Bu yazıda Muammer Hacıoğlu'in heyecan verici dünyasını ve bu temanın sunduğu her şeyi keşfedeceğiz. Kökeninden bugünkü etkisine kadar, Muammer Hacıoğlu'in hayatımızdaki önemini ve alaka düzeyini tam olarak anlamak için kendimizi bir keşif yolculuğuna çıkaracağız. Kapsamlı bir analiz yoluyla, Muammer Hacıoğlu'i evrensel bir ilgi konusu haline getiren farklı yönleri ve yönleri inceleyeceğiz ve sosyal etkisinden küresel sonuçlarına kadar her şeyi ele alacağız. Uzmanlarla yapılan röportajlar, istatistiksel veriler ve farklı bakış açılarıyla bu makale, Muammer Hacıoğlu'in gizemlerini ve erdemlerini açığa çıkaran, okuyucunun bu konunun büyüleyici evrenine dalmasına olanak tanıyan kapsamlı bir vizyon sunan eksiksiz bir rehber olmayı hedefliyor.
![]() | Bu maddede birçok sorun bulunmaktadır. Lütfen sayfayı geliştirin veya bu sorunlar konusunda tartışma sayfasında bir yorum yapın.
|
Muammer Hacıoğlu | |
---|---|
![]() | |
Doğum | 16 Eylül 1945 Eyüpsultan |
Ölüm | 4 Nisan 1992 (46 yaşında) |
Defin yeri | Edirnekapı Şehitliği, İstanbul |
Meslek | Şair, Aktör |
İkamet | İstanbul |
Dönem | 1969-1991 |
İmza | ![]() |
Muammer Hacıoğlu (16 Eylül 1945; Eyüpsultan, İstanbul – 4 Nisan 1992, İstanbul), Türk şairdir.[1]
Manastırlı Şadiye Hanım ile Üsküplü Niyazi Hacıoğlu'nun oğludur.[2] II. Dünya Savaşı yıllarında Yugoslavya'dan göç eden bir ailenin tek erkek çocuğu olarak doğdu. Öğrenimini ilkokuldan sonra sürdürmedi. Olumsuz koşullar altında geçen çocukluğu ve içinde yetiştiği toplumun ekonomik ve sosyal gerçekleri daha sonraları Bülent Ecevit'in sözleriyle “Türk halkının özlemlerini ve toplumsal sorunlarını yansıtan şiirleri”nin ana konusunu oluşturdu.[3]
Çağdaşlarınca “yaşantısının acı öyküsünden güç alan güçlü bir şair” olarak nitelendi.[4] Mehmed Kemal'in deyimiyle "Kuşağı tükenmeye yüz tutmuş bohem şairlerdendi. Tıpkı Baudelaire, Verlaine, Rimbaud, Apollinaire, Edgar Allen Poe gibi.."[5]
1950'li yılların başında Eyüp Ebussuud Efendi İlköğretim Okulu'na başlar. (Eski adı Reşadiye Mektebi olan ve Sultan Reşat'ın 1910'da Haliç kıyısında inşa ettirdiği bu tarihî okulda "Dağ Başını Duman Almış" sözleri ile başlayan meşhur Gençlik Marşı, beden eğitimi öğretmeni Selim Sırrı Tarcan tarafından ilk defa öğrencilere söyletilmiştir.[6][7]) İlkokul 5. sınıfta okulu terk eder. "Şiirle Buluşma" adlı şiirinde ilkokul günlerine bir gönderme vardır: "Bir ilkokul sırasında görmüştüm onu. Beynimden süzülüp yüreğime akmıştı. Ve beni yıllarca sınıfta bırakmıştı."[8] Hacıoğlu okulu terk ettikten sonra evden de kaçar. [kaynak belirtilmeli]
Askerlikten sonra 1972’de İstanbul’da Beyoğlu Sanat Galerisi’nde sekizinci resimli şiir sergisini açtı.[9] Şiirleri Varlık, Soyut, Yansıma, Güney, Papirüs, Hâkimiyet Sanat, Ozanca, Çağdaş Türk Şiiri, İnsancıl vb. edebiyat dergilerinde yayınlandı. “Doğmamış Çocuklara” adlı şiiri Yılmaz Güney’in "Arkadaş" (1974) filminde ‘başka birinin şiiri sahiplenmesiyle’ kendisinden izin alınmaksızın kullanıldı. "Muammer Hacıoğlu, şiirinin filmde ve senaryonun yayımlandığı kitapta kullanılmasına rağmen hiçbir açıklama yapılmadığını, ayrıca bu nedenle kendisine hiç haber verilmediğini görünce, o sıra Ankara Cezaevi'nde tutuklu bulunan Yılmaz Güney'e bir mektup yazar. Şair Muammer Hacıoğlu mektubunda özetle; 'Şiirimi hem filmde, hem senaryonun yayımlandığı kitapta kullandığınız hâlde, benim olduğunu belirtmediğiniz gibi, benden de izin almadınız. Siz istediniz de ben şiirimi vermedim mi?' diyerek tepkisini dile getirmiş, Susun Ağlayacağım (1971) adlı şiir kitabını da mektupla birlikte göndermiştir. Yılmaz Güney de, cezaevinden yazdığı mektubunda, 'Yonca Yücel adlı oyuncu bu şiirin kendisine ait olduğunu söyledi. O nedenle böyle bir durum ortaya çıktı. Kusura bakma,' demiştir."[10]
