Bugün, son zamanlarda pek çok kişinin dikkatini çeken bir konu olan Organosilisyum konusunu inceleyeceğiz. Artan popülaritesi ile Organosilisyum hem uzmanların hem de kamuoyunun büyük ilgisini çekti. Bu makalede, Organosilisyum'in farklı yönlerini derinlemesine inceleyerek geçmişini, günümüz toplumu üzerindeki yansımalarını ve geleceğe yönelik olası sonuçlarını analiz edeceğiz. Bu ayrıntılı analiz aracılığıyla Organosilisyum'e ışık tutmayı ve okuyucularımıza bu olgu/trend/konu hakkında daha kapsamlı bir anlayış sunmayı umuyoruz.
Organosilisyum bileşikleri, karbon-silisyum bağı ihtiva eden organik bileşiklerdir. Organosilisyun kimyası bu bileşiklerin özelliklerini ve reaktivitelerini keşfeden bilim dalıdır. Organosilisyum bileşikleri sıradan organik bileşiklere benzer şekilde renksiz, yanıcı, hidrofobik ve stabillerdir. İlk organosilisyum bileşiği olan tetraetilsilan, 1863 yılında Charles Friedel ve James Crafts tarafından dietilçinko ile tetraklorosilan reaksiyonu gerçekleştirilerek keşfedilmiştir. Bir Karbosilisyum olmasına rağmen silisyum karbür bir inorganik bileşiktir.