Bu makale toplumun farklı kesimlerinde önemli bir ilgi kazanan On iki casus konusunu ele alacaktır. On iki casus, çeşitli çalışma alanlarında ve günlük yaşamdaki etkisi ve önemi nedeniyle akademisyenlerin, profesyonellerin ve genel kamuoyunun ilgisini çeken bir konu haline geldi. Son on yılda, On iki casus, öneminin daha iyi anlaşılmasını ve takdir edilmesini sağlayan araştırmaların, tartışmaların ve düşüncelerin konusu olmuştur. Bu anlamda bu makale, konuya ilişkin farklı bakış açılarını, yaklaşımları ve görüşleri ele alarak, On iki casus'in geniş ve zenginleştirici bir vizyonunu sunmayı amaçlamaktadır.
On iki casus (İbranice: שְׁנֵים עָשָׂר הַמְרַגְּלִים), Musa tarafından 40 gün boyunca bilgi toplamak için İsrail Diyarı'na gönderilen Yahudi casuslardı. On iki İsrail kabilesinin her birine bir casus düşecek şekilde on iki deneyimli adam seçildi. Mısır'dan Kenan'a geri dönecek İbrani halkının, uzun zaman sonra tekrar dönecekleri yerlerde başlarına bir sıkıntının gelip gelmiyeceğine emin olmak için gönderildiler. Tanrı, İsrailoğullarının Kenan topraklarını ellerine geçireceğine dair söz verdiyse de İsrailoğulları önce bu toprakları gözlemlemek istedi.
Musa, casusların özellikle tarım ve yer şekilleriyle ilgili bilgi toplamasını emretti. Casuslar, kale, şehirler ve devler gözlemleyince korktular ve İsrailoğullarının Tanrı'nın sözünün aksine bu diyarı ele geçiremeyeceklerini düşündüler. Casuslardan on tanesi daha çok vazifenin zorluğu üzerinde duran yanlış raporlar sundular. Diğer iki casus - Yeşu ve Kalev - çoğunluğa uymayarak İsrailoğullarının bu ülkeyi fethedebileceği konusunda halkı ikna etmeye çalıştıysalar da İsrailoğulları çoğunluğa inandı.
İsrailoğullarının bu yanlış raporları kabul etmesi, Tanrı gözünde büyük bir günah olan laşon hara[1] (iftira)'yı kabul etmekle eş değerdi. Bunun üzerine yapılan her bir casusluk günü için halkı bir yıl cezalandırarak İsrailoğullarının 40 yıl çöllerde dolaşmasını buyurdu. Böylece iftiraya inanan nesil yok olup (Yeşu ve Kalev hariç) iftiraya inanmayan yeni neslin doğması sağlanmış oldu.
Casusların yaptığı bu günah, 9 Av oruç gününün doğmasına sebep oldu. İsrailoğulları yanlış rapora inanınca Tanrı'nın onların kaybetmesini istediğini düşündüklerinden gözyaşı döktüler. Tanrı'nın "Gereksiz yere ağladınız, bu yüzden nesiller boyu ağlayacaksınız" demesi üzerine Av ayının dokuzu nesiller boyu ağlama ve şanssızlık günü oldu.
Sayılar kitabında on iki casusla ilgili bilgiler bulunur.[2][3]
![]() | Antik İsrail ile ilgili bu madde taslak seviyesindedir. Madde içeriğini genişleterek Vikipedi'ye katkı sağlayabilirsiniz. |