Bu makalede Okrokotani konusunu derinlemesine inceleyeceğiz, farklı yönlerini, günümüz toplumundaki önemini ve çağdaş dünyadaki önemini ele alacağız. Bu doğrultuda Okrokotani'in kültürden politikaya, teknolojiden ekonomiye kadar çeşitli alanlarda yarattığı etkiyi analiz edeceğiz. Anlamını ve günlük yaşamlarımız üzerindeki etkisini daha iyi anlamak amacıyla kendimizi bu olayın tarihine, sonuçlarına ve zaman içindeki gelişimine kaptıracağız. Ayrıca, Okrokotani'in gelecekteki beklentilerini ve önümüzdeki yıllardaki olası gelişiminin yanı sıra şu anda yarattığı ihtilafları ve tartışmaları da inceleyeceğiz.
Okrokotani (Gürcüce: ოქროქოთანი), tarihsel Eruşeti bölgesinde, günümüzde Ardahan ilinin Hanak ilçesine bağlı Ortakent mahallesinin sınırları içinde ortadan kalkmış bir köydür.
Orkokotani (ოქროქოთანი), Gürcüce altın anlamındaki "okro" (ოქრო) ile çömlek anlamındaki "kotani" (ქოთანი) kelimelerinden oluşur.[1][2] Bu yer adı "Altın çömlek" anlamına gelir. Okrokotani Türkçeye Okrokotan şeklinde gimiştir. Nitekim 1595 tarihli Osmanlı mufassal defterinde Okro Kotan (اوكرو قوتان) olarak geçer.[3]
Okrokotani köyünün bulunduğu Eruşeti, Orta Çağ'da Gürcistan oluşturan bölgelerden biriydi. Bu bölge ayrıca Gürcü Hristiyanlığının erken dönemdeki merkezlerinden biri olma özelliği taşımaktadır. Osmanlılar bu bölgeyi ve köyü 16. yüzyılın ikinci yarısında Gürcülerden ele geçirmiştir. Köyün kilisesi olan Okrokotani Kilisesi de bu dönemden kalmıştır.[4]
Okrokotani köyü, 1595 tarihli ve Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistan adlı Osmanlı mufassal defterine göre, Gürcistan Vilayeti içinde, Ardahan-i Büzürg livasının Meşe nahiyesine bağlıydı. Nüfusu 52 Hristiyan haneden oluşuyordu. Vergi mükellefi erkeklerin çoğu Vardzel, Batata, İvane, Cavaha, Camaspa, Laşkara, Daniel, Parşevan, Basila, Elia, Matsatsa, Papuna, Davita, Gogia, Zurab, Giorgi gibi Gürcü adları taşıyordu. Köyde buğday, arpa, yonca tarımı ve arıcılık yapılıyor, domuz ve koyun besleniyordu. Köyde üç adet su değirmeni bulunuyordu.[3][5]
Okrokotani köyünün bulunduğu Eruşet bölgesi, 1878 yılında savaş tazminatının bir parçası olarak Osmanlı Devleti tarafından Rusya'ya bırakıldı. Rus idaresinin 1886 tarihli nüfus tespitinde Okrokotani adı geçmemektedir. Nitekim Okrokotani köyünün 19. yüzyılda ortadan kalkmış olduğu başka kaynaklardan da anlaşılmaktadır. Birinci Dünya Savaşı yıllarında Ardahan bölgesini gezen Gürcü araştırmacı ve gazeteci Konstantine Martvileli Okrokotani’nin bir zamanlar büyük ve zengin bir köy olduğunu, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında terk edilmiş bir köye dönüştüğünü yazmıştır. Martvileli’nin verdiği bilgiye göre boşalmış olan köyde bir adet yıkık kilise bulunuyordu. Okrokotani köyünün kurulu olduğu arazi bu sırada Nakalakevi’nin sınırları içinde bulunuyordu.[6]
Konstantine Martvileli'nin sözünü ettiği Okrokotani Kilisesi, yıkık halde günümüze ulaşmıştır. Kilise Ortakent mahallesinin (Nakalakevi) 3 kilometre güneyinde, Okrokotani köyünün yerleşim alanında bulunmaktadır. Kilisenin çevresinde eski mezar taşları tespit edilmiştir. Kiliseden geriye otlar arasında harçlı duvar parçaları kalmıştır.[4]