21 Şubat 1972'de öğretmen Fazilet Arıcan ile evlenir. Bu evlilikten Savaş (d. 1972) ve Volkan (d. 1977) adlı iki oğlu olur. Muammer Hacıoğlu ile öğretmen eşi Fazilet Arıcan nikâh töreninden hemen sonra Beyoğlu Refia Övüç Olgunlaşma Enstitüsü'nde Hacıoğlu'nun sekizinci şiir sergisinin açılışına giderler. Şairin o tarihte yeni yayımlanmış olan Susun Ağlayacağım (1971) adlı şiir kitabını da okurlarına imzaladığı sergi, dönemin en yüksek tirajlı popüler dergilerinden Hayat Mecmuası'nda haber olur. 70'li yıllarda şiirleri TRT İstanbul Radyosu'nda Nedret Selçuker ve Neval Tuncer tarafından pek çok kez seslendirildi. Aynı dönemde Suavi Sualp ile ortak çalışmalar yaptı. Yönetmen, senarist, prodüktör ve aktör Remzi Jöntürk'ün "Adam Üçlemesi" serisinde yer alan ve Cüneyt Arkın’ın başrolünü oynadığı "Yarınsız Adam" (1976) ile "Yıkılmayan Adam" (1977) adlı filmlerde rol aldı. 1973'te yayımlanan aynı adlı kitabında yer alan "Öfke Kında Durmaz" adlı şiiri, Kadir İnanır tarafından "Kan" (1977) filminin açılış sahnesinde okundu.[11] "Acılardan Acılara" adlı şiirini, Kartal Tibet "Takip" (1972) filminde seslendirdi.[12]
İlk kitabı Altın Mısralar'daki (1969) “Çilli Kız” adlı şiiri Mehmet Lâmi Ateş tarafından bestelendi.[13] Şarkıcı Emrah "Doğmamış Çocuklara" adlı şiirini "Çocuklar" adı ile repertuvarına aldı. “Suç” adlı şiirini ise Selda Bağcan, Ziller ve İpler - Akdeniz Şarkıları 1 albümünde "Acıların Rıhtımında" adı ile besteledi. Beni Sokaklar Çağırıyor (1972) adlı kitabındaki "Sürgün" şiirini, Rojin Ülker "Jan / Sızı" (2005) adlı albümünde yer alan "Yürüyorum" nakaratlı şarkıda besteledi.[14] Behçet Necatigil'in Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’nde var olan maddesi yeni baskılardan çıkarıldı. Necatigil'in ölümünden sonra sözlüğe yapılan müdahaleleri geçersiz sayan Yapı Kredi Yayınları 2016 yılında, eserin 1978 tarihli orijinal son baskısını nihaî versiyon olarak kabul eden tıpkı basımı ile birlikte açıklayıcı bir not yayımladı: "Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü, Behçet Necatigil’in edebiyatımızın topografyasını çıkardığı anıt sözlüğü. İlk baskısı 1960’ta yayımlanan sözlük, edebiyat tarihimiz açısından büyük bir boşluğu doldurdu, her yeni baskısında büyük bir ilgi ve tartışmayla karşılandı. Necatigil’in ölümünün ardından yapılan baskılarda sözlüğün içeriği çeşitli ekleme ve çıkarmalarla güncellendi. Sözlük, günün gelişmelerine uyumlu hâle getirilirken, ister istemez, katışıksız Necatigil eseri olmaktan uzaklaştı. Necatigil’i, 100. yaşında, sağlığında son kez gözden geçirdiği ve genişlettiği 1978 tarihli çalışmasıyla anıyoruz. 901 Türk edebiyatçısının hayatı ve eserini içeren, tamamı Necatigil’in imzasını taşıyan bu çalışma, edebiyatımızın ve Necatigil’in mihenk taşlarından biri."[15]
“Kültürü moda gibi tüketenlerin kendisinden haberleri bile olmayan protest şair”[16] Muammer Hacıoğlu'nun toplumcu gerçekçi çizgideki şiirlerinin coğrafyasında insan, insanın insanla ilişkileri, Doğu ve Doğu insanı önemli yer tutar. Yaşadığı dönemde ülkenin siyasi durumu şiirlerinin özünü oluşturmaktadır.
