıca kendi içinde çelişen veya tam tersi şekilde sonuç olarak doğru olan fakat absürt veya çelişkili gözüken bir ifadeye (ifadelere veya ifadeler bütününe) de paradoks denmektedir. Kökleşmiş inanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce olarak da tanımlanabilir. Yani bir nevi çelişkidir.
Genelde paradoksların cevapları yoktur. Yıkılamaz bir duvara durdurulamaz bir trenin çarptığı zaman oluşacak çelişki (paradoks) gibi, sonucun görülmesi engellenmiş olur.
Türkçeye, Fransızca paradoxe sözcüğünden türeyerek giren paradoks sözcüğünün, etimolojik anlamda kökeni Yunanca paradoksos yani "karşıt-çelişen (düşünce)"dir. Paradokson, paradoks (karşıt düşünce) içeren iddia anlamındadır. (Yunanca para: Yan(ında), boyunca; üzerinden, dışa; karşı. Yunanca doksa: Düşünce; niyet. Ayrıca Yunanca dogma: Düşünce; karar; tez.) Bu Yunanca kökenli sözcüğün Latince'ye paradoxus olarak girmesi, sözcüğün daha sonra (17. yüzyılda) batı dillerinde yer almasını sağlamıştır. Kökende sözcük "kabul görmüş bir düşünceyle çelişen, karşıt bir ifade" anlamında kullanılırken, bugün bu anlamdan ziyade felsefi ve mantıksal anlamda kullanılmaktadır.