Bu yazımızda son yıllarda/yüzyıllarda oldukça güncel hale gelen bir konu olan Mavi Çarşı Katliamı hakkında konuşacağız. Mavi Çarşı Katliamı, toplumun çeşitli yönleri üzerindeki etkisi nedeniyle uzmanların ve her yaştan insanın dikkatini çeken bir konudur. Bu yazı boyunca Mavi Çarşı Katliamı'in ne olduğunu, önemini, zaman içindeki gelişimini ve farklı alanlardaki etkisini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Ek olarak, Mavi Çarşı Katliamı hakkında var olan farklı bakış açıları ve görüşlerin yanı sıra, onun getirdiği zorluklar ve faydaları da inceleyeceğiz. Şüphesiz Mavi Çarşı Katliamı hepimizi ilgilendiren bir konu ve yaşadığımız dünyayı daha iyi anlayabilmek için bunu bütünüyle anlamak gerekiyor.
Mavi Çarşı Katliamı | |
---|---|
Bölge | Göztepe, Kadıköy, İstanbul |
Tarih | 13 Mart 1999 16:25 |
Hedef | Siviller |
Saldırı türü | Katliam, kundaklama |
Silahlar | Molotofkokteyli |
Ölü | 14 |
Yaralı | 5 |
Örgüt(ler) | PKK |
Mavi Çarşı Katliamı veya Mavi Çarşı Saldırısı, 13 Mart 1999 tarihinde İstanbul'un Anadolu Yakası'nda, Kadıköy ilçesinde, halk arasında minibüs caddesi olarak bilinen Fahrettin Kerim Gökay Caddesi üzerinde (Bu caddenin ismi, olay tarihinde Kayışdağı Caddesi idi) Göztepe mevkiinde yer alan Mavi Çarşı isimli mağazaya düzenlenen ve 13 kişinin ölümüne neden olan terör saldırısıdır. Saldırı, PKK terör örgütü tarafından molotofkokteylleriyle yapıldı.
13 Mart 1999 günü saat 16.25'te PKK militanları İstanbul Kadıköy'deki Göztepe mahallesinde yer alan Mavi Çarşı'ya girdi. Önce çarşının içine molotofkokteyli atan teröristler, kaçarken vitrinlere de molotofkokteyli fırlatmayı sürdürdü. Molotofkokteyllerinden bazıları parfüm reyonuna atıldı. Parfüm ve benzinin parlaması neticesinde, bütün katı alevler sardı. Yangın merdiveni bulunmayan çarşıda çıkan yangın giderek büyüdü. İnsanlar yangının büyümesi üzerine 6 katlı binanın en üst katına çıkmaya başladılar. Üst kattaki 10 kişi yoğun duman nedeniyle zehirlenerek öldü.[1][2][3]
İtfaiye, önce yangını söndürmeye çalıştı. Daha sonra Mavi Çarşı'nın çatısı ile yandaki binanın çatısı arasına uzatılan merdiven sayesinde birkaç kişi yan binaya ulaşarak hayatlarını kurtardı. Katlarda bulunan kişilerden ikisi yanarak öldü. Yanarak yaşamını yitirenlerden biri tanınmayacak haldeydi. Yere atlayarak hayatlarını kurtarmaya çalışan birkaç kişi ağır yaralandı. Yaralılardan Fevziye Şahinöz ise hastanede yaşamını yitirdi.[1][4]
Türk halkının olay karşısında yılgınlığa düşmeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, "Çıkan yangında maalesef 13 vatandaş ölmüştür. Fevkalade üzgünüm. Vatandaşlarıma Allah'tan rahmet diliyorum. Ailelerine, milletimize başsağlığı diliyorum." dedi.[5] TBMM Başkanı Hikmet Çetin, vatandaşları acı içinde bırakan bu tür olayları yapanları, destekleyenleri TBMM adına şiddet ve nefretle kınadığını kaydetti. Başbakan Bülent Ecevit ise, yaklaşan seçim öncesinde milletin paniğe sürüklemek istendiğini savundu.[6]
İstanbul 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, 7 Mayıs 2007'de verdiği kararda, sanıkların eylemi terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilişini protesto etmek amacıyla yaptıklarını belirttiler. Mahkeme, eski Türk Ceza Kanunu'nun 125'inci maddesi uyarınca, devletin hakimiyeti altında bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya yönelik eylem yapmak suçundan sanıklar Engin Atabey, Abdullah Günay ve Metin Yamalak hakkında ağırlaştırılmış müebbet, olayda gözcülük yaptığı iddia edilen sanık Azime Işık hakkında ise müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti.[17]
Yargıtay 9'uncu Ceza Dairesi, Mavi Çarşı Saldırısı'nın fâilleri, sanıklar hakkındaki kararları onayladı.[18]
Davada 3 sanıkla birlikte yargılanan ve hakkında müebbet hapis cezası verilen Azime Işık'ın, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) ihlal kararı vermesinin ardından yeniden yargılandığı dava, 29 Ocak 2019 tarihinde neticelendi.[19]