68'li yıllardan 12 Eylül 1980'e dek geçen süreç içinde yayınladığı dokuz şiir kitabında, dönemin gerilimli ve zor günlerinin derin izleri vardır. Kitaplarında gecekonduları yıkılanları, grevdeki işçileri, feodal zincirleri kırmak için büyük kentlere göç eden insanları anlattı. Şiirlerinin konu haritası daha da ötelere, maden ocaklarından dokuma tezgâhlarına, zindanlardan Vietnam'a, Küba'ya dek uzanır.
Önceden yayınlanmış şiirlerine yenilerini ekleyerek oluşturduğu Mayın Tarlasında Büyüyen Çiçek adlı son kitabını 1991 yılında yayınladı. 4 Nisan 1992'de sirozdan yaşamını yitirdi. Edirnekapı Şehitliğine defnedildi.
2017 yılında oğlu şair Volkan Hacıoğlu'nun hazırladığı Yalnızlık Benim Saltanatımdır adlı seçilmiş şiirler kitabı yayımlandı.[17] Ölümünün 30. yıl dönümü olan Nisan 2021 tarihinde Ben Çabuk Akşam Oluyorum adlı toplu şiirler kitabı çıktı.[18] Doğan Hızlan, 22 Haziran 2021 tarihinde Hürriyet gazetesindeki "Bakış" adlı köşesinde yazdığı "2021 Kemal Özer Şiir Ödülü ve Muammer Hacıoğlu Toplu Şiirler Kitabı" başlıklı yazısında dönemin önde gelen şairlerinin Hacıoğlu hakkındaki sözlerine yer verdi: "Şairler onun için ne demişlerdi: Ahmed Arif: 'Muammer Hacıoğlu, çok iyi ve yürekli bir şair. Kutlarım.' Cemal Süreya: 'Öfke Kında Durmaz’da Muammer Hacıoğlu’nun en başarılı şiirlerini bulundurduğu anlaşılıyor.' Faruk Nafiz Çamlıbel: 'Muammer hiç hata yapmayan bir şiir mimarıdır.' "[19] Muammer Hacıoğlu ve Volkan Hacıoğlu'nun şiirlerinden oluşan bir seçki, Bükreşli şair Niculina Oprea'nın Rumence çevirisiyle Romanya'nın Kaloşvar şehrinde genel yayın yönetmenliğini Gabriel Cojocaru'nun yaptığı Grinta Yayınları tarafından Trenul de Kars adıyla özel tasarımlı bir kitap olarak Eylül 2021'de yayımlandı.[20] Niculina Oprea, kitabın arka kapağı için yazdığı Rumence tanıtım metninde şöyle demiştir: "Kars Treni, Muammer Hacıoğlu ile Volkan Hacıoğlu'nun şiirlerinin aynı şiir bilincinin iki aynası gibi karşı karşıya geldiği bir kitaptır."[21]
2017 yılından beri her yıl Muammer Hacıoğlu anısına şiir yarışması düzenlenmektedir.[17]
➤ 2017 Muammer Hacıoğu Şiir Ödülü Sahipleri:[22]
Ödül Jürisi: Ayten Mutlu, Oğuz Özdem, Turgut Toygar, Volkan Hacıoğlu ve Vedat Akdamar
➤ 2018 Muammer Hacıoğlu Şiir Ödülü Sahipleri:[23]
Ödül Jürisi: Tekin Gönenç, Tarık Günersel, Ayten Mutlu, Volkan Hacıoğlu ve Vedat Akdamar
➤ 2019 Muammer Hacıoğlu Şiir Ödülü Sahipleri:[24]
Ödül Jürisi: Tekin Gönenç, Ayten Mutlu, Osman Tuğlu, Volkan Hacıoğlu ve Vedat Akdamar
➤ 2021 Muammer Hacıoğlu Şiir Ödülü Sahipleri:
Ödül Jürisi: Ramis Dara, Hüseyin Peker, İlyas Tunç, Volkan Hacıoğlu ve Lokman Kurucu
➤ 2022 Muammer Hacıoğlu Şiir Ödülü Sahipleri:[25][26]
Ödül Jürisi: Ayten Mutlu, Oğuz Özdem, Turgut Toygar, Volkan Hacıoğlu ve Vedat Akdamar
➤ 2023 Muammer Hacıoğlu Şiir Ödülü Sahipleri:[27][28]
Ödül Jürisi: Ayten Mutlu, Oğuz Özdem, Turgut Toygar, Volkan Hacıoğlu ve Vedat Akdamar